ROGER GARAUDY - BATI'NIN GAZALİ'Sİ 2

Hasan TEPE


Birgün Amerika'ya gittiğinde Küresel gıda şirketlerinin gıda ürünlerini (tahıl, sebze vs) imha ettiklerini görür. Bunun sebebini sorduğunda "Dünyadaki gıda fiyatlarını kontrol altında alıyoruz" cevabını alır. Garaudy, Batı medeniyetinin acımasız ve vahşi olduğunu Amerikadayken tespit eder.

Ona göre Batı, dünyayı hegemonyası altına almak istemektedir.

Garaudy, Medeniyetler Diyaloğu isimli kitabında Batı'yı sert bir dille eleştirir. "Batı bir kazadır" der, devamında 'Bir medeniyet ki insanı çalışmaya ve tüketime indirgeyen, sonsuzluğu miktara indirgeyen' bu üç postula dayanır. "Böylesi bir Medeniyet intihar etmek için hazırlığını yapmaktadır" der.
Garaudy'in bu kitabı Müslüman olmadan önce yazması, onun her daim hakikati ifade ettiğinin en güzel örneğidir.
Onun karşı çıktığı husus şudur; Dünya, Batı Medeniyetinden ibaret değildir. İlk çağlardan beri Mezopotamya, Mısır, Çin, Hint ve Helen gibi başka Medeniyetler de yaşamıştır. Bütün bunlarla beraber, Mekke'de doğup, Medine'de hayat bulmuş ve bütün dünyaya sadece bir asır içinde yayılmış, diğer bütün medeniyetlerden beslenip ortaya çıkan kendine özgün bir medeniyet vardır ki o da İslam Medeniyetidir.
Bütün Medeniyetleri yok saymak, insanlık tarihine hakarettir. Bu medeniyetlerin insanlık tarihine ayrı ayrı katkıları olmuştur. Hiçbir Medeniyet, diğer Medeniyetten bağımsız gelişmemiştir. Mesela "ondalık sayıları" ilk defa Hintliler bulmuştur. Bu durum ticarette ve diğer konularda insanlığın önünü açmıştır. Yazı Sümerlerde, takvim Mısır'da ilk defa bulunmuş ve insanlığın istifadesine sunulmuştur. Bu buluşlar buradan Batı'ya geçmiştir.

MÜSLÜMAN OLMASI ve MÜSLÜMAN KİŞİLİĞİ

Roger Garaudy, İkinci Dünya Savaşına katılmış, savaşta çeşitli kahramanlıklar göstermiş ve bundan dolayı 'Şükran Madalyasına' layık görülen birisidir. Ancak kısa bir süre sonra Fransız hükümeti Hitlerle anlaşınca Fransız hükümetini sert bir dille eleştirir ve kışlada bildiriler hazırlar. Bundan dolayı Cezayir'e sürgüne gönderilir. Otuz ay kadar sürgünde kalır. İspanyadan buraya sürgüne gelen komünistlerle beraber subayların emrine karşı geldikleri için, haklarında 'infaz ve vur emri' kararı çıkar. Garaudy ve arkadaşları kurşuna dizileceklerdir. Subayların vur emrini yerine getirmeyen Müslüman askerlerin; "inancımızda bir suçsuzu öldürmek büyük günahtır" şeklindeki itirazları üzerine infazdan kurtulur. Garaudy, Bu Müslüman askerlerin davranışını araştırır ve İslama hayranlık duymaya ve İslamı araştırmaya başlar.

Başka bir kıssa ise şöyledir: Garaudy bir hadisle karşılaşır. Bilal-i Habeşi Efendimize biraz hurma getirir. Efendimiz bu hurmaların nereden geldiğini sorar. Hz. Bilal bende iyi olmayan hurmalar vardı, bunları iyi olmayan hurmalarla değiştirdim ve size getirdim der.
Efendimiz; "böyle yapmasaydın ya Bilal, bu şekil faize girer.O hurmaları satıp o parayla iyi hurma alıp getirmen gerekirdi" diye belirtir.
Garaudy'e göre Efendimiz ve İslam dini, faize giden bütün yolları kapatmıştır, ona göre bu olay müthiş bir şeydir. Bu hareket, ekonominin sömürülmesinin önünü kapatmıştır, der.
İslamın faizin önünü kapatması, Garaudy'in İslamı araştırmasına vesile olur.
Ve Garaudy 1982 de İslam alimleri huzurunda islam dinini seçip Müslüman olduğunu bütün dünyaya ilan eder. Umreye gidip umre ibadetini yerine getirir.

Garaudy'in İslamı seçmesi, Batı dünyasında şok etkisi yaratır.
Onun bütün konferansları, seminerleri iptal edilir. Onun kitaplarını basan yayınevlerine baskı yapılır. Herşeyine ambargo uygulanır.
Eskiden Garaudy için ayağa kalkıp önünü ilikleyen Batı, şimdi de yollarına dikenler koyar, linç kampanyası başlatır.
Ancak Roger Garaudy, Batı'nın kalbi olan Fransa'da hakikati haykırmaya ve mücadelesine devam etmeye kararlıdır.
O bu mücadeleden zevk almaya başlamıştır.
Çünkü o kendisine Don Kişot'u rehber edinmiştir.

Garaduy, Filistin davasını sahiplenir. Siyonizmi Filistin'de bir Yahudi devleti kurma amacıyla ortaya çıkan bir hareket olarak görür.
Bu amaçla "İlahi Mesajlar Toprağı Filistin, İsrail sorunu, İsrail Mitler ve Terör" kitaplarını yazarak, İsrail'in bir terör ve işgalci devleti olduğunu anlatmaya çalışır. O, Edward Said gibi Filistin ve Filistin davasının yanındadır.

Garaudy, Rahman Suresi 29' cu ayette geçen "Allah heran bir iş üzeredir" ayetinden etkilenir. Ona göre; İnsanın da heran bir iş/eylem üzerinde olması gerekir.

Ona göre İslâm; İnsanlığı, Allah ve tabiatla yeniden buluşturur. Bu şekilde İslamın, Batı Dünyasını ıslah edip intihardan kurtarabilecegine inanır.
Kişinin Allahla buluşması için Namaz, Oruç, Zekat ve Hac ibadetlerine önem vermesi gerekir.
Garaudy, zekat ibadeti konusunda Müslümanları eleştirir. Eğer zekat ibadeti, hakkıyla yerine getirilebilirse, toplumda eşitsizliğin, adaletsizliğin, fakirliğin ortadan kalkabilecegine dikkat çeker.
Müslümanları zekat ibadetini hakkıyla yerine getirmedikleri içinde eleştirir.
Garaudy İslam tasavvufu üzerinde de durur. Ona göre islam tasavvufu, Hrıstiyan mistizimden doğmayıp, doğrudan Kur'an ve sünnet kaynaklı olduğunu vurgular. Özellikle İbn Arabi, Mevlana ve Feridüddin Attar Hazretlerine hayranlığını gizleyemez.
Ona göre Medeniyetler Diyaloğu ilk defa İbn Arabiyle başlamıştır. Mevlananın askınlığı üzerinde ayrıca durur.

Garaudy'in Türkiye'deki dostu ve kitaplarını Türkçeye çeviren Cemal Aydın'dır.
Cemal aydın, Garaudy'in 25'e yakın kitabını Türkçeye çevirmiştir.
Garaudy'in kitabını ilk defa Türkçeye çeviren Doğan Avcıoğlu'dur. (Sosyalizm ve İslamiyet isimli kitabını çeviren Avcıoglu, sosyalizme olan bağlılığından dolayı bu kitabı çevirmiştir)

Garaudy, hayatı boyunca seksenin üzerinde eser bırakmıştır. Binlerce makale yayınlamış, seminer ve konferanslarla insanlığın önünü açmaya ve hakikati dile getirmeye çalışmıştır.
Vefatından bir yıl önce kadar Alzheimer hastalığına yakalanmıştır. Bu hastalıkla Garaudy, sanki geçmişine sünger çekmek istemektedir.O, yeni dünyası için hazırlık yapmaktadır. Ve 13 Haziran 2012'de ruhunu emanetin sahibi olan yüce Allaha teslim eder. Onun Müslüman olmasıyla beraber Batı'da on binlerce insan İslamı seçer. Özellikle Entellektüel kesim arasında İslama olan hayranlık artmaya başlar. Geride bıraktığı eserleriyle insanları aydınlatmaya devam etmektedir.
Evet Garaudy, Batı'nın İmam Gazalisi'dir.
İnsanlığın Don Kişot'udur. Bize düşen ise vefat yıl dönümü yaklaşırken, eserlerinden istifade edip Müslümanca bir hayat yaşamaktır.
Roger Garaudy, günümüzde İslam dünyasında bilinmeyen ve araştırılmayan birisidir. Ülkemizdeki akademisyenlerin kendisine Don Kişot olarak seçmesi gereken birisi varsa o da Roger Garaudy'dir.

O, insanlığın önünü açacak, insanlığın hayrına olacak bütün güzel işleri yapmaya çalışmıştır.

Allahın heran bir iş üzere olduğunu söyleyerek, insanlarında heran bir eylem/amel peşinde gitmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Garaudy'i ne kadar anlatmaya çalışsakta eksik kalan yönleri, anlayamadığımız ve anlatamadığımız yönleri muhakkak vardır. O birkaç yazıyla anlatılacak bir sahsiyette değildir. Üzerine tezler yazılmış, getirdiği doktrinler, düşünce yapısı, felsefesi anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Garaudy'i burada bitirirken, onu
rahmetle yad ediyoruz.
Allah'ın rahmeti onun ve onu kendisine örnek alanların üzerine olsun.

Ruhu şad olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.