Abdullah LEBLEBİCİ
ALACABEL TÜNELİNİ KENDİMİZ YAZIP KENDİMİZ OKUMAKTAN BIKTIK
2010 yılından bu yana Alacabel’ e tünel yapılmasını yazıyorum. 2016 yılında temeli atıldığında Ülkemiz adına çok sevindim.
Kış aylarında sürücülere çok zor saatler yaşatan, zaman zaman da kısa süreli de olsa ulaşıma kapanan 1825 rakımlı Alacabel nihayet korkulu rüya olmaktan çıkacaktı.
Bu yıl, başta, Seydişehir-Konya ve ülkemiz olmak üzere uzun süre dillerden düşmeyecek bir kış yaşıyoruz. Durum böyle olunca ilk akla Alacabel geliyor.
Nitekim öyle de oldu, yoğun kar yağışı sebebi ile önceki hafta cuma günü gece kapanan yol, pazar günü ancak ulaşıma açılabildi.
Gerek Seydişehir yönünden gerekse Akseki yönünden yolun her iki tarafına da bizzat giderek incele yaptım.
Seydişehir Marangozlar kavşağında sayıları yüzleri aşan, dinlenme tesislerinde de bunun kat kat fazlası araç, Akseki kavşağın da ise sayıları binleri bulan, kilometrelerce araç konvoyu 2 gün yolun ulaşıma açılmasını bekledi.
Bölgede durum bir ara öyle bir noktaya geldi ki, Karayolları kar temizleme çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı, bu arada Alacabel’ e bir kilometre kala bir de çığ düşmesi yaşanınca ümitler hepten tükendi.
Oysa, planlandığı gibi Alacabel tüneli 2019 yılında ulaşıma açılmış olsaydı zorunlu olarak kapalı kalan güzergâh baypas edilmiş olacak, hiçbir araç ve vatandaş yolda mahsur kalmamış olacaktı.
Durum böyle olunca yolda mahsur kalanları yerinde görmek, yardımlarına koşmak için Seydişehir kaymakamı Deniz Pişkin, Belediye Başkanı Mehmet Tutal, Emniyet Müdürü Cevdet Arıcı, Jandarma Komutanı Salih Yahya Koca ile birlikte yolda mahsur kalan sürücüleri ziyaret ettiler.
Ziyaret devam ettiği sırada "çığ düştüğü" bilgisi şok etkisi yarattı. Bereket versin çığ yol ulaşıma kapalı iken gerçekleşti. Yol ulaşıma açık olsaydı ve çığ altında kalanlar olsaydı, bunun hesabını kim ve nasıl verecekti.
Hadi hesabı geçelim, vebali nasıl verilecekti, sorumlu olanların vicdanları sızlamayacak mıydı? Doğrusu çok merak ediyorum, yoksa vicdanlar nasır mı bağlamış olacaktı?
2012 yılından buyana Alacebel tüneli ile ilgili 70’e yakın köşe yazısı yazmışım. Bilenler bilir, mütevazi olmayacağım ölüm virajı olarak adlandırılan bölgede “Acil kaçış rampasını” nasıl yaptırdığımı, hatta adını bile benim koyduğumu, bunun yanın da Konya yolu Çavuş rampasının yapılmasında etkimi ve gayretlerimi bilenler biliyor.
Zamanın Karayolları bölge müdürü elini omzuma koyup, Abdullah Bey “ne olur lehimize bir şeyler yazın, Vali beyden fırça yemekten bıktım” diye kulağıma fısıldadığını.
Yoğun kar yağışının yaşandığı bu günlerde, Ülke gündemini ilk sıralarda meşgul eden haber Konya-Antalya yolu yani ALACABEL TÜNELİ oldu.
Tünelin açılma tarihi olarak önce 2019 dendi, sonra, 2021-2022-2023 derken edindiğim bilgiye göre 2025 yılında bile hizmete girmesi mümkün görünmüyor.
Tünelin, Ankara-Konya-Seydişehir-Antalya yolu için hayati öneme sahip olduğu yıllardan bu yana bilinmesine rağmen, bu yıl yaşanan çetin kış şartları Tünelin önemi bir kez daha gözlerimizin önüne serdi.
Alacabel tünelinin önemi bölge gündemini aşarak Ülke gündemine girmiştir. Bu saatten muhalefet de dahil tüm yetkililerin mesailerinin çoğunu tünelin açılması için harcamaları gerekir.
Birlik içinde neresi ziyaret edilecekse edilsin.
Şimdiden uyarayım, kar sebebi ile 40 saati aşkın bir süre yolda kalan bir ailenin küçük çocuğunun gözünden akan bir damla yaşın vebalini veremezsiniz.
Bu sebeple ne yapıp edin şu tüneli tamamlayın artık.
10 yılı aşkın bir zamandır, ALACABEL Tünelini akıbetini kendimiz yazıp, kendimiz okumaktan bıktık artık.