ÜŞENGEÇLİK, KARARSIZLIK VE HASTALIK

Mustafa Cemal TOMAR

ÜŞENGEÇLİK, KARARSIZLIK VE HASTALIK

" Bir işe başlamak işin yarısını yapmakmışr" derler büyüklerimiz. Bazen insanda bir üşengeçlik beyda oluyor, bir şey yapası gelmiyor. İşleri o zaman hep öteliyor, fakat beyin durmuyor, sürekli şu işi yapmadın diye getirip önüne koyuyor. Bu sefer de insan ister -istemrz rahatsız oluyor, mutsuz oluyor.

Büyüklerimiz; " en kötü karar kararsızlıktan iyidir" demişler. Bizler bazen bir işi yapıp yapmama noktasında kararsız kalıyoruz. Bir çok alternatif varsa karşımızda, biraz da cesaretimiz yoksa, biraz da risk almada zorlanıyorsak ( yapsam mı, yapmasam mı, hangisini yapsam, acaba vaz mı geçsem) o zaman bir türlü karar veremiyoruz. O zaman da kararsız oluyoruz.

Aynen şu andaki hükümet, ve küçük büyük muhalefet partileri meselesi gibi. Türkiye'de yapılan araştırmaya göre şu anda en büyük parti "KARARSIZLAR PARTİSİ" imiş. Oy oranı % 34 civarındaymış. İktidar partisinin oyları % 30'un altına düşmüş.Bütün partiler oy kaybına uğramış, kararsızlar yükselişe geçmiş.Konuma örnek olsun diye verdim. Amacım siyaset yapmak değildir.

Türkiye'de "Yaşam Memnuniyeti Araştırması'na" göre "mutluluk" oranları her geçen gün düşmektedir. Bu durum başlı başına bir araştırma konusudur. Ama iki sebep hemen göze çarpıyor. Birincisi maneviyat yoksunluğu, diğeri de maddiyattır.Bu iki iksir mutluluk üzerinde büyük tesiri vardır. En mutsuzlar 18-24 yaş arası gençlermiş. Gençlerimizde gelecek kaygısı mevcuttur. Bu konuda gerçekten çok haklılar. Aslında bizim bütün çabalarımız bu yavrularımıza iyi bir gelecek hazırlamak değil midir? Bütün gençlerimiz harikulate birer cevherdirler. Her biri kendine özgü bir yapısı vardır. Hepsini Yüce Rabbimiz eksiksiz ve farklı özelliklerde yaratmıştır. Bu gençlerimizi işsiz bırakarak sokaklara salmak, onlara yapılacak en büyük kötülüktür.

Yukarda "üşengeçlik" kelimesinden söz etmiştim. Üretken toplumlarda üşengeçlik hastalığı az, tüketici toplumlarda üşengeçlik hastalığı fazladır. Atalarımız; " İşleyen demir pas tutmaz" diyerek bu konuyu güzel özetlemişlerdir. Maddi ve manevi hastalıkların çoğu " işsizlikten" kaynaklanmaktadır. Hastahane sayısında önemli artışlar olmasına rağmen hastahanelerimiz her gün hastalarla dolup taşmaktadır. İddia ediyorum ki; işsizliği azaltın, ücretleri de makul seviyeye çıkarın, hastahanelerdeki hasta sayısı azalacaktır. Zira işleyen vücut "pas" tutmayacaktır.

Gelişmiş ülkelerin insanları sürekli hareket halinde olduklarından, ne üşengeç oluyorlar, ne de hasta. Enerjiktirler vücut kendi kendini tedavi ediyor. Söz konusu ülkelerdeki insanların ortalama ömürleri de diğer ülkelere göre daha yüksektir.

Üşengeçlik insanı okumak ve yazmaktan da alıp koyuyor. İyi veya kötü bir uğraş vererek bir yazı yazıyorsunuz. Az da olsa bir araştırma yapıyorsunuz ve sosyal medyada paylaşıyorsunuz. Neden paylaşım yapıyorsunuz? İnsanlarımız istifade etsin diye. Bir kuruş da ücret istemiyorsunuz.Gereksiz bir iki manzara ya da sosyal aktivite resmi kadar yazınız ilgi görmüyor. Okuyanlarımızın sayısı çok az. En azından emeğe saygı duymalıyız. Saygılı olmayanın başkasından saygı beklemeye hakkı yoktur. Selâm ve Dua ile...

14.10.2023

M.Cemal TOMAR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.