SEVGİ İHTİYACI

Ali İhsan DİLMEN

Yaşarken hepimiz sevilmek isteriz.

Birileri bize değer versin, verdiği değeri  hissettirsin isteriz.

Sevgi ihtiyacının varlığı yaratılışımızdan meydana gelmektedir.

Modern hayat içinde sevgiye çok sık ihtiyaç duymamıza rağmen ihtiyaç duyduğumuz oranda beklediğimiz sevgi ve ilgiyi bulamayız.

Bizi sevince çevremizdeki insanların kendilerinden bir şey eksilmeyeceğine inancımız tamdır.

Biz çevremizden mal, mülk, para pul istemeyiz; bizi sevsinler isteriz.

Oysa sevgiyi göstermenin yolu sadece dilsel bir eylem değildir.

Hatta bir müddet sonra dilsel olarak beyan edilen sevgi yetersiz gelir.

Sevginin ete kemiğe bürünmesini, somut olarak kendini göstermesini bekleriz.

Deyimlerimiz arasında “Kuru kuru sevgi karın doyurmuyor”  sözümüz var.

Yani sevginin bir karşılığının olması gerektiğinin açığa vurulduğu andır bu sözün ifade edildiği vakitler.

Evet; sevgi paylaşıldıkça çoğalır.

Bunun anlamı şudur; sevgi bekliyorsan paylaşacaksın.

Elinde ne varsa sevdiğin için gözden çıkaracaksın.

Üçün beşin hesabını yapmayacaksın.

Hergün bir şekilde birlikte olduğun, hayatın bir çok zamanını paylaştığın insanın sana ihtiyacı olduğu zamanda imkanların ölçüsünde yanında olacaksın.

Seninle dertleşmek istiyor, ruhunu sıkan mengeneden kurtulmak istiyorsa yanında olmalısın.

Paylaşmak, dertleşmek, utanmadan, sıkılmadan beraber ağlayıp beraber gülmek, ihtiyaç duyulduğun anda dostun yanı başında oluvermek gibi.

“Ben buradayım” demek, bu duyguyu hissettirmek.

Şimdilerde bir çoğumuz kaçar olduk sevmekten.

Daha çok sevilmek istiyoruz.

Bencilleştik.

Sevdiklerimiz etrafımızda emrimize amade olsun istiyoruz.

Kurduğumuz steril hayatı sevdiklerimizin bozmasını istemiyoruz.

Bizden istedikleriyle eksileceğimizi, azalacağımızı düşünüyoruz.

Yok yok düşünmüyor buna adeta iman ediyoruz.

Hep vermeden almak istiyoruz.

Vermeden alırsak, verirlerse seviniyor, sevildiğimizi düşünüyoruz.

Aksi olursa şikayet ediyor, hırçınlaşıyoruz.

Günlük hayatta “Almadan vermek Allah’a mahsustur” diyoruz ama bunun da kıymetini bilmiyoruz.

Allah bizi sevsin, bize istediklerimizi versin, bizden bir şey istemesin istiyoruz.

Hoş Allah bize ihtiyacımız olanı zaten veriyor ama, biz daha fazlasını bizim için hayır mı şer mi olduğunu bilmeden istiyoruz.

Çoğu zaman istediklerimize erişemeyince isyana yöneliyoruz.

“O bizden ne istiyor?” diye sormuyoruz.

“Madem O Allah istediğimizi veriversin” istiyoruz.

O’nunla da ilişkimiz menfaat üzerine...

Tıpkı hayatı birlikte yaşadıklarımızla olduğu gibi.

İlişkilerimizin bir tarafına hep kendi menfaatimizi koyuyoruz.

Verenlerin ve vermenin iyi olduğunu biliyor ama kendimiz yapmak istemiyor, iyilik yapmıyoruz.

Her şeyi hakkıyla bilen Allah “Siz iyiliği bilip başkasına mı tavsiye ediyorsunuz?” diye uyarmasına rağmen.

İyiliklerimizin önüne hep mazeretler koyuyoruz.

Ne dersiniz biz sevgiyi hak ediyor muyuz?

Vermeden alarak sevgiyi çoğaltabilir miyiz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.