Mehmed Sıddık ALADAĞ
AHİRZAMANDA MÜSLÜMAN İÇİN ZORLUK YILAR GELECEK
Demişlerdir ki: Kıyamet yarın kopacak, öbür gün kopacak diye tarih verenlere itibar etmemelidir. Çünkü dünyada Müslüman bulunduğu müddetçe kıyamet kopmayacaktır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Allah diyen bir kimse kaldığı müddetçe kıyamet kopmaz.) [Müslim] Ama kıyamet yaklaştıkça Müslümanlar çok garip olacak, çok zulüm görecek, çok sıkıntı çekecek, dinini rahatça yaşaması çok zor olacaktır.
Bir hadis-i şerifte, (Bir zaman gelir, sünnet unutulur, bid'atler meydana çıkar. Sünnete uyanlar garip olur, yalnız kalır. Bid'atlere uyan ise, kendilerine çok arkadaş, yardımcı bulur) buyuruldu. O zamanda ki Müslümanların nasıl yaşayacağı sorulduğunda, (Sudaki tuz, sirke içindeki kurt gibi) buyuruldu. Dinlerini nasıl koruyacağı sorulduğunda, (Avuçtaki ateş koru gibi. Bırakırsa söner, tutarsa elini yakar) buyuruldu. (Şir’a) Bir hadis-i şerif de şöyledir: (Öyle bir zaman gelir ki, sünnetime tutunmak, avucuna ateş almak gibi olur.) [Hakim]
Müslümanlar, bütün dünyada garip olacaktır. Bir hadis-i şerif şöyledir: (İslam dini, garip olarak başladı, sonu da garip olacaktır.) [Müslim, Tirmizi] Garip olmasının sebebi ise, insanlar gittikçe bozulmaktadır. Bir hadis-i şerif de şöyledir: (En iyi, en hayırlı insanlar benim asrımda bulunan Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin] dir. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin] dir. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayılır.
Bunların sözlerine, işlerine inanmayınız.) [Buhari] Herbiri bir mucizeyi bildiren bu hadis-i şerifler gösteriyor ki, günümüzdeki insanların sözlerine ve işlerine ihtiyatla yaklaşmak lazımdır. Kendi sözlerine değil, eski âlimlerden bildirdiklerine itimat etmelidir. Şayet eski âlimler kötülenirse asla itibar etmemelidir. Yine bir mucizeyi bildiren hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Ahir zamanda sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacaktır.) [İbni Asakir] Peygamber efendimiz o zaman ne yapılacağını da bildirmiştir: (Bu ümmetin son zamanlarında gelenler, önceki âlimleri kötülediği zaman, ilmini gizleyen, Allah’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İbni Mace, İbni Adiy, İbni Asakir]
Kıyamet alametini bildiren hadis-i şeriflerden bazıları da şöyledir: (Haine itimat edilir, emine ihanet edilir.) [Harâiti] (Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek beni yalanlayanlar çıkar.) [Ebu Ya’la] (Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkar.) [Ebu Davud] (Doğru söyleyenler yalanlanır, yalancılar kabul görür.) [İ.Ahmed] (Gençler, çocuklar âmir olur.) [Hakim] (Camilerde binden fazla kişi namaz kılar, içlerinde bir mümin bulunmaz.) [Deylemi] (Camiler ve hâfızlar çoğalır, ama, hakiki âlim hiç bulunmaz.) [Ebu Nuaym].
(İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetva verir, insanları doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari] (İşler ehli olmayana verildiği zaman, kıyameti bekleyin.) [Buhari] (Kıyamet kopmadan önce deccal çıkar, deccaldan önce de 30 veya daha fazla yalancı deccallar gelir.) Bu yalancıların alametleri sorulduğunda buyuruldu ki: (Yeni âdetler çıkarıp dininizi değiştirenler çıkar, bunlardan sakının ve onlara düşman olun.) [Taberani].
(Hakkın peşinde olmak, garip ve yalnız kalmak demektir.) [İbni Asakir] (Kötülerin arasında kalan salih kimse gariptir.) [Deylemi] Yüz şehit sevabı için Sual: Müslümanlar arasında çeşitli ayrılıkların çıkacağını Peygamberimiz bildirmiş midir? CEVAP Evet, bildirmiştir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacak; bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi, İ. Mace] İslamiyet’in dışına çıkıldığı zaman, Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olanlara, kıyamette yüz şehit sevabı verilecektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehit sevabı verilir!) [Hâkim].
Okuduğum bazen kaynaklarda ahir zaman alımleri başlıklı bir kaynak şöyle bildiriyor:
İslâmiyet son dindir, kıyamete kadar bâkidir. Her yönü ile ilâhîdir, günün şartlarına uymaz, o şartları değiştirip kendine uydurur. Zamanın değişmesiyle ilâhi hükümler değişmez ve değiştirilemez. İnsanların yeni bir dine ihtiyaçları yoktur. Fakat zamanla vesveselere dalıp arzu ve heveslere kapıldıkları için, hakikatı hatırlatmaya, ruhlarını kuvvetlendirmeye ihtiyaçları vardır.
Buna rağmen dışarından âlim zannettiğiniz fesatçılar Allah-u Teâlâ’nın hudutlarını kaldırmak isterler. Kendilerine âlim süsü veren bu gibi kimseler, hem İslâm’ın ön safında görünmek isterler, hem de din-i mübini kendi arzu ve heveslerine uydurmaya çalışırlar.
Allah-u Teâlâ bu gibi kimseleri Âyet-i kerime’sinde bize tanıtıyor ve şöyle buyuruyor:
“Bunlar güya Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkında değildirler.” (Bakara: 9)
Âlim geçinen, fakat aslında câhil olan bu gibi kimselerin bu cehaletleri, din adına işlenen bir cinayettir. Dinimizin maruz kaldığı en büyük tehlikedir.
Kıyamet alâmetlerinden, birisi de fitne ve fesad çıkmasıdır. Öyle ki hergün yeni bir fitne çıkmakta, nezih, temiz, saf, müslümanların gönüllerini bunlandırmaktadır.
Kalbleri hasta olanlar tarafından çıkarılan fitneler sebebiyle din-iman ayaklar altına alınmakta, hakikatler saptırılmaktadır.
Bugüne kadar kendisini Peygamber ilân eden, dabbet’ül arz olduğunu söyleyen, Mehdi’yim diyen birçok sahteler ve yalancılar çıktı.
Bu türemeler ilk değil, son da değil. Zira bunların altmışa kadar çıkacağını Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde haber veriyorlar:
“Allah’ın resulü olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancı çıkacaktır.” (İkdu’d-durer)
Bu ve bunun gibiler her zaman var olduğu gibi bugün de vardır ve icraatlarına devam etmektedirler. Herkes icraatını yapacak ve imtihanını verecektir. Kimisi hayırda, kimisi şerde...