FARKLI BAŞLIKLAR ALTINDAKİ YAZILARIMA YAPILAN YORUMLARIN BAZILARI
Bizim yazıları okuyup zaman zaman yorum yazan arkadaşlarımız var facebookta. Her yorum yazan ya da yazmayan fakat yazılarımı takip eden arkadaşlara buradan teşekkür ederim.
Yorumları da bir yazı olarak okuyuculara sunuyorum. Yorumları değistirmiyeceğim. Yorumların altına isimleri yazacağım. Bu bu yorumlar daha sonra yayımlayacağım kitabımda bir hatıra olarak kalacaktır. İtirazı olan biri varsa yazısını silmiş olurum. Önce yorum, sonra yorumu yapanın ismi yazılıdır.
. KUR'AN GÜNCELlENİR Mİ? yazım ve yorumlar:
Benim de kafa yorduğum lakin rahat konuşamadığım mevzular. Ulemanın üzerinde durup Ümmeti irşat etmesi gerekir. Konuşulmasında fayda var. Takibe devam ediyorum.
Selim Eroğlu
" FAİZ" başlıklı yazımda;
Enflasyon ve faiz ilişkisi tavuk ve yumurta ilişkisine benzer. Enflasyon en yalın anlamı ile gayri ahlaki vergi sisteminin adıdır aslında soygun düzenin adıdır. Bu hükümet pek çok devlet kurumunda elli yaş üstü çalışanları tehdit ve baskı ile emekliye sevk etti, eyt tam bir felakete sebep oldu.
Devlet iç piyasaya olan borçlarını açığa para basarak ödediği için enflasyon oluşmaktadır yani enflasyon dolaylı bir vergi sisteminin adıdır. Tedavülde ki para miktarı bir tirilyondan iki trilyona çıkarılınca, cebimizdeki bin TL satın alma gücü beş yüz TL ye bir gecede düşmüş oluyor.
Aslında paraya eskiden kaime denirdi yani yerine geçen. Devlet hazineye bir trilyon TL değerinde altın depo ettiği zaman bunun yerine kaime olacak bir trilyon kağıt para basıp piyasaya sürmesi gerekir. Ancak günümüzde Türkiye'de uygulama böyle değildir, TL para basmanın maliyeti kağıt ve mürekkep gideri kadardır.
Biz bu soygun düzeni kaç defa yaşadık.
Faiz aynı malın cinsinden belirli bir süre karşılığında borç verilmesi üzerine ödenen fazlalık.
Faiz özet olarak bir sömürü sistemi. Müslüman bir ülkede faizini işi ne, ABD'de faiz yüzde üç yıllık, onlar yahudi ve Hıristiyan, bizde aylık yüzde beş, yıllık yüzde yetmiş, biz Müslüman.
Özet olarak şu anda yaşadığımız İslam Peygamberimizin tebliğ ettiği din değildir emevi Abbasi vb uydurduğu ve halka dayattığı uydurulmuş bir din maalesef.
Mustafa Karaaslan
Üretim ve tüketim dengesizliği sebep faiz -enflasyon sonuçtur. Urettiginden fazla tüketirseniz ortaya enflasyon ve buna bağlı olarak faiz çıkar. 2002-2015 yılları arasında urettigimizden fazla tüketiyorduk ama yüksek enflasyon olmuyordu. Bunun nedeni bu dönemde yapılan özelleştirme ler ile gelen döviz, yine en az bunun kadar özel sektör e ait birçok fabrika banka vb. varlıklar yabancılar tarafından satın alındı ve bunun yanında sıcak para kaynaklı içeriye aşırı döviz girdi. Bu dönemde yabancılara satılan varlıklar ve sıcak para kaynaklı içeriye aşırı döviz ile düşük kur ile ithal malların aşırı ucuz kalkması kaynaklı, ithalat ve inşaat rantı kaynaklı bir saadet zinciri dönemi yaşandı. Geldiğimiz noktada satılacak fazla bir varlığımız kalmadığı gibi sıcak para da karlarını alıp gitti ve artık dönüşü olmayan bir yoldayız. Ülkeye artık ülkeye belli projeleri empoze etmek için tehdit amaçlı fonlardan sıcak para geliyor. Ülke gelir dağılımı adaletsizliginde üst sınıra gelmiş. Maalesef bu adaletsizlik te emekliler kurban seçilmiş,eyt bahane edilerek emekliler mağdur ediliyor. Halbuki memura verilen 8 bin TL seyyanen zamın bütçe ye maliyeti 4 tane eyt eder. Eyt nin bütçe ye maliyeti her yıl 260 milyar TL iken, memur a verilen seyyanen zamın bütçe ye maliyeti yıllık 900 milyar TL civarında dır. 2000 li yılların başında 6 milyon emeklinin milli gelir den aldığı pay milli gelirin 5% civarında iken bu oran şimdi lerde 3% altına inmiştir. 2000 yılların başında iki milyon memur varken şimdi beş buçuk milyon kamu personeli var ve asgari ücretin iki üç kattına yakın maaş alıyor lar.memur sayısı üç milyon altına inmeden ve ortalama memur maaşı asgari ücretin biraz üstüne indirilmeden ekonomi düzelmez. Memur demek üretime direk katkısı olmayan çoğu masa başı hizmet kaynaklı işler ile meşgul dur. Bütçenin neredeyse yarısı memur maaşları na gidiyor, ülke nin bu kadar memuru beslemesi hemde Türkiye şartlarında yüksek maaşlar ile idare etmesi imkansız dır. Sefa varsa hep beraber sürülür,cefa varsa beraber çekilir. Toplumun bir kısmının cefa çekerken bir kısmının kısmen daha iyi şartlarda yaşaması adaletsizlik tır. Memurda emekli de aynı hazineden maaş alıyor ,birinin fazla alması diğerinin daha az almasını doğurur.
Müslüm Ertürk
Paramızın alım güçünü nasıl koruyacağız? Ya ben anlayamadım, yada burada bu konu yok..... Ne kadar faiz ödedik ödemesek neler yababilrtik... Ve faiz nasıl olmaz konusu var...
Hamza Uzuner
BİR DERDİ VAR? Başlıklı yazı.
Selamün aleyküm.. Cuma vakti hayırlara vesile olsun ???? yazı güncel, uzunca kaleme alınmış.. Rabb'im razı olsun..
Ahmet Faruk Kayhan
Günümüz insanının meselelerine sosyolojik tahlil mahiyetinde güzel bir yazı olmuş. Şahsım olarak ne kadar şükretsem azdır diye düşünüyorum.
Selim Eriğlu
Hocam şu fani dünyada insanın derti bitmez.
Derdime derman aradım,
Derdim derdime derman imiş,
Aslıma bürhan aradım,
Aslım aslıma bürhan imiş.
Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur buyurulmuş.
Dertlerimizde kendimiz, neslimiz ve insanlık için ne olması gerekir, neyi öncelediğimiz, başka bir ifadeyle, dünya ve ahiret saadeti için neyi öncelememiz gerekir önemli olan odur diye düşünüyorum saygılarımla.
Mehmet Başkan
İKRAM BAHANE başlıkli yazı
MaasAllah Sevgili Hocalarıma. Rabbim muhabbetinizi bol eylesin insaAllah. Selamlar
Turan Zekai
Muhabbet, sevgi bitmesin..bir meslektaş olarak selam ve saygılarımı iletiyorum.. Benimde bir şiir kitabım yayınlandı.. Adı : VEDA & VEFA... UMARIM TÜM KİTAPLARIN BOL OKUYUCUSU OLUR...
Ahmet Faruk Kayhan
DÖRT güzel arkadaşlara Selamlar...saygılar...sevgiler...????????????????
Şakir Arslan
İHLAS ÇEKER, KİBİR İTER, yazımda
Omuzlarımızda basarak, gücünü, makamını bizden alarak yükselen kibirliler ...
Bir de onların yakınları, yandaşları...
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun? " cular
Necmettin Yıldız
CAMİLERDE CEMAAT NEDEN AZALIYOR,yazımda,
Akşama kadar yatan imam 40 bin maaş alacak 12 saat çalışan 17 .500 alacak ondan sonrada o memur ona din öğretecek şükür et diyecek bu dini önce vicdanlarına sorsunlar aldıkları para helalmi bi sorgulasınlar
Abdullah Kısa
DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ KİTAPLARININ ÇOĞU HRİSTİYANLIKLA İLGİLİ OLUNCA SONUÇ NORMALDİR, ÇÖZÜM DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA KİTAPLARININ TAMAMI İSLÂM DİNİNİ ANLATAN KÂMİL, ÂLİM, TAKVA, MÜSLÜMAN BİRİNİN GETİRİLMESİ ŞARTTIR, ZARURİDİR!!!
Sabri Yıldız
Hocam yazınızı iki kez okudum çok güzel yerinde tespitler yanlız müftüler ve imamları dahada açık bir şekilde yani Müftüler akpnin il başkanları olmuş hocalar ise ilçe başkanı gibi görev yapıyor camiye gelmeyen cemaati değilde cami içindeki cemaatten kaç kere namaz kılmadan çıkan cemaate şahit oldum.
Erol Duman
Hocam ben sana daha öncede bunu demiştim peygamber efendimiz ne demişti hadisi şeriflerde bir ülkenin güzel ve ahlaklı olması için önce alimler sonra yönetenler görevini Dam yaparsa olur biz bu yok iyi ki bu kadar inanan kaldı.
Muhammet Aydın
Güzel bir yazı olmuş. Cemal hocam, çevrenizde tanıdığınız ve kefil olabileceğiniz dört adet MÜMİN ismini sayabilirmisiniz veya devlet adamı ? Din yolunda görünen lider ve Önder örnek kişilerde adalet ve ahlaki sıkıntı varsa, deist ve ateist sayısının artması, camii cemaati ve namaz kılan kişi sayısının azlması çok doğal...
Nihat Güven
Çok hayati ve önemli bir konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim Mustafa hocam.Bu çoğrafyada varlığımızın güçlü bir şekilde devam etmesi ve geleceğe güvenle bakmamız için manevi ve maddi kalkınmaya acil ihtiyacımız var.Manevi kalkınma olmadan maddi kalkınma olmaz.Keza evvela eğitim aileden başlar diye genel geçer bir kural vardır. Ama.bunu nasıl başaracağız sorusunun kapsamlı ve isabetli cevabını bulmamız ve o istikamette hareket etmemiz gerekir.Eskilerimiz ne ekerseniz onu biçersiniz demişler.Maneviyat namına topluma insanımıza ne verildi ki ne bekleniyor sonuç ortada.Konuyla alakalı kurum başta olmak üzere tüm toplum kesimleri ve her bir insanın ve özellikle müslümanın sorumluluğu vardır.En zor eğitilen varlık insandır.İnsanı ilâhi ve fenni düsturlarla kafa ve kalp izdivacını sağlayacak bir eğitim vermeliyiz.Bu sabırla tatbik edilmesi gereken bir süreçtir ki netice hasıl olsun selamlarımla.
Mehmet Başkan
Türkiyemizde namaz kılanların oranlarının azalmasının sebebi din görevlileri değildir.Din Görevlileri ve Diyanet hakkında söylenenlerin çoğu algıdır.Diyanetin ve Din görevlilerinin yurt içinde ve yurt dışında güzel hizmetleri vardır.Kurumun içinde yetersiz ve liyakatsiz olanlar elbette vardır.Ancak islam dinini anlayan bir kimse kurumu hedef alması vebaldir.Din konusunda bütün kurumların sorumlulukları vardır.Ailelerin sorumlulukları vardır.Bu olumsuz ortamda kala,kala Din görevlilerini hedef almak bence dine bir fayda getirmez,zarar getirir.Dinden uzaklaşarak,dünya zevklerine dalanlar bahane arayarak din görevlilerini suçluyorlar kanaatindeyim.Her müslüman din görevlisine muhtaçtır.Cenaze namazımızı kıldıran,bize dua eden ve çeşitli görevler yapan din görevlileridiraRabbim din görevlilerine sağlık,afiyet ve sabır ihsan eylesin.Ahirete irtihal edenlere de rahmet eylesin.
Emekli Müftü,Ahmer Tokdemir
Maalesef tesbitlerin doğru. Nesli ihya etmeden binalar inşa etmek işi, bizi kurtarmaz. Caminin içi ile dışı mütenasip olmalı. Eskiden bu işleri dert edinen çoktu. İtibar, namaz kılmaktan ve kıldırmaktan geçiyordu. Özümüze dönmeliyiz. Kalemine, yüreğine sağlık...
Selim Eroğlu
Cok uzun bir yazı olmuş. Başka tesbitlerde yapilabilirdi. Cemaati camiden soğutan ilk sebep din adamlarinin içine düştükleri siyaset cukurudur.
Liyakatsiz bilgisiz görevlilerin vaaz diye anlattıkları hikayeler, her cümlesi sanki siyaset olan yalaka görevliler, tabi şatafatlı camiler,her gün açıldığı ile ovunulen imamhatipler. Bütün eğitim kurumları içini dolduramadigi gençlerin boş beyinlerini başkakarının doldurmasi.
Aile eğitimin başıdır. Bize öğretilen ve sürekliliği istenen namazı sevdirme ve takip işini biz çocuklarımız üzerinde yapamıyoruz..
Yaxinizda var camiye cemaat davet etme. Malesef bu gelenek kalktı.
Hele şu her gün tenkit edilen cemaati olmayan camilere atanan görevliler....Bu kurum DİB bsstan ayağa yenilenmelidir.
Not... Sayın CB bir konuşması dolanıyor sosyal medyada.. ey cahliller diye başlayan dini günümüze uydurma temalı. Tavsiye ederim bul ve bu konuda bir yazı yaz. Selam ve dua ile.
Abdullah Tunç
Cemal Bey, yazınızı iyi süzerek okudum.Bir iki eksikle birlikte son derece doğru tespitleriniz.Ancak Napolyon un para para sözü hala her şeyin önünde ise bir de makam imkanları ve siyaset her şeyin önüne geçmiş ise neyin ne olduğu belli deĝil mi?Kalemine ve özgür düşüncene saĝlık.
Emekli müd. Mehmet Şaka
Değerli hocam ailelere bakalım sağlam dindar bir aile çocuğunu eğitemiyor.Suçu din görelisinde görüyor.Malümunuz bendeniz hasbelkader Milli Eğitimde de idarecilik yaptım.Bir seminerimizde Milli Eğitim bakanlık yetkilisi şöyle ifade etti,bu husus pedagojide de vardır:Çocuğun eğitimi yüzde kırk ailesinden,yüzde kırk çevreden,yüzde yirmi de öğretmenindendir.Siz hesap edin hocadan ne kadar pay var?Şimdi teknoloji zirve çağında . telefonlar,çizgi filimler,diziler,şehvet,eğlence..vs bunların yanında hocayı kim dinliyor?Biz tecrübeli bir hoca olarak bile çok kişilerle iletişim kuramıyoruz.Böyle bir ortamın içinde genç kardeşlerimiz din görevlisi olmuş camiyi bekliyor.Bütün horlanmaya karşı sabrediyor.Onları tebrik etmek lazım.
Ne var ki Allahtan ümit kesilmez.Bir Hadis-i Şerif hatırlatayım: "Ümmetim fesada gittiği zaman kim benim sünnetime yapışırsa onun için yüz şehit miktarı ecir vardır." Herkes,suç varsa suçu kendinde aramalıdır.Selam ve sevgiler.
Emekli Müftü. Ahmet Tokdemir
Emeviler döneminde malum olaylardan dolayı camilerdeki hutbeler siyasallaştı.Yani resmen muhaliflere sövülüp sayılıyor, iktidar propagandası yaılmaya baślanmış.Bu propagandalardan rahatsız olan bir gurup
Cemaat Cuma günü namazı kılıp hutbeyi dinlemeden çıkmaya başlamışlar.
O zamanlar tıpkı bayram namazlarında olduğu gibi önce namaz sonra hutbe okunurdu.
Bunu gören yönetim önce hutbe sonra namaz olarak uygulamayı değiştirdi.
Bu sefer cemaatin bir kısmı cuma namazlarıns hiç gitmez oldu.
Bu seferde o zaman ki iktidar yanlısı din görevlileri devreye girerek ," üç Cuma namazı kılmayanın namaza kılınmaz" diye meşhur söz uyduruldu. Yani peygambere iftira atıldı.
Camiler maalesef mevcut yönetimler tarafından din adamları üzerinden propaganda merkezi ve cemaatin gazının alınması mekanları olarak kullanıldı ve kullanılıyor.
Bütü bu olanlardan sonra Ömer bin Abdulaziz diye halife olan bir şahsiyet çıkıp bu haksızlığa son vermek adına hutbelerde Nahl süresi 90 ayetinin okunmasını emrediyor.
Bugün bile hala hutbe bitiminde bu ayet okunur.
Din görevlileri o kadar taklitci ki bu güne kadar bir tanesi çıkıp 16/90 ayetinin yerine ,başka bir ayet okuma cesareti gösterememiştir Halbuki
Cuma hutbelerinin sonunda okunan ayet günün ihtiyaçlarına göre güncellenmeli .Güncellenmeliki dikkat çeksin,farklılık oluşsun monotonluktan kurt ulsun.
Muhitt in Kurt
Harika bir yazı
1.Dindarlık kindarlık
2.Peygamber efendimizin mütevazi yaşantısını örnek gösterip
ihtişamlı yaşam; mercedesler Auidiler vs
3. Cemaatciler
kendini Müslüman kabul edip diğerini kafir gibi görmesi
4. Hiristiyanlardaki günah çıkarma gibi tövbe alma, kendini alim ilan eden birinin elini eteğini öpme, o el etek öpülmeden cennete gidilemeyecegi vs.
Vaazlarda üstü ortulude olsa siyaset
5. Keske yunan kazansaydı anlayışıyla Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarını anmamak
6. Dualarda ( ayet değil, süre değil) bile sonuna kadar Arapça da direnmek. Halbuki neye amin dediğimizi tam anlayabilsek. Bazen hocalar bile yanlış dua ettiğinin farkında olmayabiliyor.
Nejmettin Yıldız
Hay Maşallah Kıymetli Kardeşim. Yüreğine ve eline sağlık.Tebrik ediyorum. Daha nice güzel yazılar bekliyoruz.
İlyas Yavuz
Değerli hocam yazılarınızı takip ediyorum güzel konulara değiniyorsunuz Allah razı olsun Ben de Tonya Melikşah Köyü'nden İbrahim oğullarından bazı hocaları takip ediyorum sahtekar hocalar çıkmış piyasaya yanmaz kefen satıyorlarmış cennete gitme diploması veriyorlarmış Ben camiye her zaman gitmeyi Arzu ederken şu anda sadece cuma günleri gidiyorum siz de biliyorsunuz ki namaz parayla kıldırılmaz maalesef bizim Türkiye'mizde imamlar parayla namaz kıldırıyorlar ve her cuma günü de cami önünde para topluyorlar aralıksız bunun caiz olup olmadığını siz benden daha iyi bilirsiniz gecen imamla karşılaştım Dediğim gibi hocam yukarıdan gelen talimatla vaiz vermeyiniz yani hutbede okuyacağınız veya anlatacağınız vaizi kur'an-ı Kerim'in surelerinden önemli ayetlerinden anlatırsanız daha iyi olur dedim bilgisayarını açtı bak dedi Ali İmran suresinin Bilmem kaçıncı ayetini anlatacağım kendisi zaten bilmiyor Cami odasında anlatacağı şeyi orada çalışmasını yapıyor bizim günlük konularımızdan bahsediyorsun yaşam şartlarımızdan bahsedilen yok aile ilişkilerinden bahseden yok Komşunun komşuya yardım etmesinden bahsediyorsun yok fakir'i araştıralım diye bir şey yok İslamiyet bu değildir Eğer ki İslamiyette herkes sadakasını Vermiş Olsa değil Türkiye'de dünyada fakir kalmaz fazla başınızı ağrıtmayayım Selamlar sevgiler Allah'a emanet olun
Vedat Günaydin
Bravo! Güzel bir yazı! Az ve kısa yazı okunan yazıdır! Daha kısa, maddeler halinde konuyu dağıtmadan yazılsa çook daha fazla okunabilirdi! Emeğinize, yüreğinize sağlık! Mükemmel bir güncel konu seçmişsiniz! Daha yazılacak çok problemler, sorunlar var!
Yusuf Tuncer
NEDEN BİLGE DİYORUZ
BU BİR ÇAĞRIDIR
Yıllardan beri ben ve arkadaşlarım ülkemizin ve insanlığın sosyal, siyasi ve kültürel meseleleriyle meşgul olduk. Hala da meşgul olmaktayız. Türkiye'nin, İslam dünyasının sıkıntılarının, problemlerinin ve geriliklerinin arkasında yatan bir temel sebep bulunuyor.
Sözün özeti şu: Eğer biz yeniden İslam'ı keşfedip inanmaz ve İslamı kendimize rehber kılmazsak sıkıntılarımız azalmayacak, artacak. Dünya hayatında Müslümanların geri ülkeler katarında bulunması inkar edemeyeceğimiz bir ayıbımızdır. Bu ayıpla Allah'tan bize yardım etmesini nasıl isteyebileceğiz.
Yeniden Müslüman olmaya ve İslamı keşfe karar verdiğimizde ilme, ahlaka, tekniğe, yardımlaşmaya, hayra, barışa, adalete, kardeşliğe, Allah rızasına koşacağız. Hayatımıza anlam gelecek.
Hurafe, taassup, cehalet, gerilik, fakirlik ve acz kalkacak. Medeniyetimiz, toplumumuz uyanacak.
Aykut Edibali
Kuran'ın Aksiyon Öğretisi
İsa Erden
Yazılarıma ilgi duyup okuyan ve de gerekli gördüğü zaman yorum yazan tüm Facebooktaki arkadaşlara teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.
10.10.2024