Çağımızın salgın ve öldürücü hastalığı Coronü-Coronavirüs ya da Covid19 insanları, toplumları, ülkeleri ve kurulu düzenleri derinden etkiledi. Salgın sebebiyle günlerce evlerde mahsur kaldık. Bu kalışlar insanların ruh dünyalarını derinden etkiledi. Pek çok insanı ciddi ciddi öz eleştiriye, yani nefs muhasebesine itti. Onlara hayatı, yaratılışı, kâinatı ve tabii düzeni düşündürdü. Pek çok insan da, benim gibi kendi kendine konuştu, kendisiyle sohbet etti. Bu tür insanlara özel bir sıfat verilmesine rağmen aldırış etmeyip, kendi sordu kendi cevapladı. Aşağıda işte bunlardan bir kesit sunuyorum.
Bir türkü sözünde şöyle der: 'Derdim çoktur, hangi birine yanayım'… Siz olsanız hangisine yanardınız?
- Ahiretle ilgili olana... Diğer ifade ile uhrevî olana… Çaresi dost elinden olan varsa oradan…
- Hiçbirine… Veya birini seçmek gerekiyorsa rastgele birini seçeceksin…
- Yakmayan derde…
- Ben yanarım kuzuma, o kuzum da yanar kendi kuzusuna…
- Hepsine yanarım ben, derdin büyüğü küçüğü olmaz ki...
- Başaklarınkinin yanında bizim derdimiz dert değil be hocam...
- Dertler insanı geliştiriyor! Olgunlaştırıyor. Dert olmaza Cennet’te olurduk. Onun içindir ki sırayla ilgilenmek lazım!
- Yansam ne olur? Çare yok… Havale et gitsin.
- Hangi biri değil hocam, ‘hangisine yanayım’ Ali Ekberçiçek Erzincan.
- Hocam derdimize yanmasak da derdimizi bir yere toplayıp hepsini yaksak nasıl olur? Bana daha iyi bir çözümmüş gibi geliyor da…
- Becerebilirsek hepsine olur. "Ya İslam’la yükselir, ya inkârla çürürsün... Bu yol mezarda bitmiyor. Gittiğinde görürsün." İşte buradan başlamak gerek…
- Dert çok be kardeş… Hangisine yanayım ki? Bir ev aldım, dolandırıldım. Evim, çocuklarım beni terk etti. Bugün boşanma davam var, kaza yaptım, araba hurda oldu. Kardeşlerim ve annem benden uzaklaştılar. Daha sayayım mı? Hele sen söyle kardeş hangisine yanayım?
- Benim tek derdim var: dünyanın tadını kaçıran insan olamayan insanlar…
- Dertlerin hiçbiri için yanmam... Bir tane derdim var; yanmamak!
- Hiç merak etme! Derdi veren Allah, dermanını da veriyor. Yeter ki sabredip tevekkül etmeyi bilsin insan.
- Dertsiz insan gamsız insandır. Gamsız ve kedersiz insanın olmadığını sanıyorum ancak, dert ile yatıp, dert ile kalkan, hayatını dert ile iştigal edenlerin ömrü kısa olur. Bu yüzden gamsız olmak da iyi değil, ömrümüzü dert ile geçirecek kadar da hayat uzun değil...
- Bir yerden başlamak lâzım, tutarım rastgele birine yanarım olur biter…
- Ben olsam ahiret ve sevgi için aşk ateşine yanardım. Ama yine de sen bilirsin.
- Ülkemdeki gerçekleri görmeyenlere yanarım. Pantolonunun dizkapağı bombe vermiş insanların, ‘Müslüman olup namaz kıldığına’ inandığıma yanarım.
- Bilmemneoğlu veya Bilmemkiminoglu ile Kaptancıoğlu varken başka derde yanmaya gerek yok ki…
- Dünyadaki milyarlarca insanın, Müslim veya gayrimüslim, başkaldırıp haydut devletlere isyan etmediklerine üzülüyorum ben… Hele hele onlara gönüllü kölelik yapanlar var ya…
- Başkalarının dertlerini dert etmeyenler var ya… Asıl ot gibi yaşayan o insanlar var ya…
- Benim derdim şahsi değil… Şu ülkede en çok kızdığım şeylerden biri Sebatay Yahudilerin cenazesinin camiden kalkması. Bu işe bir son vermek gerek. Saflar belli olsun. Adamlar namaza niyaza inanmıyorlar ama mevtayı Camiye getiriyorlar. Müslümanlar bunların cenaze namazlarını neden kılıyorlar ki? İnancı yoksa camiye getirilmesin. Aile inançlıysa ve aile namazını kıldırıyorsa, alkışlayanları oradan niye kovalamıyor ki… Bu Ortaçağ zihniyeti benim derdim. Bakın, şu ölen tiyatrocu Fersoy var ya… Onun cenaze namazında, cenaze başında bekleyen güruh, imamın duasını ve tekbirini, alkışlayarak bastırmaya çalıştılar. Madem istemiyorsunuz alın cenazeyi götürün gömün istediğiniz yerde… İşte benim derdim bu ruh hastaları ve İslam düşmanları…