TÜRKİYE’DE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ (AVM) HIZLA ARTIYOR.

Türkiye genelinde AVM’ye gitme oranında da büyük bir artış var.

Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin (AVM) 2000 yılından günümüze gelişimini beş yıllık dönemler şeklinde ortaya koyan araştırmaya göre 2000 yılında yalnızca 10 ilde toplam 36 adet AVM bulunuyorken bu sayı 2015’te 58 farklı ilde yüzde 903 artışla 361’e ve 2019 Mart ayı itibarıyla alışveriş merkezlerinin 147’si İstanbul, 38’i Ankara, 28’i İzmir, 19’u Bursa, 18’i Antalya, 12’si Kocaeli, 10’u Muğla, 6’sı Denizli, 4’ü Gaziantep, 4’ü Adana ve 167’si diğer illerde olmak üzere toplamda 453 sayısına yükseldi. 2019 yılı 1. çeyrek sonu itibarıyla 64 ilimizde AVM bulunuyor. Sayıları da sürekli artıyor.

Türkiye genelinde AVM’ye gitme oranında da büyük bir artış var. AVM’de geçirilen zaman dilimi daha da arttı. Tüm bu veriler, ülkemizde alışveriş tüketim merkezlerinin çok canlı olduğunu ve giderek de artacağını gösteriyor.
Tabi bu arada küçük esnaf dediğimiz, bakkal, kasap, manav, terzi, kunduracı, züccaciye vb. dükkanlar birer birer kapanıyor. Yakın bir zamanda küçük esnaf diye bir şey kalmayacak.

AVM’lerdeki çeşitlilik ve indirimler karşısında vatandaşlarımız cüzdanlarındaki paranın daha doğrusu kredi kart limitlerinin ve alım gücünün artmış olduğu hissine kapılıyor ve farklı indirim reyonlarında ihtiyacı olmasa da sürekli alış veriş yapma isteği duyuyor. Artık çok ciddi bir tüketim çılgınlığı başlamış durumda ve eski günlerin intikamını alırcasına insanlar reyonlara hücum ediyor. AVM’lerdeki arabalar tıka basa dolduruluyor. Nasıl olsa nakit para verilmiyor, kredi kartları ile alış veriş yapılıyor ya her şey insanlara bedava gibi geliyor, öyle hissettiriliyor. Nasıl olsa kredi kartları ile alış verişler yapılıyor. Nakit paraya ihtiyaç yok. Limit yüksek. Bir kart yetmezse ikinci kart, oda yetmezse üçüncü.


Sonra sıra hesap ödemeye geliyor. Nakit alış veriş yapan hemen hemen hiç yok.


Neyse kredi kartı borcunun hepsini bu ay ödemek mümkün değil gibi görünüyor. Bir kısmı maalesef faize kalacak ve ucuz diye aldığınız ürünlere belki iki, üç kat daha fazla ödeme yapmış olacaksınız. Bir ay, iki ay, üç ay derken borç hanesi kabarmaya başlıyor. Sonra bankadan kredi çekip hepsini kapatmaya çalışıyor ama bu sefer daha büyük bir faiz yükü altına giriyorsunuz.

Alış veriş merkezleri olmadan önce insanlarımızda bu kadar borç alışkanlığı yoktu, herkes ayağını yorganına göre uzatırdı ama şimdi kredi kartlarının getirdiği rahatlıkla sanki sizin paranızmış gibi sürekli harcıyorsunuz. Bankadan bir uyarı yazısı gelinceye kadar da harcamalara devam ediyorsunuz.


Sonuç olarak toplum olarak tüketime yönlendiriliyor ve sürekli borçlandırılıyoruz. Üretim yok, tüketim tam gaz. Tam bir tüketim toplumu olduk.

Üretmeyen toplumların tüketme alışkanlıkları onları borçlandırmaya yönlendiriyor. Tasarruf neredeyse unutuldu. Tam bir tüketim çılgınlığı var. Allah sonumuzu hayreylesin.

İlhami Pektaş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Haberleri