Görecek, görecekler… Siyasette köhnemiş ‘yeniler’ ilk fırsatta Hanya’yı da Konya’yı da görecekler…
Hani 'demedi' demeyin: Ülkemizde yeni bir ‘Çipras modeli’ gelse de akıbeti onun gibi olacaktır. Esecek, kesecek ve batacaktır…
Her alanda olduğu gibi, siyaset arenasında da Aklını başkasının emrine verenler robotlar gibidir. Programlamada ne varsa ona uygun hareket ederler...
Ehl-i Küffar'ın, özellikle de İngilizlerin, ülkemizde bir siyasetçiye önem veriyorsa ve onu övüyorsa, 40 defa düşüneceksin ve hiç de güvenmeyeceksin...
Siyaset dünyasındaki aktörlerden bazılarına bakıyorum da aklıma şu dua geliyor: Allah, hiç bir kulunu, nefsinin esiri edip, itibarını sıfırlayıp ayaklar altına düşürmesin.
Diğer alanlarda olduğu gibi, siyaset dünyasında da, hiç bir ihanet uzaklardan gelmez/ gelemez. Hainler hep yakınlardan ve çevrenden, güvendiklerin içinden çıkar.
Siyaset dünyasında görülen aşırı ‘ketumiyet’ görüntüsü arkasındaki ‘vehimli’ tiplere dikkat etmek gerek... Gölgelerinden şüphelenen bu ‘vehimli’ tiplerden ‘dâvâ adamı’ olmaz!
Siyaset dünyası garip bir dünyadır. Bu dünyada bazı figürler vardır, belki yarım asır, tevazu abidesi gibi görünür. Bir olay meydana gelir, o görüntünün arkasında dev bir gurur abidesi olduğu ortaya çıkar...
Siyaset dünyasındaki aktörlerden bazılarına bakıyorum da aklıma şu beddua geliyor: Bu arenasında eski bir dostuna kızıp, onun muhalifi bir şerefsizin himmetine sığınanlara, ondan medet umanlara lânet olsun.
Garip mi değil mi bilmem ama meselâ Edirne'deki bir siyaset itinin kuyruğuna basıyorsunuz hiç sesi çıkmıyor ama kuyruk acısına tepki olarak Hakkâri’deki bir siyaset köpeğinin havlaması ülkeyi kaplıyor.
Tarih boyunca görülmüştür ki kendilerini siyasetin 'vazgeçilmez' aktörleri sayan nice insanlar, tarihin çöplüğü içinde kaybolup gitmişlerdir. Şimdi bu tür insanların isimleri bile hatırlanmamaktadır. Bundan sonra öyle olacaktır.
Her alanda olduğu gibi, siyasi hayatta da, geçmişte insanların kalplerinin en mutena yerlerinde yer bulan insanların, şimdi aynı kalp sahiplerinin ayakları altında paspas bile olamamaları ne acı... Allah kimseyi ayaklar altına düşürmesin.
Geçmişimize şöyle bir dönüp bakıyorum da: Siyaset dünyamızda öyle bazı insanlar vardır ömürleri boyunca güzel davranışlar sergilemişlerdir ve insanların gönüllerinde ve dualarında yer almışlardır. Ancak, ahir ömürlerinde öyle davrananlar görülmüştür ki, ömürleri boyunca kazandıklarını birden tüketirler ve belki de arkasından 'Fatiha okuyacak' insan sayısı bile şüpheli hale gelir. En iyisini muhakkak Allah bilir. Bu garip sadece zahire bakar ve öyle karar verir.
Siyasi hayatta ‘ana gövde’den ayrılıp yeni bir fırka kuranların, fırkalarının hiç bir başarı şansı yoktur. Hiç kimsenin heveslenmesine de gerek yoktur. Buna ancak her türüyle rantçılar sevinir. Geçmiş bunların örnekleri ile doludur. Yeni kurulan fırkanın başında isterseniz Allame-i Cihan olsa, yine fark etmez. Bir dost, Sinan Çanakçı'nın tespitiyle şu faydası olur: Siyasette bu tür partiler bazen çok faideli oluyor. Ortalıkta ne kadar pislik pasak var hepsini bir araya topluyor. Sonra bir seçim ertesi hepsi gübre oluyor. Yakın tarihimizde ne kadar çok örneği var. Heveslenenlere duyurulur.
Hülâsa;
Daha çok husus var da…