15 kasım 2014 târihinde Latin Amerika Müslümân Dinî Liderler Zîrvesi'nde yapdığı konuşmada Amerika kıtasını Kristof Kolomb'un değil, Müslümânların keşfetdiğini söyledi.
"1178'de Müslümân denizciler Amerika kıtasına ulaşmışdı. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir Câmînin varlığından bahseder..Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden İslâm dini kıtada inkişâf etmiş, yayılmışdı.
Latin Amerika ülkelerine 2015'de daha fazla ağırlık vereceğiz.Osmanlı Devleti, Latin Amerika kelerine ulaşmışdı.
Büyük sorumluluk içerisindeyiz ve farkındayız. Kardeşlerim.!!!
İslâm insânın kendi tercîhiyle Allâh'ın kişiye bahşediği en büyük hediyedir. Biraz önce Diyânet İşleri Başkanımız ifâde etdi.Ben de konuşma metnimi hazırlarken Abdurrahman Efendi’yi de ekledim. Onu hayırla yad etmek bizim görevimiz.!!!
1866’da iki Osmanlı gemisi Basra’ya ulaşmak üzere İstanbul’dan ayrılmış ama yollarını kaybederek Brezilya sâhiline varmışlardı.
Gemide bulunan Abdurrahman Efendi yıllarca Brezilya’da kaldı ve yıllarca dolaşarak İslâm’ı anlatdı.
Göçmenler Osmanlı oldukları için El Turko olarak tanındılar ve hâlâ öyle tanınıyorlar
Latin Amerika’nın İslâm’la tanışması 12. yüzyıla kadar uzanır.
Amerika’yı Kolomb değil 1178’de Müslümânlar keşfetdi. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir Câmînin varlığından bahseder.
Ben şimdi Küba’lı kardeşimle konuşurum. O dağın tepesine bir Câmî bugün de yakışır.
Yeter ki izin versinler, olur desinler. Yâni Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden İslâm dini kıtada inkişâf etmiş, yayılmışdı.
İslâm Dini hiçbir zaman sömürgenin, köleleştirmenin aracı olmadı.
Diğer tüm inançları da teminât altında tutmuşdur.
İslâmda kılıç zoruyla, silâh zoruyla Müslümânlaştırmak yokdur
İslâm en çok da mazlûmların, yolda kalmışların dinidir.
Azınlık olmalarına rağmen, inanıyorsanız, üstünsünüz.
Yüzyıllar boyunca nasıl ayakta kaldıklarını da biliyoruz?
Yardımlaşarak, paylaşarak kardeşlik hukûku içinde her yerde varlığımızı sürdürmeye İslâm’ı yaşamaya ve yaşatmaya devâm edeceğiz.
Ben târihin bize yüklediği mirâsın ve omuzumuzda taşıdığımız sorumluluğun farkındayız
1.Dünyâ Savaşı’ında çok sayıda ülkeye karşı kahramanca mücâdele etdik ve yeni Türkiye Cumhûriyet’ini kurduk, tehditlere karşı boyun eğmedik.
Hamdolsun şu an Türkiye içerideki ve dışarıdaki tehlikeleri bertarâf etdi.
Şükürler olsun târihdeki yerini almaya başladı. Dünyânın her karışında savunduğumuz barışla birlikde bu yeryüzünde biz de varız diyoruz.
Türkiye’nin hiçbir ülkenin sınırları ve içerisinde gözü yoktur, emeli yokdur.
Biz dünyâda barışın egemen olmasını istiyoruz.
TİKA, Kızılay AFAD, TRT, Anadolu Ajansı gibi kuruluşlarımızla mazlûmlara, kardeşlerimize ulaşmanın mücâdelesini veriyoruz.
Bu mücadele Diyânet İşleri Başkanlığımız nifâk tohumlarını yok ederek İslâm dininin en iyi şekilde anlaşılması ve ülkemizi en iyi şekilde tanıtmak için çok faydalı çalışmalar yapıyor.
Latin Amerika ülkelerinin tüm taleblerini karşılamak için var gücümüzle çalışacağız.
Tüm liderlerin, tüm Müslümân toplulukların Diyânet İşlerimizle irtibât halinde olmaları en büyük dileğimizdir, arzûmuzdur.
Müslümân gönüller arasında fiziki uzaklıklar yokdur. Ortadoğu’da Müslümân kardeşlerimiz çok ağır bedeller ödüyorlar.
Karşımızda duran acı manzaranın çok sebebi var. Mevcûd manzarada gayri müslümlerin payı olduğu muhakkakdır. Ama tek sebep gayri müslimler değildir
Müslümânların ezilmişliğini, yoksulluğunu İslâm’ın kendisine bağlayanlar çok büyük saygısızlık içerisindedirler
Acaba şu anda İslâm dünyâsında Müslümân zenginler zekatlarını tam olarak hakkıyla veriyorlar mı?
Bunu masaya yatırdığımızda kimse buna “evet veriliyor”diyemez. Sâdece bu veriliyor olsaydı Müslümânlığın yoksulluğunu konuşuyor olmazdık.
Silâhlara gidiyor mu denildiğinde silâhlara gidiyor? Oralara ciddi paralar gidiyor
Kardeşinin kanını kendisine helâl görüyor.
Müslümân’a Müslümân kardeşinin cânı, kanı, malı ve ırzı harâmdır hükmünü nereye koyacağız.
Müslümânlar önce kendi özeleştilerini yapacaklar, önce kendilerini düzeltecekler.
Bizim Allâh’dan başka kimseye kul olma görevimiz yokdur. Afrika’nın elmasları, Latin Amerika’nın altınları nasıl sömürüldüyse Ortadoğu’nun petrolleri de aynı kirli senaryoyla sömürülüyor?
Müslümânların zayıflaması, birbiriyle çatışması için her türlü oyun devreye sokuluyor
Bunlar komplo teorisi değil, bunlar ortada olan yaşadığımız vakalardır.
Nerede barış elçileri? Nerede BM?’
Ben hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Bu BM’nin reforme edilmesi gerekir diyorum, dünyâ barışına hizmet etmiyor diyorum.
197 üyesi var, 5 tane dâimi üyesi var.Arlarında bir tane Müslümân ülke yok.! Bunlardan bir tanesi hayır derse okarar çıkaramazsınız.
Velev ki karar çıkdı, uygulanmaz.!!!
İsrâil’le ilgili karar uygulandı mı?
Bizim ülkelerimizde böyle bir şey yapılsa dünyâ ne yapar?
Kiliselere karşı böyle bir şey yapılsa dünyâ ne yapar?
Bizim dinimizde böyle bir saldırıya yer yokdur.
İnsânlar katledilirken dünyâ seyrediyor.
Demokrasiye inândığını söyleyenler, darbeci zatı eleştirdiler mi?.
Çünkü! kendileri nasıl inanıyorsa öyle bir demokrasiyi kabul ediyorlar?
Bir hafta için 5 bin insânın katledilğini bir ülke yokdur..Ama maalesef Mısır bunu yaşamışdır
Havadan bombalanmayla netice elde edilmez..Görünen köy kılavuz istemez.
Demokrasi milli irade midir?
Suriye’de Esed gidinde kim gelecek diyorlar?
Zâlim Esed, terörist Esed gidince onun yerine halkın irâdesi gelecekdir. Zaman zaman da bana akıl veriyorlar. Böyle eleştirmeseniz diyorlar.
Sonuna kadar söyleyeceğiz ki,
damardan bu işe girilsin. Kobani
için dünyâyı ayağa kaldıranlar, Halep için kılını kıpırdatmıyor.
Haleb'in bir özelliği var.Neden Halep’i değil de Kobani’yi konuşuyoruz? Sinsice planlar yapılıyor.
Petrolü olmayan ülkeleri kaale almayabiliyorlar.
Onlar ilkesiz, hukûksuz, vicdânsız olabilir
Onların bir tuzağı varsa Allâh’ın da bir tuzağı vardır.
Bizim iyi bir niyetimiz varsa Allâh bize bütün kapıları açacakdır
Umudumuzu kaybetmeden, bize başkalarının biçtiği rolleri kabûllenmeden yürümeye devâm edeceğiz.
Bu zirvenin yeni başlangıçlara vesîle olmasını Allâh’dan niyaz ediyorum".!!! Kalın sağlıcakla.