YANLIŞ BİLDİĞİMİZ DOĞRULAR
Bir kaç gün önce bir yazı yazmıştım. "Doğru Bildiğimiz Yanlışlar" diye. Kendimce başlığın altını doldurmaya çalıştım. Siyasi güç ve Medya desteği olmayınca sadece Facebook aracılığıyla az kişilere ulaşılabiliyor. Az kişi de olsa buradan bizim yazılarımızı okuyup destek mahiyetinde yorumlar yazanlar vardır . Sizlerin yorumları bize destek veriyor. İlgili arkadaşlara teşekkür etmek bir borçtur. Yanlış bildiğimiz doğrular konusunu işlemeye çalışacağım.
Yanlış olduğunu sanıyordum, meğerse doğruymuş diyebileceğimiz bir yazı türü. Hayatımızda böyle enteresan olaylarla karşılaşabiliyoruz. Şöyle ki; Bazen üniversite sınavında öğrenciler sorunun seçeneklerine bakarken "olamazlardan" hareketle doğru cevaba ulaşmaya çalışıyorlar. En olamaz zannedilen cevap doğru seçenek olabiliyor ya! Aynen bu misal gibi hayatımızın içerisinde " yanlış kabul ettiklerimiz" soruda olduğu gibi doğru seçenek olabiliyor. Hak Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـٔاً وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تُحِبُّوا شَيْـٔاً وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْؕ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَࣖ ﴿٢١٦﴾
216﴿ Size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hak Teâlâ Bakara süresi 216. Ayeti Kerimesinde bu gerçeği ne güzel ifade buyurdular.
Bir insan ya da bir parti hakkında çevrenin ve basının etkisiyle yanlış kanaatler edinmiş olabiliriz. Sağlam kaynaklardan yapacağımız titiz araştırmalar sonucunda durum tam tersi olabilir.Yanlış dediğimiz şey doğru olabilir.
Köyde hayat zor, şehirde kolay zannıyla halkımızın bir çoğu kentlere göç ettiler. Şimdi anlıyorlar ki, köyde hayat daha kolay ve daha rahat. Şimdi kentten kasabalara ve köylere geri dönüş başladı. Eskiden meyveleri dalında yerdik, yoğurdu yoğurt kapında yapar yerdik, köy yumurtasını tercih ederdik, tereyağsız yemek yemezdik. Doğal beslenirdik. Anne sütü bebek için en sağlıklı besin kabul ederdiki.Sonradan birileri çıktı, doğal ürünler sağlığa zararlı dedi, paketli ve ambalajlı ürünlerin reklamını yaptılar. Anne sütünün yerine mamayı önerdiler, doğal besinlerin yerine yapay besinlere bizleri yönlendirdiler. Bizler de önceden yaptıklarımızın hep yanlış olduğuna inanmaya başladık. Halbuki o yanlışlarımız hep doğru şeylermiş aslında.
Kıyamete kadar şeytanın vazifesi bizleri doğrularımızdan saptırmaktır. "Minel cinneti vennas" Bu şeytanlar cinlerden de insanlardan da olabilir. Doğrularımızı yanlış gösteriyorlar, onlara tabi oluyoruz ve bizleri elde ediyorlar. Sonradan iş işten geçtikten sonra eyvahh! desek de fayda vermeyebilir.
. Netice olarak doğru bildiğimiz şeyler, yanlış olabilir, yanlış dediğimiz şeyler doğru olabilir. Hayatın akışı içerisinde bizlere şer gibi görünenler, netice itibarıyla hayır olabilir, hayır gibi görünenler sonuç itibarıyla şer olabilir. Hiç bir zaman sabit fikirli olmamalıyız. Karşımızdaki insanı iyi dinlemeliyiz, ön yargılı olmamalıyız. İyi araştırma yapmadan hiç kimse hakkında fikir beyan etmemeliyiz. Aksi halde vebal altında kalır ve günaha gireriz. Konuşurken sözün etkilisini, kısa ve anlaşılır olmasını tercih etmeliyiz. Hatalarımızı bize makul dil ile ifade edenlere Hz. Ömer (RA) gibi "Allah Teâlâ razı olsun" demeliyiz. Yanlış bilgi sebebiyle üzdüğümüz birileri varsa özür dileyerek gönüllerini almasını bilmeliyiz. Yanlış bildiğimiz bazı şeylerin doğru olabileceğini de bu arada unutmamalıyız. Selâm ve Dualarımla....
08.07.2023
Başöğretmen
Mustafa Cemal TOMAR