Din sosyolojik bir gerçektir. Kişiler dinsiz olabilir. Toplum dinsiz olamıyor. Çünkü, din yoluyla toplumsal düzen kolay kuruluyor. İnsan, birilerinin kendini gözetlediğine inandığı zaman kurallara uyuyor. Aksi taktirde, toplumda kaos ortaya çıkıyor.
Din adamlarının tamamı, insanların tanrı tarafından gözetlendiğine ilişkin telkinde bulunur. Bu telkin, toplumda düzen sağlamaya yetiyor. Yetmediği yerde, dünyevi yaptırımlar devreye giriyor.
Yerleşik düzene geçen toplumlarda İŞBÖLÜMÜ gerçekleşir. Yerleşik düzene geçen Mısırlılar, Tanrılar arasında iş bölümü olması gerektiğine inandılar. Ölülere başka tanrı bakıyor. Canlılara başka tanrılar hitap ediyordu. Böylece, Çok Tanrılı Dinler ortaya çıktı.
İş bölümü sadece Tanrılar arasında değil, siyasi ve dini otorite arasında da meydana geldi. Firavun tanrılar adına siyasi otoriteyi temsil ediyordu. Din adamları, tanrılar adına dini otoriteyi temsil ediyordu.
Mısırda din adamları, dinin yarattığı gücü siyaset arenasında kullanmaya başlayınca, Firavun ile araları açıldı. M.Ö 1349-1333 yılları arasında egemen olan Firavun AKHENATON, rahiplerin gücünü kırmak için “ÇOK TANRILI DINLERE” son verdi. Tarihte ilk defa TEK TANRILI dini icat etti.
AKHENTON “Tanrı uludur, tektir” diyordu. Ve devam ediyordu.
“Hiç bir şey yok iken o vardı. O tek idi. O dur her varlığı yaratan. Ezelden var idi. Varlığı ebede kadar sürecek….” diyordu.
Akhenaton M.Ö. 1333 yılında ölünce, Tek Tanrılı Din yaşayamadı. Rahipler fırsatı değerlendirdiler ve çok tanrılı dinlere geri dönüldü.
Akhenaton’un ölümünden 50 yıl geçti. M.Ö. 1280 yılında Hz. Musa ile tek tanrılı dinin YAHUDİ TOPLUMUNA ekildiğini görüyoruz.
Mısırlılar, kayıt tutmaya meraklı bir milletdir. Hz. Musa hakkında herhangi bir Mısır kaydı yok. Bu nedenle, Hz. Musanın, AKHENATON dinine mensup bir rahip olduğu iddia ediliyor. Zira, Firavun ile din adamı rahipler rasında güç mücadelesi sonlanmamış idi.
Iddia şudur.
“Firavun, tek tanrılı din yaşasın diye, bir generali görevlendirmiş ve bu general tek tanrılı dini zorla Yahudilere kabul ettirmiştir”
Nitekim; Yahudilerin, Hz. Musa’nın zoru ile “tek tanrılı dine geçtiği” kayıtlarda yazılı. Musa, Rab ile görüşmek üzere dağa çıkınca, Yahudiler, boğa putu yaparak tapınmaya başlamışlar. Dağdan geri dönen Musa bu durumu görünce kızmış ve yapanları cezalandırmıştı.
Yahudi din adamları, tek tanrılı dine geçişte çok zorluk çektiler. Hz. Musa “inancı pekiştirmek için “ Yahudileri iki kuşak çölde tutmak zorunda kalmıştır.
Rabbın “Yahudileri seçtiğine ilişkin telkinler” kurala dönüştü. “Tanrı ile ahit yapıldığına ilişkin telkinler” kurala dönüştü. Bu ve diğer tavizler, Akhenaton dininden uzaklaşmaya neden oldu. Yahudilere özgü farklı bir din ortaya çıktı.
Aradan 1200 yıl geçti. Tek tanrılı Yahudilere özgü dinin, tüm insanlığa aktarılması zamanı gelmişti. Yahudi anadan doğan Hz. İsa ile YAHUDİLERE ÖZGÜ din, tüm insanlığa mal edildi. Hristiyanlık ortaya çıktı. Yahudi tanrısı RAB, tüm insnların tanrısı kabul edildi.
Hristiyanlık 325 yılında, Romanın resmi dini olunca, yeni bir sorun ortaya çıktı. Roma geleneği, İncile eklenmişti. Romada imparatorlar tanrının oğlu kabul edilirdi. Hz İSA, Tanrının oğlu kabul edildi. Baba-oğul-kutsal ruh gibi farklı bir anlayış ortaya çıktı. Akhenaton dini orijinalliğini kaybetmiş oldu.
612 yılından itibaren, KURAN inmeye başladı. Fatiha suresinde, Akhenaton’un dediklerine benzer hükümler var. İslamiyet ile tek tanrılı din yerleşmiş oldu.