1. Diri kâfire rahmet ve hidayet dileyebilirsiniz.
Ola ki iman ederse ‘bir kişinin hidayetine vesile olmanın sevabına erersiniz.
2. Ölü kâfire mümin olarak rahmet okuyamazsınız.
Mümin oluşunuzu bir kenara bırakırsanız, rahmet de gazel de okuyabilir, cenaze namazını kılabilirsiniz.
3. Hayatında kime hizmet ettiğini bilmediğiniz kişilere, özellikle kâfirlerin övgüsüne de mazhar olmuşlarsa, rahmet okuyamazsınız.
Okursanız Mizanda işinizi zora sokarsınız.
4. Müslüman akıllı ol!
Yani var olan aklını kullan!
Yoksa, sus!
TARİHE NOT DÜŞMEK
08 Mart 1995 tarihinde YÖK Başkanı Mehmet Sağlam tarafından Ankara'ya çağrıldım.
09 Mart 1995 tarihinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğünden istifa etmek zorunda kaldım.
1994 Yılı Ocak ayında:
"Yüzüncü Yıl Üniversitesinde Refahçı Kadrolaşmaya Ne zaman Dur Denecek" başlıklı, 2,5 sayfalık, imzasız bir dilekçeyle başlayan ve 09 Mart 1995 tarihinde biten süreçte üç soruşturma geçirdim, rektörlükten istifa ettirildim, fakat uyarı cezası bile almadım.
Sonrasında biri ağır ceza diğeri sulh ceza olmak üzere yargılandım.
Ağır Cezada başlangıç safhasında, Sulh Cezada bitiş safhasında olmak üzere birer kere ifade verdim.
İkisinde de hiç mahkemeye gitmedim.
İkisinden de hiçbir ceza almadım.
Bu işler böyle görülürdü.
Ve yoğun olarak yazmaya başladım.
1995 Nisanından, 1996 Kasım ayına kadar "Devletin Tanrılaşması" ve "Sistemin Ahtapotlaşması" kitaplarını yazdım.
İkisinin arasına "Yılanlar da Baharı Bekler" kitabını sıkıştırdım.
"Devletin Tanrılaşması" ve "Yılanlar da Baharı Bekler" İstanbul'da 1996...
"Sistemin Ahtapotlaşması" Konya'da 1997 yılında basıldı.
Ve bugün Basın Turu Sayfamızda "Sistemin Ahtapotlaşması" kitabımdan "yetkiler neden Cumhurbaşkanında olmalı?" sorusuna cevap veren bir bölüm aktardım.
Bu aktarmalarım referanduma kadar devam edecek.
Takip etmenizi öneririm.
Bu kardeşinizi daha iyi tanımış olursunuz.