Sokağın sesine kulak verdiğimizde AK Partinin Seçmenlerinin üç halkada toplandığını görebiliriz...
En iç halkada, her siyasi partide olduğu gibi, partinin fanatikleri yer alıyor.
Ve AK Partiyi, aslında bütün siyasi partileri, ayakta tutanlar bu fanatiklerdir.
Fanatik siyasiler sokağı asla dinlemedikleri için, hiç bir algı yönetiminin bu fanatikleri, kendi partileri adına olumsuz bir düşünceye sevk etmesi asla mümkün değildir.
Fanatik seçmenler partilerinin tabanını oluştururlar ve bir partinin fanatik seçmen kitlesi ne kadar fazla ise o partinin başarısı o kadar kolay olur.
En iç halkayı oluşturan fanatik seçmen kitlesi, amiyane tabirle elde var bir olan seçmen kitlesidir.
‘Elbet elde var bir’ seçmen kitlesinin genel ülke seçmenine oranı partiden partiye değişir.
AK Parti en fazla fanatik seçmen oranına sahip partidir.
AK Partide fanatik seçmen oranı %34.42’dir.
Bu oy oranı, AK Partinin 2002 Genel Seçimlerinde aldığı oydur.
Hatırlanacağı gibi AK Parti 2002’den bu tarafa yapılan genel ve yerel hiçbir seçimde bu oy oranının altına düşmemiştir.
Bu AK Parti için çok büyük avantajdır.
Fanatik oylar ne partiye, ne adaylara, ne siyasi dalgalanmalara bakmazlar.
Bunlar için önemli olan karizmatik liderdir.
Bunun açık kanıtıdır ki, fanatik seçmenler kendilerini ‘Erdoğan Sevdalıları’ olarak tanımlarlar.
AK Partinin ikinci halkasında ülke sevdalısı seçmenler vardır.
Bu seçmenler için esas olan AK Partinin kazanması değil, ülkenin kazanmasıdır.
İşte bu seçim döneminde ülke sevdalısı seçmenler arasında kırılmalar vardır.
Bir grup, ne olursa olsun, oyların mutlaka AK Partiye verilmesi gerektiği kanaatındadırlar.
Diğer grup ise bulundukları yerin adayına bakarak, AK Partiye oy vermeme düşüncesindedirler.
Bunları kısaca tanımlarsak:
Bunların ‘La’sı vardır fakat henüz ‘illa’sı yoktur.
İllerdeki ve ilçelerdeki AK Parti yöneticilerin, Başkan adaylarının ve elbet Parti Başkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın bunları mutlaka ikna etmesi gerekir.
Çünkü seçimin başarısını ikna edilmesi gereken bu seçmenler belirleyecektir.
Anket şirketlerinin ‘kararsız’ dedikleri bu seçmenlerdir.
Üçüncü halkadaki seçmenler ise günü birlik seçmenlerdir.
Bunların ne zaman ne yapacakları belli olmaz; aslında bu seçmenlerin kendileri de ne yapacaklarını tam olarak bilmezler.
Amiyane tabirle, bunların ipiyle kuyuya inilmez