Artırılan vergi ve harçlar depremin hasarını karşılayacak seviyede olmalı.
Rusya Wagner’in kalkışma girişimini iki günde bastırdı ama Ruble o günden sora dolar karşısında hızla değer kaybetti, bir dolar 84’ten 91 Ruble’ye çıktı. Bunun üzerine Rusya petrolden ve doğalgazdan büyük geliri olmasına rağmen altın rezervlerinden satış kararı alma durumuna geldi.
Türkiye on 10 yılda Wagner kalkışmasından çok daha ciddi darbe girişimleri yaşadı. Gezi kalkışması, 17 -25 Yargı darbe girişimi, hendek olayları, 15 Temmuz darbe girişimi. Bunların her biri sonrası Borsa düştü, dolar çıktı, faizler yükseldi.
Türkiye bu yıl da büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı Kahramanmaraş depremi.
Yapılacak 650 bin konut altyapı yatırımlarıyla birlikte konut başına 2 milyon maliyeti olsa 1,3 trilyon lira bütçeden fazla para çıkacak. Ayrıca depremzedeler dağıtılan nakit ve feragat edilen vergiler hesaplandığında 3 – 4 yüz milyar lira daha eklersek 1,7 trilyon fazladan bütçeye yük binmiş olacak. Bunun yarısından fazlası bu yılki bütçeden çıkacak. 2023 bütçesinin toplam gideri 4,5 trilyon lira olarak tespit edilmişti. Doğal olarak dörtte biri kadar hesapta olmayan yeni gideri karşılamak için bütçenin yeni gelire ihtiyacı var.
Buna karşılık bazı vergi ve harçlarda artışa gidildi.
Doğrusu da budur bütün ülkelerde böyle yapılır.
Ak Parti hükümetlerinin işte bu noktada yaptığı bir yanlış vardı.
Geçtiğimiz dönemde yaşadığımız darbe girişimleri ve Pandemi gibi olağanüstü gelişmeler sonrasında şimdi yapıldığı gibi vergi artışlarına gidilmeli ek vergiler konulmalıydı.
Hem bütçe dengesini sağlamak açısından bu gerekliydi hem de vatandaşın ülkenin ciddi olaylarla karşı karşıya olduğunun farkına varması sağlanmış olacaktı.
Aslında şimdi de mesele açıklıkla vatandaşa anlatılmıyor yine. Sanki deprem yaşanmamış bütçenin yeni gelire ihtiyacı yokmuş, yeni ekonomik program için ek vergiler konuluyormuş gibi yansıtılıyor topluma.