Roger Garaudy.
20.ci yüzyılın en büyük düşünürlerinden biri.
Hakikatin İz sürücüsü. 1913 yılında Fransa'nın Marsilya şehrinde fakir bir ailenin evladı olarak dünyaya gelir.
Yahudi asıllı bir aileye mensuptur.14 yaşında Hrıstiyan/Katolik inancını benimser. Yirmi yaşındayken kendisine Don Kişot'u rehber olarak seçer. Onun idolü ne Sezar, ne Napolyon ne de başkasıydı. Hayatı boyunca Don Kişot'u seçti ve insanlığın hayrına ve yararına olanın peşinden gitti. Ondaki Don Kişotçuluk ruhu, onu İslamla tanışmasına kadar götürdü.
Üniversite yıllarında Karl Marx'ın Komünist fikriyle tanışır ve koyu bir komünist taraftarı olur. Aslında komünist olmasındaki amaç Karl Marx'ın yolundan gitmek değil, dünyadaki geliri, insanlara eşit ve adaletli bir şekilde dağıtmaktı. Çünkü O'na göre, dünyadaki gelirin %80'i gelişmiş ülkeler kontrol etmektedir. Komünistliği bunun için seçmişti. En yakın arkadaşlarına "Komünistlik, manevi bir inançla desteklenmediği takdirde yaşayamaz, uzun ömürlü olamaz" diyordu. Komünistliğin ileriki dönemlerde dünyada tutunamaması Garaudy'i haklı çıkarmıştır.
Garaudy'in çocuk yaşta görmüş olduğu maddi sıkıntılar, onun büyüyünce ezilmiş dışlanmış insanlara yardım etmesini sağladı.
Çünkü O bir arayıştaydı.
Devamlı sorguluyordu.Hakikatin izini sürüyordu.
O, genç yaşından itibaren bir "İz Sürücü"süydü.
Roger Garaudy, 1952 yılında Sorborne Üniversitesinde Felsefe alanında Devlet Doktorasını yapmış biridir. (Türkiye’de ise Devlet doktorasını yapmış sayılı Akademisyenlerden biri Nurettin Topçu'dur.)
Şunu ifade etmek lazım ki Devlet doktorasını yapmak herkesin harcı değildir, Garaudy bunu yapan sayılı akademisyenlerden biridir.
1954 yılında SSCB'de Bilimler Akademisi'nde Bilim dalında doktor ünvanı elde etmiştir.
Garaudy; Sosyolog, Hukukçu ve Fransa parlamentosunda senatör olarak görev yapmış birisidir.
O dönemde Fransa Komünist partisinin belkide Avrupa'daki en büyük sözcüsüydü.
Garaudy, Batı dünyasının gazalisi olarak görülmektedir. Günde 17-18 saat çalışır, maaşının hemen hemen tamamını fakirlere ve parti için ayırmaktadir. Bundan dolayı hayatında ev sahibi olamamış, eşiyle birlikte kaynanasının evinde yaşayan biridir.
Müslüman olmadan önce, Fransa'da (hatta Avrupa'da) ciddi anlamda fikri ve siyasi anlamda söz sahibi birisidir.
Garaudy, bütün dünya liderlerinin görüşmek istediği bir düşünürdür. Çünkü Batının en büyük Entellektüel şahsiyetlerinin başında gelir.
"KOMÜNİST KİŞİLİĞİ"
Roger Garaudy, üniversite yıllarında Komünist fikriyle tanışır. Partinin gençlik kollarında görev yapar ve sonrasında partininFransa'daki en büyük temsilcisi konumuna kadar yükselir. Öyle ki, Karl Marx'ın yazdığı bütün kitaplar yakılsa ortadan kaybolsa, Komünistliği baştan yazacak kadar bu doktrine hakim birisidir.
Aslında Komünist olmasındaki amaç, dünyadaki eşitsizliği Komünizm üzerinden düzeltmekti.
Burada bir noktayı belirtmek gerekiyor. Garaudy'in Komünistliği olan bağlılığı Karl Marx'a olan bağlılığından değil, kendisinin bir arayış içinde olması ve bu yolla dünyada gelir dağılımındaki adaletsizliği kaldırma amacıdır. Bunu daha sonra müslüman olduktan sonra zekat yoluyla sağlamaya çalışacaktır.
Ona göre Allah ve Ahiret inancı olmadan, Komünist sisteminin ayakta durması imkansızdır.
"BATI'YI ELEŞTİRİ FİKRİ"
Garaudy'e göre Batı, Rönesansla beraber intihara doğru gitmektedir. Çünkü Batı Allahsız bir Rönesans gerçekleştirdi. Bilim, sanat mimari ve düşüncenin içinden ilahi olanı yani metafiziği çıkarttı. Herşeyi somut olana/görünene indirdi.
Batıda bilim, sanat, mimari ve düşünce bundan sonra sadece Batı'ya hizmet eden ruhsuz, duygusuz bir kalıba girdi. Metafizikten soyutlanıp tamamen somutlaştığı Batı medeniyeti, bu şekilde doğdu.
Ve böylece Batı Medeniyeti; "Nereden geldik, nereye gidiyoruz" sorularını cevapsız bıraktı.
O'na göre Batı'nın asıl amacı güce sahip olmaktır. Bu güce sahip olduktan sonra Batı, kendisini dünyanın merkezi olarak görüp, kendi dışındakileri 'Barbar' olarak görmeye başlamıştır.
Garaudy'e göre Batı, hayatın anlamını çoktan yitirmiştir.
(Felsefenin/düşüncenin yerini Bilim almıştır.)
Bütün eserlerinde Batı'nın kendini begenmişliğini ve Batı'nın "Ben merkezci"liğini yıkmaya çalışmıştır.
(Yazının devamı ROGER GARAUDY - BATI'NIN GAZALİ'Sİ 2 de devam edecektir.)