Günlerden bir gün, zaman, hayat ve gelecek, bir araya gelmiş, sohbet ediyorlarmış… Zaman, dertli dertli bir âh çekmiş… Onun bu hâlini gören hayat,
"Ne oldu, neden bu kadar dertlisin?"
diye sormuş… Zaman;
"İnsanların bir çoğu, sürekli şikayet eder durumda. Artık ben, ne yapacağımı, nasıl akıp gideceğimi şaşırdım…Bir bakıyorsun, işlerine uyan bir durum olduğunda; 'Zaman, hiç aksın istemiyorum. Şu an çok mutluyum.' diyor. Öteki yandan bir başkası, sevmediği bir durumla karşılaştığında; "Şu zaman, ne akıp geçmez bir şey!' deyip şikayet ediyor. İnan ne yapacağımı bilemiyorum. Oysa ben, sadece akıp gidiyorum. Zamanı iyi ya da kötü değerlendirmek, onların ellerinde. Ama hiçbir şey diyemiyorum.
demiş… Hayat, zamanı dinledikten sonra garip bir hüzünle;
"Seninki de bir şey mi? Senin yanında ben, çok daha dertliyim."
demiş ve devam etmiş;
"İnsanlar, başlarına ne gelse benden biliyorlar… Biri, 'Hayat, beni hiç sevmiyor.' diyor. Öbürü, "Hayatla bir türlü barışamadım. Neyim varsa aldı benden.' diyor. Bir diğeri ise, "Hayat, bana karşı çok zâlim. Çok yoruldum.' diyor… 'Artık bu hayattan çekip gidesim var.' diyenler de çoğunlukta. Onları duyduğumda çok üzülüyorum… Oysa ben, sadece varım. Hayatlarını istedikleri gibi seçen, onlar... Beni seven, gittikçe azalıyor… Bu durum, beni çok üzüyor. Çünkü ben, onları çok seviyorum. Sürekli mûcizeler yaratıyorum. Onlara seçimler sunuyorum ve rahat yaşamaları için elimden ne gelirse yapıyorum. Ama hiç farkında değiller..."
demiş… Gelecek, sessizmiş her zaman; ama dayanamamış ve iki arkadaşını dinledikten sonra sessizliğini bozmuş...
"Evet", demiş. "İnsanların çoğu, zamanını iyi değerlendiremiyor… Bir çoğu, hayatlarının değerini bilmiyor… Artık geleceğini düşünenler, yok olmaya başladı. Sürekli kendileri ile kavga içindeler. Oysa zamanları çok ve hayatlarını her zaman değerlendirip değiştirme hakları var… Keşke benim farkıma varsalar... O zaman ben geldiğimde onlara hak ettikleri geleceği verebileyim…"
Sohbetleri böylece devam ederken, onları gizli gizli dinleyen ölüm, soğuk yüzüyle gülümsemiş ve içinden şöyle geçirmiş;
"İnsanlar, bir şekilde zamanı akıtacaklar. Bir şekilde hayatlarını yaşayacaklar. Bir şekilde geleceklerini görecekler. Ama benden asla kurtulamayacaklar… Hiç beklemedikleri bir anda zamanlarını dolduracağım… Hayatlarındaki bir çok eksiğe rağmen onların hayatlarını alacağım… Ve geleceklerini görmeden onlardan önce geleceğe gidip onları bekleyeceğim…
Hala anlamıyorum; zaman içinde neyin kavgasını ediyorlar kardeşçe yaşamak varken… Neden hayatlarının her an biteceğini düşünerek hareket etmiyorlar? Ve geleceklerinden bu kadar eminler mi ki hırsla gereğinden fazlasını geleceğe yatırım yapıyorlar?…"
Bir ah çekmiş derinden ve….
"Zaman, akacak. Hayat, geçecek ve birgün, hiç beklemediğiniz bir anda sonuç yani ölüm gelecek..."
diyerek geldiği gibi oradan sessizce ayrılmış…