Zararın neresinden dönülse kardır. Stanojevic hoca ile bu işin gitmeyeceğini anlamıştık. Ancak “Kol kırılır Yen içinde kalır” misali destek olmaya çalıştık.
Takımın içinde bulunduğu durumu Yönetim daha iyi anlamış olmalı ki, Teknik direktör değişikliği yapıldı.
Hakan Keleş ile kupada çıktığımız ilk maçı kazandık. Ümit ettiğim oyun olmasa da galibiyet olumsuzlukları kapatıyor.
Şimdi çok önemli bir maça çıkıyoruz.
Yönetim de isabetli bir karar daha aldı ve F. Karagümrük maçı biletleri, 42 TL'den satışa çıkacak. Haydi Konya! Pazar günü evimizde buluşuyoruz.'' Açıklamasını yaptı.
Zamanlama açısından hem kararı hem de açıklamayı yerinde buldum.
Malum taraftarlar maçlara beklenen ilgiyi göstermiyor, gerekçe olarak da biletler pahalı mazeretini dile getiriyordu.
Yönetimim almış olduğu bu karar ile “biletler pahalı mazereti de” ortadan kalktı.
Bugün itibariyle yaşananlar geçmişte kaldı gibi onlarca düşünce zihnimden geçerken, maçı izlemek ve yazmak için yerime oturdum.
Her maçta olduğu gibi kafamı kaldırdım ve tribünlere baktım.
Bilet 42 lira. Peki niye seyirci yok.
O zaman seyirci ilgisizliğinin sebebi ne?
Haftalardır bu işin içinde bir iş var, yönetimin bu konuyu araştırması lazım diye dillendiriyorum.
Her neyse Karagümrük’ ün vuruşu ile başladık maça.
Evimizde oynuyoruz, galibiyete en çok bizim ihtiyacımız var, o zaman baskın olan ve iyi oynayan taraf niye Karagümrük…
Agresif, ısıran, daha çok koşan, mücadele eden taraf olmamız gerekmez mi? 40 dakikayı bir tek şut atarak geçirmek ne demek? Oyuncularımız sanki birbirlerine rakip. İsabetsiz pas oranımız çok yüksek.
Çabuk top kaybederek… Geri kazanmak için akla karayı seçerek… Sarı kart görmek için üstün gayret sarfederek… İnanın oturduğum yerde dudaklarımı ısırarak ilk yarıyı tamamladık.
Perşembe’ nin gelişi Çarşamba’dan belli olur derler ya, Karagümrük’ ün gol atacağı da belliydi. Nitekim ikinci yarının hemen başında, 46. Dakikada Güven Yalçın takımını öne geçirdi. 0-1
Bu dakikadan sonra biraz hareketlendik. Bir topumuz da direkten döndü. Sonra yine al gülüm ver gülüme döndük.
Organize atak yaparak gol atamayacağımız belli olduktan sonra tek ümidim duran toplar. Onda da rakip sahaya bile gitmekte zorlandığımız için rakibin 8 kornerine karşılık sadece 2 korner atabildik. O halde nasıl gol atacağız.
Son dakikalarda seyircinin Konya tezahüratları da oyuncularımızı hareketlendiremedi. Ardından da yönetim istifa sesleri yükseldi.
Uzatmalarda kazandığımız penaltıyı 90 artı 7. Dakikada Çikalleshi gole çevirince maç 1-1 tamamlandı.
Maç 1-1 tamamlandı, yenilmedik, şimdi takıma iyi mi diyeceğiz.
Bu satırları istemeyerek ve üzülerek yazıyorum.
Seyircinin ilgisizliği KÖTÜ TAKIM, KÖTÜ OYUN ve doğal olarak KÖTÜ SONUÇLAR olmasın…
Ne yazık ki, ELİMİZDEKİ MALZEME BU…
“Siz seyirci olsanız bu takımı izlemeye gelir misiniz?”