Yusuf ZABUN
Artık idâm cezâsı konusundaki fikirler somutlaşmalı.!!!
Yalova/Çınarcık'da 5 yasındaki Eylül'ün bonzai bağımlısı M.Ş A. tarâfından parktan kaçırılarak tecâvüzünü müteakip öldürmesi, aradan çok geçmeden Ödemiş'de 10 yaşında "Ceylin" yavrumuzun katledilmesi, daha sonra da Leylâ kızımız.!!!
Mengen'li Münevver'in testere ile doğranması, Kars"da kaçırılan erkek çocuğunun tecâvüz edilerek katledilmesi, Tarsus'da Özge Cân cinâyeti, Antalya'da bir turist kadının vahsice ortadan kaldırılması, geçen hafta da Kırıkkale'de Emine Bulut isimli maktûlenin boşanmış eş eliyle 10 yaşındaki çocuğunun feryâdına rağmen bıçaklanarak öldürülmesi, ha kezâ, bu gün de İstanbul Güngören de bir yıllık evli kadının kocasını aynı yöntemle öldürmesi cezâsız mı kalacak? Hayır.!
Buna rağmen bu kabil suç fâilleri, çok kısa sürede şu veyâ bu şekilde sözde cezâlarını çekmiş olarak hapisden kurtulacaklar. Böylelikle ölenler babalarının kesesinden gitmiş olacak.
Toplumun infiâli bitmeden, vicdânî bir rahâtlama olmadan, buna benzer şen'i suçları işleyenler, âdeta suç makinesi hâline gelmiş birer azgın
câniler olarak, âdeta saatli bomba gibi cemiyetin adâlet duygusunu köreltmiş bir şekilde tekrâr toplum içine karışacaklardır.
Maalesef bu tür maznûnları caydıracak idâmdan başka hiçbir kanûni müeyyide yokdur.
Hafakanları zorlayan bu tür suç fâilleri için idâm cezası şartdır. Zira; Yegâne caydırıcı idâm cezâsıdır ki, bir an evvel TCK'daki yerini almalıdır.
Aksi hâlde ne şen'î suçlular, ne çıkar amaçlı suç örgutleri ve dahi ne de darbe hevesli cuntalarla baş etmek mümkün olamıyacakdır.
Avrupa Birliğine katılacağız diye âlel acele uygulamaya koyduğumuz mevzûatdan daha fazla sosyal yara açılmadan dönülmelidir.
Görüldüğü gibi Türkiye olarak iştiyâkla imzâladığımız 'İstanbul sözlesmesi"yangına körükle gitmişdir.
Fayda yerine zararları artırmışdır
Bu itibârla yuşturucu, zinâ, cinsel suçlar ve nitelikli cinâyet fâilleri için TCK.başdan sona behamahâl gözden geçirilmelidir.
Uyuşturucu ile mücâdelede yetersiz kalındığını söylemeye bile gerek yokdur.
Sayın İçişleri Bakanının bu konudaki, tesbîti yerindedir.
Uyuşturucu ile mücâdele pansuman tedbîrlerle önlenemez.
Narko terör mantığı ile hareket edilmelidir.
Yâni terör suçları gibi tâkip edilmedikçe yaş sınırının ilkokul sevîyesine inececeği şübhesizdir. Şimdiden gelen hâberler 11 yaşı işâret etmektedir.
Bizim staj yapdığımız dönemde uyuşturucu madde kullananlara hâkimler üçer sene çakıp geçerlerdi.
Teşekkül hâlinde eroin yâ da buna benzer uyuşturucu madde ithâl veya ihrâç etmek ise, idâm cezâsını müstelzimdi. Şimdi öyle mi? Hayır.!
Bunları içmenin cezâsı yâ yok denecek kadar az yâ da "ben amatemde tedâvi olmak istiyorum" derse cezâ bile almayabiliyorlar.
Gelelim Avrupadaki duruma; aralarında bir de Türk kızının da bulunduğu 77 kişiyi katleden ırkçı kamp katili İsveç'linin aldığı cezâ ortadadır. 20 yıldan aşağı.!
Çürümüş Avrupa toplumlarından alacağımız hiçbir şey yokdur. Diğer konularda olduğu gibi hukûkî düzenlemelerde özümüze dönmenin vakdi çokdan gelmişdir.
Isrârla idâm cezâsı gelmeli demek, buna karşı çıkanların yâ kendi başlarına yâ da çocuklarına böyle bir olay gelsin demek değildir.
Hiç kuşku yok ki,böyle durumda ilk ciyaklayacaklar bu gibi eskrem kişilikli, çelişkili rûhlar olacakdır.
"Daha ne duruyorsunuz, niçin asmıyorsunuz?" diyenler, şimdilerde hümanizmden dem vuruyorlar.
Bu gün dünyâda idâmı uygulayan batılı ülkeler sanki, bunlar kadar hümanist değiller.(!)
Biz demiyoruz ki, idâm cezâsı gelirse suçların kökü tümden kesilir. Böyle bir iddiâ elbetde yersizdir. İdâm cezâsının var olduğu dönemlerde bu tür suçlar işlenmiyor muydu?
Elbetde İşleniyordu.Lâkin daha az işleniyordu.
İdâm, TCK'daki cezâların en caydırıcı olanı olduğu için bölücü, salık katil, vatân ve millet düşmânları için idâm şartdır.
Suçun Ağrı, Tarsus, Polatlı veyâ Bolu'da işlenmesi bir şey değişdirmez. Sâdece sanığın ismi değişmişdir.
Devletin kısası olmayınca devreye başka metotların gireceğini gözardı edemeyiz.
Nerede "Sabancı"nın katili Mustafa Duyar, Münevver'in katili, Özgecân'ın katili, nerede Bartın/Ulusda ki hâdisenin katili.?
Yâ sişleniyor, yâ jilete oturuyor veyâ intihâr etmiş oluyorlar.
Bu bakımdan idâm cezâsı için bekleme dönemi bitmiş, gayri milletin sesine kulak vermenin zamanı gelmişdir.
Diğer tarâfdan ilgili ilgisiz herkes hâlâ hadımı tartışıyor..!
Bana göre hadım cezâsı yanlış. Fer'i cezâ olmasına rağmen yetersiz ve uygulanabilir değil.!
Maalesef böyke bir yanlışa bir beyânatıyla Sayın Bekir Bozdağ bey de düşmüşdü.
Bu konuda "ne cezâ, ne hadım, idâm, idâm" diyen Mustafa Destici daha isâbetli.!!!
Kimyâsal hadım ipe un sermekden başka bir şey değildir. Maâz-Allâh başına böyle bir iş getirilmiş birisi, tecâvüzcüsünün hadım edildiğine sevinir mi?
Bu sorunun cevabı illâki hayır olacakdır.Yürekleri serinletecek tek cezâ "idâm"dır.
Kenân Paşayı gel de anma.!
Çocukların zorla ırzına geçmiş ve onu öldürmüş bir katili, "Asmayalım da, besleyelim mi"?
Şâyet ömrü vefâ eder de tahliye olursa tut ki hadım etdin.!
Denetimli sebestlikde rızâsı hilafına bir iğne..! İğnenin tesîri üç ay..
Katil sanık en erken zâten 60 lı yaşlarda kodesden çıkacak hemde yice semirmiş olarak.!
Bunu o yaşdan sonra hadım etsen ne olur, etmesen ne olur?
Biyolojik olarak hadım oluyor zaten.!
Böyle bir kişiyi hadım edip dışarı saldığında daha da kinlenmiş ve bilevlenmis olarak çıkacak.
Üç aydan sonra bu zâlimin yeni bir istismârına nasıl engel olacaksın? Kaldı ki, onca sapığın kaydını polis yâ da denetimciler nasıl tutacak?Hadım iğnesi yapılmış olan bir kişi bir kaç gün sonra bu iğnenin tesîrini ortadan kaldıracak anti iğne olmasına, yâ da hap almasına nasıl engel olacaksın?
Sanığa her an göz kulak olunamıyacağına göre, bunlar beyhûde bir çâba ! Cezâ kanûnunda fazla bir uygulama alanı bulamayan uzlaşma sistemi gibi akîm kalmaya mahkûmdur.
Bu tipler zâten marazî bir rûh ve ahlâk sâhibidirler. Öldürme dürtüsünü nasıl önleyeceksin?
Bu konu birâz da Âile Hâkimi tarâfından uzaklaşdırma cezâsı alan eşin durumuna benziyor.
Öyle bir cezâ eşi daha saldırgan yapmıyor mu? İstanbul sözlesmesi
isin tuzu biberidir.
Böyle bir tedbîrin, kadın cinâyetini önlemeye yetmediği gibi daha da eşi agresif yapdığını hep birlikde görüyoruz. Kaldı ki, istismâr her türlü yapılabiliyor.
Bunun için biyolojik bir temâsa bile gerek yokdur.
Cezâ kanûnunda bunlar galat bir dille, fikralar hâlinde tadât edilmiş.!
Tekrâr etmek istemem.Vazîfemiz gereği bunları uygulamada fazlasıyla gördük. Kalın sağlıcakla.!