- Usta be!
- Efendim?
- Bir süredir iç siyasetle ilgileniyorum da…
- Dış siyaset bitti mi?
- O hiç bitmez de…
- Eeeee?
- İç siyasette içinden çıkamadığım bir durum var.
- Yani?
- Yaklaşık 20 senedir AKPARTİ iktidar. Şunu da biliyorum ki her iktidar muhakkak zaman içinde yıpranır.
- Bu doğru…
- Problem şu: AKPARTİ’yi eleştirenler elbette eleştirecekler. Aslı olan veya olmayan pek çok konu ileri sürecekler. Burada da problem yok. AKPARTİ metal yorgunu haline geldi. Gevşedi. Kuruluş ruhunu ve heyecanını kaybetmeye başladı. Doğuları var, yanlışları da var. Elbette olacak. Doğruları ile yanlışları karşılaştırılıp ağır basana göre bir karar vermek gerekmez mi?
- Normal olarak öyle de…
- İşte problem tam burada ortaya çıkıyor: CHP kurulduğundan beri seçimle iktidar olmayı düşünmedi. Rota değiştiren Refah’ın böyle bir şansı yok. İP mi? Sonunun ne olacağı meçhul… HADEP mi? Ülke oylarının ancak yüzde 10’unu alabilecek durumda… Diğer küsurat partileri saymaya gerek yok... Bunların hepsi “AKP gitsin” diyor. Tamam derler elbette… Derler demesine de hiç birisi yerine ne koyacaklarını söylemiyorlar. Sadece AKPARTİ, daha doğrusu ‘Cumhurbaşkanı gitsin, ülke yıkılsın’ diyorlar. Başka dertleri ve kaygıları yok… Ben inanıyorum ki, yerine ikame edebileceğin bir çözüm, bir reçete yoksa konuşma… Eleştirilerin hiçbir hükmü yoktur. Laf olsun torba dolsun anlamına gelir.
- Eeeee? Sadede gel bakalım.
- Bu konuları geçen hafta sonu, arkadaşlarla yaptığımız olağan toplantı sırasında grup arkadaşlarıma anlattım ve görüşlerini sordum. İfade edilen görüşlerin bir kısmını buraya alıyorum. Bunları okuduktan sonra sizin görüşünüzü alacağım. Sözler şöyle:
- Rekah Partisi kurulmuş. Bazıları ona verecekmiş. Versinler de bir 60 sene daha yok olsun.
- Türk siyasetinin çok feci bir gerçeği işte bu… Havanda su dövmek…
- Her tarafı ‘yamuk’ olanlar, reçete sunmuyorlar da bunu bahane ediyorlar.
- Meyve veren ağaç taşlanır. Başka bir ifadeyle de ‘it ürür kervan yürür’, takma kafana…
- Bunu diyenler aramızdaki Fetoşiyan mezhebi maskeli zombileri…
- Karaktersizlerin reçeteleri yok ki...
- Bunu yayanların bir kısmı ‘1 dolara satılan münafıklar’…
- Pirincin çoksa taşı, taş ayıklanır; taşı çoksa pirinci ayıklanır... Gerisi ahmak işi...
- Doğrularla geçilmiyormuş Yolları hep kıvrım kıvrım olunca dosdoğru yoldan kayıveriyorlar.
- Zavallıların Erdoğan’ın yanlışlarını görecek kadar kendileri doğru mu ki?
- O mahlûkların birisi, “Ak Parti en iyisini yapsa bile desteklemeyeceğiz” dedi ya…
- Yüreklerinde kin, nefret ve haset dolu olanlar, bunca hizmete şaşı bakıyorlar.
- Onlar ‘tecavüzcü’ arıyorlar ama o da bizde yok, ne yapalım yani?
- Tek kelime ile ‘gâvurluktan’ öyleler...
- Amaan… O kimdi? Birisi seni uyarıp, “önceki haline dön, siyasi işleri ve yorumları bırak!” diyordu, ama pek kâr etmemiş, üstelik fişeklemiş gibi...
- Usta daha söyleyeyim mi?
- Hayır, hayır… Mesele anlaşılmıştır