- Sen Gezici misin, nesin ?
- Evet hâkimciğim, ben çok Geziciyim, şakkur şukkur..
- Yani cinsin cibilliyetin ne, ona göre hitâp edeceğim..?
- Ay ayol sanane benim cinsim cibilliyetim...?! Burada da mı ayrımcılık var..?! Cakkuduk cukkuduk..
- Evlâdım kız mısın erkek misin anlaşılmıyor... Altın üstün yedi renk, sesin erkek sesi, kulağında küpeler, parmaklarında ojeler, taytlar, babetler...
- Ay hâkimciğim, çok heveslendiysen sana da yaparız birşeyler ; mesâin bitince ÖZGÜR GAYBAR'a gel ; Özel Özgür'le de tanışırsın... Kih kihhh...
- Ehhe..,öhhöööö... Arkadaşlar duruşmayı başlatıyorum. LEZ-GAY evlâdım, sen Gezi'de niye gezdin, söyle bakalım.
- Hâkimciğim o sıralar işler kesât idi, canım sıkılıyordu, Ali KOÇ ve Osman KAVALA abilerimizin bir organizasyonlarının olduğunu ve bizlerin de katılmamızı istediğini duydum, katıldım... İyi de oldu... Cakkur cukkur...
- İyi mi oldu...? Nasıl yani..?
- Ay hâkimim, anla işte, yoğun bir aksiyon yaşadık hep birlikte, çadırlarda filân... Şarkılar söyledik, klip çetik, filim yaptık...
- Siz eğlenirken araba-işyeri mi yakıyorsunuz..?! Kaç insanın da ölümüne sebep oldunuz ! Bu nasıl bir eğlence tercihi yahu...?!
- Valla hâkimim, çok değişik bir tarz, müthiş heyecân, tam adrenalin, iki gözüm çıksın, inanamazsınız... Ölenlere de "fürûât" diyelim, Hocaefendimizin tâbiri ile... Bir bakıma, "eğlence zâyiâtı"... Cakkıdık cukkuduk...
- Nasıl yani yaaa...?! İnsanların arabalarını, işyerlerini yakıp yıkıyorsunuz, yağmalıyorsunuz ve bu size zevk veriyor, öyle mi, doğru mu anladım..?
- Evvet hâkim beyciğim, aynen doğru anlamışsınız ; bize katılın, birgün bizimle olun, inanın siz de bizim gibi olursunuz... Hem o arabaları işyerlerini yakmamızda bizim bir kabahatimiz yok ki, hâkimciğim, biz sokaklarda yürüyorduk, onlar duruyordu, biz de "ekşın olsun" diye, birazcık yaktık yıktık; noolmuş kine... Hâkimciğim, bu "vandallık" var ya, yaşaman lâzım... Ciklak ciklak...
- Yapma yav... Çok değişik birşeymiş ; olabilir mi bilmiyorum... Neyse, öhhööö... Devam ediyorum celseye... LEZGAY bey hanımefendi şey kardeşim, merak ediyorum, bir ay boyunca bu eylemlerde size kim baktı, kim besledi büyüttü, onlardan biraz bâhsetseniz...
- Oohoooo, kimler bakıp beslemedi ki... Başta Ali KOÇ üstâdımız olmak üzere, Osman KAVALA, Cem BOYNER, Tuncay ÖZİLHAN, Aydın DOĞAN, Can ve İnan KIRAÇ dedeler... Şakkuduk şukkuduk...
- Peki medyadan kimler vardı yanınızda ?
- Ertuğrul ÖZKÖK, Uğur DÜNDAR, Hakkı DEVRİM... Hele bu sonuncusu, bizim "edebiyâtımızı" bile yazdı yaaa, canım benim..
- Peki siyâsîlerden kimler vardı yanınızda, sizlerle gurur duyan"...?
- Hâkimim, ben onlara kısaca DALTON KARDEŞLER diyeyim de, siz anlayın işte... Canlı Hayvan Pazarı Umum Müdürü Avarel başta olmak üzere, bugün Zillet İttifakımızı teşkil eden bütün isimler ; Kraliçenin vekilharcı Zehirli Sinsi Gül Apo, Küçük Hüsamettin Davidoğlu, A.Papacan, Türkücü Selo, Ben başbakan olcam Morul Morul Meral apla... Şakkuduk şukkuduk paaaatttt !!!
- Öfffff...! Oğlum kızım sen ne yapıyorsun yahu ?! Burası mâhkeme ! Burada şakkuduk şukkuduk sakız çiğnenir mi...?! Mâhkemenin mehâbetini ihlâl ediyorsun !!!
- Ayol sinirlenme hâkimim, bi dakka, sırayla cevâp vereyim : Cikleti biz her zaman ve her yerde ağzımızdan eksik etmeyiz. Hani sizler bilirsiniz, "alâmet-i fârika" diye bir söz var ; ağzımızda ciklet, ayaklarımızda pembe babet, bacaklarımızda gökkuşağı tayt, takma kirpikler... bunlar da bizim alâmet-i fârikalarımız...
Mehâbet'e gelince... O ne mânâya geliyorsa ben anlamadım ama, bana "sohbeti - muhâbbeti" hatırlattı ; kih kihhh...
- Niye gülüyorsun "kih kihhh"...?!! Ne var bunda...?
- Ay hâkimim yaaa, sen de çok anlayışsız çıktın... Hâdi kararını ver de, Özgür beyin mekânına götüreyim sizi...
- Hııı...? Haaaa, tamam tamam... Yaz kızım : "Her ne kadar 700'e yakın otomobil, otobüs, polis aracı ile 350'ye yakın işyeri yakılıp yıkılmış ve memleketimiz 1,4 Milyar Dolar "direkt" ve birkaç yüz milyar dolardan fazla da "dolaylı" zarara uğramış ve birkaç ta insan ölmüş ise de, Gezici vandal kardeşlerimizin bu işlerde bir kabahâtlerinin olup olmadığına dâir, KÂFİ DELİL BULUNAMADIĞINDAN, BERÂATLERİNE"...
- Ah hâkimim, cansın sen yaaa... Ne aliiim hâkimime...?
- Şu üzerindeki gökkuşağı tayt çok hoşuma gitti, ondan bir tane al da, evde bir prova edeyim diyorum. Bir de, Özel Özgür beye selam söyle, önümüzdeki seçimlerde "garantili yerden" adaylık istiyorum. Aynı Süha ADAN gibi... Hani Avarel'in SGK yolsuzluklarına "takipsizlik" kararı veren eski savcı ; bak şimdi CHP milletvekili... Hadi senden haber bekliyorum "şekerim"...
...............................................................................................
Selâm ve dua ile.