Mustafa Cemal TOMAR
BİR YERDE VAR İSE TUĞYAN, OLUR ORADA TUFAN
BİR YERDE VAR İSE TUĞYAN, OLUR ORADA TUFAN
Tuğyan Allah Teâlâ' nın emirlerine karşı gelmek, nehiylerini işlemek anlamına gelmektedir. Tufan ise tuğyana karşılık Allah Teâlâ tarafından verilen ceza anlamına gelmektedir. İlk akla gelen tuğyan- tufan örneği Hz. Nuh (AS) ile kavmi arasındaki Kur'an'ı Kerim'de bahsedilen örneklemelerdir.
Başta iAllah Teâlâ'ya ve O' nun gönderdiği peygamberlere inanmamak, ilahi emirlerle alay etmek, nesli ve ekinleri ifsat etmeğe çalışmak , yeryüzüne şeytan düzenini kurmaya çalışmak, ilâhi adaleti tesis etmek isteyenleri engellemeye çalışmak, teknolojinin verdiği imkânları kullanarak kendini ilâh gibi görmek...tuğyana verilebilecek örneklerden bazılarıdır.
Her dönemde ve her memlekette tuğyanlar mevcuttur. Cenab-ı Hak peygamberlerin emirlerine uymayıp isyankâr olan bir çok kavmi cezalandırdığını Kur'an'ı Kerim'de pek çok ayet-i kerimelerde bize haber vermektedir.
Kur'an'ı Kerim'de Nuh Suresi vardır. Nuh as. Kavmini, gece-gündüz, açık-gizli, ilan ederek ve aşikâr bir şekilde Hâk yol olan islâma davet ettiğini Nuh Suresi'nde beyan etmektedir. Cenab-ı Hak;
5 - Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim."
6 - "Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı."
7 - "Ben onları senin bağışlaman için her davet ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler."
8 - "Sonra ben onları açık açık çağırdım."
9 - "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. "
10 - "Gelin, dedim, Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Çünkü o çok bağışlayıcıdır." Beyan buyurmaktadır.
Lâkin kavmi, kulaklarını tıkadılar, başka ilâhlar edindiler, Nuh as.'la alay ettiler, mala- mülke önem verdiler, her türlü fırsatı ve fuhşiyatı işlediler, Hak peygambere 80 kişi dışında kimse iman etmemiştir, Allah Teâlâ'nın emirlerine isyan ettiler. Çoğu kişiyi yoldan saptırdılar. Bu isyan ve sapkınlıkları sonucunu Nuh Suresi 25. Ayet-i Kerime şöyle beyan ediyor.
25 - Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'a karşı yardımcılar da bulamadılar.
Bunun üzerine Nuh as. şöyle dua etti.
26 - Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma."
27 - "Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar ve sadece ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar."
28 - "Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mümin olarak evime girene ve bütün inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur. Zalimlerin de sadece helakini artır." Buyurulmaktadır.
Şair Arif Nihat Asya "Naat'ında günümüzü şöyle anlatıyor.
Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
“Ebu Leheb öldü” diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!
Günümüzde peygamberler dönemindeki isyankâr kavimlerin yaptkları her ne varsa bugün dünyada çok daha fazlası çok daha çeşiti yapılmaktadır. Dünya'nın her ülkesinde; zulüm iltimas, açlık, fuhuş, ahlâksızlık, sahtekarlık,riyakarlık, haksız yere adam öldürme, faiz ve kumarın her çeşiti, yalan, dolan ne ararsanız vardır. Burada saymakla bitiremeyiz. Son 20 yılda haksız yere dünyada en az 30 milyon insan öldürülmüştür. Mal paylaşımda " bir kişiye 99, 99 kişiye bir pul' verme noktasına gelinmiştir. Kısaca haksızlığın, hırsızlığın, ahlaksızlığın ve zulmün danıskası bütün dünyayı sarmış durumdadır. Yani tuğyanın her çeşiti yaşanmaktadır. Bu durumda ne olacağının cevabını Fetih Suresi 43. Ayet-i Kerimesi bizlere veriyor.
"Bu Allah'ın öteden beri süregelen yasasıdır. Allah'ın yasasında asla bir değişiklik bulamazsın'. Buyurulmaktadır.
سُنَّةَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلُۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْد۪يلاً
Allah Teala'nın yasasında değişiklik olamıyacağına göre gelecekte dünyayı ve insanlığı iyi şeyler beklemiyor demektir. İlâhi adalet devreye girerek, zenginliğiyle şımaran ve dünyayı cehenneme çevirenleri tufan kaplayacaktır inşallah.
. Dünyada bir taraftan doğruları tebliğ edenler vardır. Geçmişe göre çok daha fazla iletişim araçları mevcuttur. Bu iletişim kaynakları kullanılarak sürekli hakikati anlatan hak yolu gösteren, Hakka ve hakikate çağıran çağrıcılar vardır. Lâkin hak ve hakikati anlayan çok az kişi vardır. Bu arada sapıklığa çağıranlar da çoktur. İnsanlığın ekserisi sapkınların yolunu tercih ediyorlar. Kur'an'ın ifadesiyle " Kaliilen mâ tezekkeruun" Az kişi aklediyor, az kişi şükrediyor ve az kişi inanıyor. Tarih tekerrür ediyor. Dünya her yönüyle tufanın gelmesini zorluyor.
Mü'minlere hitaben Bakara Suresi 214. Ayet-i Kerime'yi paylaşarak sohbetimi sonlandırmak istiyorum. Allah Teâlâ; "Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır". Buyurmaktadır. Umarım okuyan kardeşlerim yazıdan istifade ederler. Bu manada bu paylaşımlar da bir tebliğ olduğunu düşünüyorum. Selâm ve dualarımla...
26.03.2024