Hüzünler kahır çekebilirler mi?
Şimdi var ya... Bir offf çeksem var ya...
Âhhh, ah... Bu şarkıların gözü kör olsun...
Âhhh ah... Lambada titreyen alev artık üşüme, ne olur!
İnsan mı ‘gurbet’te olur, yoksa gurbet mi insanın içinde?
Maya Dağ’dan kalkan kazlar, nereye konmuş olabilirler?
‘Taşa basma iz olur’ der bir şarkı sözü… Acaba o, uyarılan kimdir?
'Şarkılar seni söyler' diye bir şarkı vardı. Acaba türküler kimi söyler?
‘Neredesin ay yüzlüm’ deniyor bir şarkı sözünde… Sizce nerede olabilir?
Şu âlemde söylenmeyen söz ve şarkı yoktur, ama her gönül onu farklı algılar...
‘Goncalar da solar mı?’ der bir şarkı sözü… Ne dersiniz, solmayan bitki var mı?
‘Seher Vakti Çaldım Yarin Kapısını’ der bir şarkı sözü… En iyi vakit o zaman mıdır?
Tamam, tamam… ‘Şarkılar seni söyler’, türküler beni de… Peki, rüzgârlar kimi söyler?
‘Ben yârimi fındık ile fıstık ile badem ile beslerim’… Niye ki? Diğer çerezler olmaz mı?
‘Kalk gidelim yârim bu el bize yaramaz, diyeceğim, ama’… Devamı nasıl olur dersiniz?
‘Ağustosta suya girsem, balta kesmez buz olur’ der bir şarkı sözü… Acaba bu kişi kimdir?
Şimdi var ya... Enstrümantal nefis bir müzik eşliğinde değişik iklimlerde seyahat etmek vardı...
‘Mecnun gibi gezmek aşkın çölünde…’ der bir şarkı sözünde… Mecnunlar da seyyah mıdır?
‘Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun, gelmiyorsun’… Niye acaba, acil bir işi mi çıktı dersiniz?
Şarkı ve türkülerde karabulutlardan çokça bahsederler… Bu bulutlar, nereye, yere mi göğe mi ağlarlar?
Bir şarkı sözünde söyle bir cümle var: Benim sevdiceğimin dini var, imanı yok! (Bunu nasıl anlamak gerek?)
Bir şarkı sözünde de şöyle bir ifade var: Şu karşıki dağda kar var, duman yok! (Kar olan yerde dumanın da olması illâ gerekir mi?)
‘Ahhh gönül ah… Derdime derman olmadan gitme, gitme’ der bir şarkı sözünde… Gönüller aynı zamanda dertlere derman mıdır?
‘Beni köyümün yağmurlarından yıkasınlar’ diyordu bir şarkı sözü… Oradaki yağmur suyu diğer sulardan farklı özelliğinden midir bu istek?
Bir türlü çıkaramıyorum, ihtiyarladım galiba; bir zamanlar, 'ben yağmurdan yaştan değil...' diye başlayan bir şarkı vardı. Kim söylemişti, devamı nasıldı?
‘Yalancıdır hep aynalar’ deniyor bir şarkı sözünde… Niye ki? Hiç istisnası yok mu? Meselâ, ayna imalatçıları ‘yalancı olmayan ayna’ üretseler… Çok zor mu olur?
Bir şarkı sözünde ‘ben senin kahrını çekemem gönül’ denir. Peki, ‘gönlün kahrını’ kim çeker? Gönüller, çekilemeyecek kadar ağır mıdır? Peki… Bir gönül, bir başka gönlün kahrını çekebilir mi?
Şarkı ve türkülerde gül, sümbül, bülbül, ceylan ve benzeri daha birkaç çiçek ve hayvan söz konusu edilir... Neden sadece bunlar? Meselâ içinde katırtırnağı veya kaynanadili de olsa kötü mü olur? Meselâ içinde yılan ve çıyan da olsa fena mı olur?
Ahhhh şarkılar, ah türküler ah…