YAHUDİLER NEDEN BAŞARILI (2)
Dünkü yazımın devamı mahiyetinde bir yazıdır. Tecrübelerimizi ve araştırmalarınızı kaleme alıyor, okurlarımızla paylaşmaya çalışıyoruz. Amacımız üzüm yemektir, bağcıyı sövmek değildir.
Yahudilerin nüfusu kabaca bir rakamla 50 milyon kabul edilirse, dünya nüfusunu da 8 milyar kabul edersek; 8 milyar / 50 milyon=160 olur. Yani dünya nüfusunun 160'da biri yahudidir. Dünyayı yönetenler Yahudilerdir demek , 50 milyon 7 milyar 950 milyon insanı yönetiyor demektir. Bu bir araştırma konusu olmalıdır. Konuyu araştırıp ciltler dolusu kitaplar yazanlar da elbette vardır. Ben de bu minval üzere bir kaç paragraf yazı yazayım dedim.
M. Hamza Demiralp kardeşimizin konu üzerinde uzun bir araştırma yapmış, tecrübe ve bilgilerini yazıya dökmüş, tespitlerini doğru bulduğumu beyan eder, müsaadesiyle yazısının bir bölümünü burada paylaşıyorum.
Bir önceki yazımın devamıdır.
"Bu şeytani küresel aklın kullandığı diğer bir yöntem ise temel ihtiyaç maddelerini kontrol etmeleri nedeniyle insanları ve ülkeleri rahatlıkla manipüle etmeleridir. Bugün dünyada faaliyet gösteren enerji şirketlerinin kahir ekseriyatı Yahudilere aittir. Aynı şekilde sağlık alanında faaliyet gösteren ilaç firmaları ile medikal firmalar da çoğunlukla bunların veya satın aldıkları taşeron yerli işbirlikçilerinin elinde bulunmaktadır. Başta tohum olmak üzere tarım ve hayvansal gıdaların pazarlanmasında aslan payı yine bu küresel firmalara veya bunların yerli taşeronlarına aittir. Silah sanayinde ve teknolojik alanda faaliyet gösteren firmaların çoğu yine bunlara aittir. Kısacası insanlığın yaşamak için ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaç maddelerinin üretiminde ve pazarlanmasında musluğun başını genellikle Yahudiler veya onların yerli işbirlikçileri tutmaktadır. Bu nedenle çeşitli bahanelerle temel ihtiyaç maddelerinde piyasada kıtlık oluşturarak insanları ve ülkeleri manipüle edebilmektedirler. Çıkartmış oldukları kanunlar vasıtasıyla uzun süre kendilerine rakip çıkmasını engellemekte ve insanları sömürmeye devam etmektedirler. Örneğin ilaç piyasasında faaliyet gösteren firmalar, ar-ge çalışmalarını gerekçe göstererek 20 yıl patent koruması almakta, 20 yıl boyunca esasen insanlığın temel ihtiyaç maddesi olan o ilacın ülkede başka bir firma tarafından üretilmesine ve satılmasına engel olmaktadırlar. Böylelikle 20 yıl boyunca maliyeti belki 3 cent bile olmayan bir ilacı binlerle ifade edilen fahiş fiyatlarla satmaktadırlar.
Yahudilerin dünyaya hâkim olmalarındaki diğer büyük etken ise insan fıtratını çok iyi bilmeleri, onların zafiyetlerinden istifade ederek toplumları ifsat etmeleri, medyaya hâkim olmaları nedeniyle kendi PR’larını yapmaları ve kendilerini standart koyucu konumda göstermeleridir. Tarih boyunca bakıldığında Yahudiler hemen hemen tüm topluluklara ihanet ettiklerinden yüzyıllarca değişik ülkelerin topraklarından sürülmüşlerdir. Ortaçağda özellikle Avrupa’da bir Yahudi’nin iştigal edebileceği meslek, sahip olabileceği mal miktarı ve hatta tavuk miktarına kadar sayılı ve sınırlı idi. Devletlerin çoğu bunlara güvenmedikleri için devlet memurluğuna alınmamışlardır. Bu nedenle Yahudiler çoğunlukla ticaretle uğraşarak kendilerini gizlemek maksadıyla kozmopolit bir yapıya sahip olan büyük şehirlerde yaşamışlardır. Sürülme korkusuyla toprak ve ev sahibi olmaktan ziyade taşınabilir, altın ve değerli maden gibi menkul sermaye toplamışlar ve bu şekilde zenginleşmişler, kapitalizmin gelişmesi ile üretim araçlarına ve sermaye piyasalarına hâkim olmuşlardır. Tüm bunları yaparken daima sahnenin ön tarafı yerine arka tarafında bulunmuşlar, figüranlar değişse de senaryoyu hep kendileri yazmışlardır. Adam Smith’in “invisible hand” yani “görünmez el” diye ifade ettiği piyasayı düzenleyen el aslında çoğu zaman Yahudilerin elidir.
Peki Yahudiler insanların zaaflarını nasıl bilmekte ve insanlığı nasıl ifsat etmektedir? İnsanlığın ve ülkelerin zafiyetlerini nasıl bildiklerini anlamak için II. Dünya Savaşından sonra kurulan düzenin iyi anlaşılması gerekmektedir. 20. yy’da ABD yönetiminde Yahudiler hâkim durumdadır. II. Dünya savaşından sonra ortaya çıkan yeni düzende insanlığı ve ülkeleri izlemek amacıyla ABD dolarının rezerv para olarak kabul edildiği Bretton Woods anlaşması imzalanır. Dünya ki silah, enerji ve ilaç gibi önemli malların ABD doları üzerinden alınıp satılması tüm ülkelere zorla da olsa kabul ettirilir. Bu sayede ülkelerin başta silah ve enerji olmak üzere hangi maldan ne kadar satın aldığı görülebilmektedir. Ülkelerin cari dengesi ve tüketim miktarları da dış ticaret bilgileri sayesinde az çok tahmin edilebilmektedir. Bu sayede genelde ABD özelde ise Yahudiler ülkelerin zafiyetlerini, güçlü ve zayıf yönlerini görebilmekte ve buna uygun politika geliştirebilmektedir.
Yazımın devamı gelecektir inşallah. Takip etmeye, okumaya ve katkı sağlamaya bekleriz sizleri. Okumaya, araştırma yapmaya ve yazmaya devam inşallah. Bir sonraki yazıda buluşmak umuduyla. Selâm ve dua ile...
17.01.2025