Son günlerin cazip konusu durumundaki Amerika ile ilgili bir anımı sunuyorum:
Yıl 1967 New York 'ta uluslararası bir toplantıdayız.
Dostluk konusunda konuşmak üzere bana söz veriliyor.
Türk'ün dostluk anlayışıyla onlarınkini mukayese etmek ıçın Kunuri (Kore) muharebesini örnek göstererek:
_Orada cephenin merkezinde yer tutan Türk birliğinin, sağ kanattaki ABD ve sol kanattaki GB güçlerinin ânî çekilmesiyle düşman tarafından kuşatıldığını; Alb. Celâl Dora komutasındaki alayımızın başının çaresine bakmak zorunda bırakıldığını; sebatlı dayanışıyla büyük zayiat verme bahasına kuşatmayı yararak çıktığını anlattım ve sonra da ekledim:
'Eğer dostluğun gereğini yerine getirseydiniz, bugün Kore ikiye ayrılmamış olacaktı' dedim.
Bana cevaben söz alan Amerikalının cevabı çok ilginçti:
_"Bİzim orada zafer kazanmak gibi bir gayemiz yoktu.
Bizim ekonomimiz savaş endüstrisine dayalıdır. Geliştirilmiş yeni silahları denememiz, tanıtmamız; yeni karışıklıklar çıkararak bunları pazarlamamız gerekiyordu.
Biz bunun gereğini yapıyorduk" dedi.
O günden bugüne, stratejik(!) mütteffikimiz bu çizgisini hiç değiştırmedi.
*
O dönemlerde ülkemde bu gerçeği dile getirmek, komünistlik ve vatan hainliği sayılıyordu.
Ne günlerden ne günlere geldik; maymun gözünü açtı.
Buna da şükür.