Öncelikle "nitelikli okul" nitelemesinin, ne kadar sorunlu bir dil olduğunu söylemek isterim. Bu yanlış ifade, diğer okullara yönelik -istenmese de- şu anlamı içerir: Niteliksiz okulların, niteliksiz öğrencileri, niteliksiz öğretmenleri ve niteliksiz velileri...
Neden böyle "ayrıştırıcı ve ötekileştirici" bir dil kullanılıyor anlamış değilim... Bu niteleme, hangi eğitim anlayışıyla, eğitim felsefesiyle örtüşüyor?
LGS ile ilgili eleştiri ve öneriler:
- İstemeyen öğrenciler girmemesi güzel. Ama zaten bu öğrencilerin çoğunun TEOG diye bir derdi ve stresi yoktu...
- 6 ve 7 sınıflardan soru sormak, 1-2 yıl önceki konuları da çalışma mecburiyetini getirecek. Bu da çoğunlukla destek alma zorunluluğunu doğuracak. Öğrenciler, bu nedenle yine merdiven altı kurumlara yönlendirilmiş olmuyor mu?
- Her değişiklikte, aynı açıklama yapılır: "Müfredat dışında soru sorulmayacak". Bunu sağlamak, öğrencilere yapılacak en büyük yardımdır. Çünkü müfredat dışında soru sormak, fetönün kullandığı en önemli tuzak idi...
- Uzun paragraf ve işlem soruları olacak mı? Bu sorular, öğrencilerde en çok kaygı oluşturan sorulardır. Bu konuda, mutlaka bir sınırlandırma yapmak gerekir.
- 60 soruya 90 dk. Her soru için 1.5 dak. Elbette bazı sorular daha kısa, bazıları da daha uzun sürede çözülecektir. Bu doğal. Sınavı değiştirmedeki amacımız, öğrencilerimizin stresini en aza indirmekse, sınavda hız, öğrenciler için bir "sınav taktiği" olmaktan çıkarılmalıdır. Hız çalışan öğrenci için en büyük stres kaynağıdır.
- Öğrencilere, çıkacak konular ve hangi konulardan ne kadar soru çıkacağı açıklanmalı ve buna uyulmalıdır. Bu açıklama, öğrenci ders çalışırken belirsizliği önler ve onları çok rahatlatır.
- Öğrencileri rahatlatacak, stresini azaltacak bir öneri de, öğrencinin kendi durumunu göreceği, deneme sınavı yapmaktır.