SENİN GÖREVİN PASPASCILIK MI?

Mustafa Cemal TOMAR

SENİN GÖREVİN PASPASCILIK MI?

Temizlik görevi yapan değerli kardeşlerimi tenzih ederim. Onlar gerçekten insanların maddi kirlerini, çöplerini temizleyen ve temiz mekânlarda yaşamamızı sağlayan saygı değer kardeşlerimizdir. Onlar bir kurumda olmadıklarında, ya da şehirde bir gün olsun bile vazifelerine gitmediklerinde hemen yoklukları anlaşılır. Öyle makamlar vardır ki, günlerce makam sahibi görevine gitmese çalışanlar tarafından yokluğu anlaşılmaz. Burdan hareketle temizlik görevlilerimizin ehemmiyetli ve saygı değer bir vazife üstlendikleri gün gibi ortadadır.

. Yönetim kademesine, demokrasi gereği seçilerek gelenlere, doğru yerde ve doğru zamanda muhalefet yapmak kadar normal bir şey yoktur. Demokrasinin de gereği budur. Doğru ve yalansız muhalefet ülkenin iyi yönetilmesine katkı sağlar. Peşine düştüğümüz, uğruna canımızı ve malımızı feda edecek derecede partizanlık yaptığımız bir dönemdeyiz. Savunduğumuz partiyi kutsallaştırdığımızdan hatalarını göremiyoruz. Hatalarını inkar etmeye takat getiremediğimiz zamanda ise; türlü bahaneler üreterek, işlenen hataları başkasına yükleyerek, yapılanları haklı göstermek için hakikatten saparak, karşı tarafı suçlayarak, ya da geçmişteki kötü örnekleri misal göstererek temize çıkarmaya çalışıyoruz. Tıpkı elinde paspasla bir mekânda ya da okulun koridorlarında dolaşan temizlik işçisi gibi, partimizin hatalarını paspaslayarak temize çıkarmaya çalışıyoruz. Böylelerine; "senin vazifen siyasilerin işlediği günah ve hataları paspaslamakla görevli misin" diye insanın sorası geliyor.

. Geçtiğimiz günlerde X siyasi parti lideri Türkiye'nin 2024 bütçesini eleştiriyor. 2.65 trilyon açık verilmesi ön görülen bir bütçe, faiz ödemesine 1.25 trilyon ayrılan bir bütçe diyor. Emeklileri açlık sınırının altında bir ücretle geçindirmeyi mecbur kılan bir bütçe diyor ve eleştirilerine bu minval üzere devam ediyor. Verdiği rakamlar da devletimizin ön gördüğü rakamlardır. Vayy! Sen misin böyle muhalefet yapan lider! Verip veriştiriyor, iktidar yanlıları; " Dünya faizle yönetiliyor, etrafımızı dört bir koldan düşmanlar sarmış, dünya bizimle uğraşıyor, yapılan köprü ve yolları görmüyor musunuz" türünden açıklamalar getirerek adeta yanlışların üzerine paspas çekilmeye çalışılıyor. Bu derece algılarımız değişti, davamızı kaybettik, partizanlık uğruna çok değiştik, yaptıklarımızın yanlışlığını farkedemeyecek derecede gerçeklerden saptık, ama bu durumdanhaberimiz yoktur. Bir derece şirke saptığımızı da farkedemiyoruz.

Kur'an'ı Kerim'de bahsi geçen şirk ayetleri Mekkeli müşriklere indiğini zannediyoruz. O ayetler hem onlara hem bizlere hem de gelecektekilere inmiştir. Biz ise bu hakikatten gafiliz.

İç İşleri Bakanı Ali YERLİKAYA yapmış olduğu operasyonlarla halkın gözüne girmiştir. Biri; " Önceki bakanın bu manada sicili iyi değildir, yoksa bu kadar operesyon olmazdı" dedi. Bunun üzerine, ilahiyatçı emekli bir öğretmen şöyle cevap verir;

- Sakın öyle demiyelim. Şöyle düşünün; öğretmensiniz, kopyaya çok karşısınız, bütün gözlemlerinize rağmen, sınavda kopya çeken öğrenciler olacaktır, eski bakanın durumu bu misale benzer diyelim' dedi. Gördüğünüz gibi , eski bakan bu derece kendini savunamazdı emin olun.

. Böyle bir anlayışla bir yere varmak mümkün değildir. Güçlünün yanında değil, hakkın yanında olmalıyız. Zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almalıyız. Bu tür insanlar maalesef güçlü olandan yana tavır sergilerler. Küfürle itham ettikleri partiler, yarın iktidara gelse, hemen geçmişini inkâr ederler, geçmişteki sözlerini eğip bükerek; " biz şunu bunu kastetmiştik" derler.

Tevbe Suresi'nin 23. Ayet-i Kerimesi'nde Cenab-ı Hak; " Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları dost edinmeyiniz. Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir. Buyurmaktadır. Burada yanlışa yanlış, doğruya doğru demeliyiz. Zalimlik kimden gelirse gelsin, zulümdür. Şartlara göre şeytan şekil değişririyor, batılı hak olarak, hakkı batıl olarak gösteriyor. Bunu da yaparken altın harflerle, bizden birisi imiş gibi yapıyor olabilir. Çok dikkatli olmak durumundayız. Eskiden şeytan bir taneydi, şimdi bin tane unutmayalım. Bütün gayemiz ve amacımız bir mümin olarak üzerimize düşen uyarma görevini yapmaktır. Sözlerimi şu mısralarla sonlandırmak istiyorum.

Allah'a kul olduk kalü beladan

Bu yolda verilmiş ikrarımız var

Şu üç günlük fani dünyada

Kula kul olmama kararımız var.

Selâm ve Dua ile

05.02.2024

Balmuallimin

Kaleminden...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.