Takım oyunu ile değil, Bireysel beceriler ile gelen sonuç.

Abdullah LEBLEBİCİ

Yazıma yaşanmış bir olayı naklederek başlamak istiyorum.

“Bir partinin mitinginde dinleyiciler arasına bir yankesici girer. Hatibi dinleyen bir vatandaşın parasını cebinden çaktırmadan çeker.

Bir süre sonra vatandaş parasının çalındığını fark eder.

Tam hırsız var diye bağırmaya hazırlanırken,

Hırsız bağırır. HIRSIZ VAR Parası çalınan vatandaş ne yapacağını şaşırır. Parasının çalındığına mı yansın, hırsız damgası yemeye mi?”

Son günlerde karşılıklı açıklamalar, suçlamalar yapan yöneticiler aynen bu durumda.

Kimin hırsız kimin mağdur olduğu belli değil. Sporseverler hırsızın ve mağdurun kim olduğuna karar verecektir.

KAYIKÇI KAVGALARI

Kayıkçı kavgasının hikayesini bilmeyen yoktur, malum düzmece kavgadır, amaç seyircileri soymak. Yöneticiler şu anda kayıkçı kavgası yapıyor, sonunda soyulacak olan kesim belli.

Ortamı öyle bir gerdiler ki, nerede ise Milli maçı unutma noktasına geldik.

Şenol Güneş’in egosu ile yaşadığımız travmadan Stefan Kuntz döneminde biraz olsun çıksak da, zor maçları kazanan, kolay maçları kaybeden bir takım görüntüsü vermek zihinlerimizde, Acaba, Milli takım nasıl bir sonuç alacak sorusunu oluşturdu.

İlk maçlar her zaman zordur. Kazanmak oyuncuların ve teknik ekibin özgüvenini, taraftarların da takıma olan güvenini artırır.

Böyle bir ortamda Milli takım EURO 2024 Elemeleri D Grubu ilk maçında Ermenistan karşısına çıktık.

Kimse alınmasın, milli maç ruh ile oynanır, ruh yoksa maddi değerin ne olursa olsun hikayedir. Sanırım futbolseverler görmüştür Ermenistan takımının nasıl bir ruh ile maça başladığını, karşılığını da 10. Dakikada Ozan’ın kendi kalemize attığı gol ile alıverdiler. 1-0

Bir takım ancak zor pozisyonda kalırsa kendi kalesine gol atar. Nitekim öyle de oldu.

Yenik duruma düşen her takım normal olarak bir reaksiyon gösterir. Ne acı ki, 2. Golü bulmak için Ermenistan reaksiyon gösterdi.

Alan daraltan, pres yapan ve koşan Ermenistan organize atak yapmamıza imkan vermediği dakikalarda, yenik durumda olduğumuzu hatırladık. Topa biraz daha fazla sahip olup, rakip sahaya inmeye başladık.

Çok istediğimiz golü 34. Dakikada Orkun’ un ayağından bulduk, biraz olsun nefes aldık.

İlk yarı için şunu söylemek abartı olmaz, ruhu ile oynayan, bizden daha fazla ikili mücadeleye giren, yani takım olan taraf Ermenistan oldu. Sadece topa hakim olduk, oyuna olamadık.

Soyunma odasına da 1-1 eşitlikle gittik.

İkinci yarıya da istekli başlayan, sağlı sollu ortalarla gol arayan Ermenistan oldu. Rakip sahada yakaladığımız bir iki topu da verimli kullanamadık, adeta ezdik.

Oyundan düştüğümüz anlarda, Kazandığımız serbest vuruşu çabuk kullandık, bunu değerlendiren Kerem Aktürkoğlu defansın arkasına iyi sarktı düzgün bir vuruşla skoru 1-2 ye getirdi.

Oyunun değil topun hakimi olunca, son dakikalarda öldük öldük dirildik. Unutmayalım defansta iyi değiliz. Ortaya konulan oyundan memnun değilim, sadece 3 puan güzel. Hepsi bu…

Maçı bir cümle ile özetlersek. “Takım oyunu ile değil, Bireysel beceriler ile gelen sonuç”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.