Yollar ilaçtır buluşmalara…
İnsan bu! Bazen şeşi beş görür.
Hiç bir şey söylemezsen problem olmaz!
İyi, iyi... İyiler hep iyi kötüler hep kötüdür.
Bazı bakışlar çok ağır ve derin yaralar açar.
Dağlar her yere çok yakındır, uzak olanı yoktur.
'Çok bilmek’, bazen, bazılarını yoldan çıkabiliyor...
Candan, içten ve samimi bir tebessüm gibisi yoktur!
‘Çok bilmek’ bazen insanları güç duruma düşürebilir.
Gönül adamları aradıkları zaman muhakkak bulurlar...
Mevsim dediğin nedir ki? Neyi yaşıyorsan mevsim odur.
İyidir, iyidir... Bazen bazıları için batmak da kurtuluştur.
Bu garip âlemde, her dönemde yolunacak bir kaz bulunur.
Olaya iğne deliğinden bakanlar yanılmaktan kurtulamazlar.
Her canlının yükü ağırdır, ama bazılarının daha ağırdır.
Hadi, hadi... Koşun koşun... Durmayın, Cennet'e koşun... (Nasıl olacaksa?)
Dillerini kuşdiline çevirenler, bir gün kendi cümlelerini de anlayamayacaklardır!
Öyle bir zaman olur, an gelir ki; içinde yaşadığın an’a zıt görüntü insanı rahatlatır.
Oynamaya yeri dar olanların rengârenk çizgileri, bilhassa da kırmızıçizgileri olur.
Yolları ve yolların güzelliklerini anlayamayanların anladıkları şey yolsuzluklardır.
Yeni bir ‘din’ doğmak üzere: Siyasi Kin dini… Özellikle bazı Müslümanların ikinci dini olacak…
Hangi coğrafyada olursa olsun hayatlarını dağlarda sürdürenler, insanoğlunun en az kirlenenidir.
Bazı has insanlar vardır ki, onların muhabbetinin uzaktan, fotoğraftan görüntüsü bile insanın içini ısıtır.
Doğru mu yanlış mı bilmem, ama herkesi memnun etmeye çalışanların MÜNAFIK olma ihtimali olduğu söylenir.
Kurtulmak için can havli ile yılanlara sarılanlardan şimdiye kadar kurtulan olmamıştır. Bunda sonra da beklemeyin!
Klasik de olsalar, geleneksel de olsalar, modern de olsalar, teknolojik de olsalar, hurafeler hiç bitmezler, binlerce yıl bitmedikleri gibi…
Bir olayın kilometrelerce uzağında olanlar, olayın bizzat içinde olanlardan çok iyi görüyor (!) ve dâhice yorumlayabiliyorlar (!)... Bilmek, bazıları için, işte böyle bir hastalık...
Birilerine olan kinlerini dinleri haline getirenlerin, etraflarında olup bitenleri ve bunların sebeplerini, sağlıklı bir şekilde anlamaları ve yorumlamaları mümkün değildir.
Ne garip! Ülkemde doğmuş, yaşını başını almış, üççeyrek asırlık bir ömür sürmüş bazı insanımız, ömürleri boyunca sanki uzayda yaşamışlar gibi, ülke insanının büyük çoğunluğunun yıllar boyu maruz kaldığı zulümden haberdar değil…