ZENGİNLİK VE SERVET SAHİBİ ARASINDAKİ FARK
Okulda öğlen arasında okulumuzun mütevazılı bahçesinde sohbet ederken, söz mutluluğa gelmişti. Arkadaşımızın birisi " mutluluğu büyük ideallere değil de küçük şeylerde buluyorum artık" dedi. Ne gibi diye sorulduğunda " bozulan bir edevatı tamir edebildiğimde mutlu olurum, bir arkadaşla bir araya gelip hoş sohbet yaptığımda beni mutlu eder..." dedi. Ne mutlu asgari şeylerle mutlu olabilene! diyorum.
Genellikle bizlerde bir kaç kişi bir araya geldiğinde söz, ya servetten ya da siyasetten açılır. Memurların çalıştıkları ortamlarda siyaset yapmaları yasak olması hasebiyle genellikle mal- servet konuşulur. Birininn serveti yok ise başkasının serveti konuşulur durulur. Bizde "mal- servet" sohbeti biraz esprili bir şekilde dillendirilir/sohbeti yapılır. Öğretmen arkadaşlar biribirine takılır. Abartılı anlatımlar, birbirine takılmalar ve şakalar insanı geçici de olsa mutlu eder. Daha doğrusu bol bol lâf salatası yapıyoruz. Becerebilenler arada satır aralarına fikrine, inancına ve zikrine göre kısa cümleler halinde mesajlar veriyordur. "İnsanın zikri ne ise, fikri de odur." İçinde ne varsa dışarıya yansıyordur.
Mütevazılı okul bahçesinde sohbet devam ederken konu "tasarrufa" geldi. Bazı arkadaşlarımız kanaatkârdır, israftan uzak yaşarlar, her ay az da olsa tasarruf ederler. Bizde böyle tasarruflar gelenekten gelmektedir.
Şurası filhakikattır ki önceki hükümetlere göre AKP hükümeti daha fazla maaş vermektedir. 2001 krizinden sonra memur maaşları 200-250 dolar seviyesine kadar düşmüştür. 22 yıllık AKP hükümetinde memurların maaşları 600 doların altına düşmemiştir. Benim dolar bazında en düşük maaşım 800 doların altına düşmemiştir. Eskiden bir memur ayda 50/100 dolar tasarruf etmiş olsa büyük tasarruf kabul ediliyordu. Şimdi ise özellikle çift maaşlılar 1000-1500 dolara yakın her ay tasarrufta bulunabilir. Her ay başı dolar- altın alımı ile ilgili tasarruf yapan öğretmenlerimizin bazıları sohbet esnasında yaptıkları tasarruf miktarını ifade ediyorlar.
Mütevazılı bahçemizde sohbet devam ederken sohbet esnasında bir öğretmenimiz " servet sahibi olmak ile zenginlik, farklı anlamlara geliyor" dedi. Bu cümle dikkatimi çekti. Nasıl oluyor ki, servet ile zenginlik aynı şey değilmiş diye düşündüm. O arada aradaki farkın ne olduğunu sözün sahibine soramadım. Kısa bir araştırma yaptım. Kısaca nakletmek isterim.
Servet sahibi her daim servetini artırma peşindedir, gelir kaynakları çoktur, tasarruf ehlidir, çok servet sahibi insan gördüm fakir gibi yaşar, malının ve servetinin değerini tam olarak bilmez. Büyümeye, malına mal katmaya kilitlenmiştir. Mutluluğu günlük ,haftalık, aylık kârlara endekslidir. Servet sahipleri genellikle ticaretle uğraşır. Zararı hiç sevmezler. Bazen zarar eden Servet sahipleri zarara tahammülleri olmadığı için intihar bile ediyorlar. Dünyada binlerce milyar dolarlık servete sahip olanlar var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'nın damatı da milyar dolarlık servete sahip olan ailelerdendir.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli iş dünyası dergisi Forbes, 2 Nisan Salı günü internet sitesinde “dünyanın en zengin insanları” listesi yayınladı. Türkiye’den 27 kişi de listede yer alıyor. Listede, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ile kardeşi Haluk Bayraktar da bulunuyor.
Burada servet sahibi olanlar servetleri oranında zevk-u sefa içinde yaşıyorlar denilemez. Bu hususu dikkate alalım.
Zenginlik kavramı ve kriteri ülkeden ülkeye değişir. ABD' de zenginlik ölçüsünün en asgari düzeyi bir milyon dolar servete sahip olanlarla başlar. Türkiye'de 200 bin dolar mukabilinde servete sahip olanlar zengin sayılabilir.
Dünyada en fakir ülke Burundi görünmektedir. Yıllık milli geliri 780 dolar civarındaymış. Bu ülkede herhalde 10 bin dolarlık serveti olanlar zengin sayılabilir. Zenginlik kriterleri ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri belirler dersek yanlış ifade kullanmış sayılmayız.
Dünyada servet sahibi olup da fakir gibi yaşayanlar çoktur. Adamın trinyonluk arsaları var. Lâkin nakit parası yok, geliri de yoktur. Aç yatıp aç kalkması doğaldır. Ya da servet-para çok, cimrilikten para harcamaya korkuyordur. Bu tip insanlar servet sahibi fakirlerdir. Bazı insanlar da serveti ve nakti yoktur. Bu arada nasibi de çoktur. Zenginin yaşamı gibi hayat sürebilir. Bu gözler bu fani ve garip dünyada böylelerini de gördü.
Peki zengin adamların özelliklerinden bahsedelim. Böyle insanların gelirleri çoktur. Gelirlerini gidere dönüştürmeyi iyi becerirler. Tatile çıkarlar, lüks otellerde kalırlar ve lüks restaurantlarda yemek yerler, giyim konusunda modaya uyarlar, konforu yüksek evlerde otururlar, son model arabalara binerler. Çocuklarını özel okullara verirler, gerekirse ünlü hocalardan ders aldırırlar. Eğlenceyi severler, sıradan eğlence yerlerine gitmezler. Ailece yemeklerini daha çok dışarda yemeği tercih ederler. Bugün daha çok nasıl mutlu olurum? Neler yapmalıyım? Sorusunu sürekli kendi kendilerine sorarlar. Kendi zevk ve sefalarından taviz vermezler, egoları tavan yapmıştır. Açlık, yokluk çeken insanlarla pek ilgilenmezler. Kısaca hep kendi mutlulukları peşinde koşarlar. En iyisi, en güzeli bende olsun havasındalar. Dünyayı cennete çevirmeye çalışırlar.
Kısa bir tenefüs aralığındaki sohbet başlıkları bana neler düşündürdüklerinden bahsetmeye çalıştım. Umarım servet sahibi ile zenginlik arasındaki farkı doğru anlamış ve doğru terennüm etmişimdir. Sözlerimi konuyla hiç alâkası olmayan şu güzel sözlerle noktalamak isterim.
????Kula bela gelmez Hakk yazmadikca,
✅Hakk bela vermez kul azmadikca
✅Üç şey vardır ki bütün günahlarin kaynağıdır.
????Bunlar: kin, hırs ve hasettir. ????Allahım seni bulan neyi yitirir, seni yitiren neyi bulur?
✅Kusursuz bir dost ararsan bir ömur biter,
✅Teselli ararsan gözyasi yeter
????Sevmek istersen,
????ALLAH VE RESULU YETER
Selâm ve Dua ile...
17.04.2024