Okullar ile ilgili bir çalışma -1

İbrahim Halil ER

İlköğretim
Eğitimin ilk aşaması ve ilk basamağıdır. Eğitim hayatımızı şekillendiren en önemli unsurdur. Ülkemizde ilkokulda iyi bir öğretmene rast gelen kişiler bence şanslıdırlar, çünkü bu süreçte başarısız ve mesleğini sevmeyen bir öğretmenin elinde yetişen gençler maalesef ileriki eğitim hayatında sorunlu olmuşlardır. 

Peki ilkokul sistemimiz doğru mu?

İlkokulda tek bir öğretmene 4 yıl öğrenciyi teslim etmek bile başından sakat ve yanlış bir uygulamadır. Çünkü bu öğretmenin başarısız ve sorunlu olması temel eğitimini iyi almayan ve ileriki yaşantıda sürekli sorun yaşayan bir gelecek yetiştirmiş olur. Ama bu dönemde farklı öğretmenlerin derse girmesi sağlandığında en azından başarısız ve sorunlu öğretmenlerin yanında çocuğa ufuk açacak olan öğretmenlerin bulunma olasılığı yükselecek ve bu durum bir nesli belki kurtaracaktır. 

Tabi ki devletin bu öğretmenleri denetlemesi ve sürekli gelişmelerini teşvik edici çalışmalar ortaya koyması gerekir. Bunun için performans kontrolü, mesleki yeterlilik ve hatta akademik çalışmalar yapmalıdır. Hatta bu bütün öğretmenleri kapsamalıdır. 

Öğretmenlik okullarını okuyan her öğrenci okulun ikinici sınıfından itibaren bir okulda uygulama derslerine de girerek usta öğretmenlerden deneyimlerini almalıdır.

Eğitimin öğretmen aşamasındaki durumu bu, peki içerik nasıl?

Öncelikle ilkokulda verilen bilgi çok fazla ve ilkokul misyonunu ile bağdaşmamaktadır. Bizim yapacağımız temel değişim, ders sayısını ve konuları azaltmaktır. Yani İlokulda sadece okuma, yazma, okuduğunu anlama, oyun ekseninde karakter eğitimi, kişiliğin gelişimi, kendini ifade etme ve analitik düşünme öğretilmeli, dört işlem’in dışında matematik konularına girilmemelidir. 

Yani ders yükünü hafiflettiğimiz gibi bu dönemde sınav veya imtihan kesinlikle olmamalı, çocuklar eğlenerek, yaparak, uygulayarak ve görerek eğitilmelidir. Yetenekleri keşfedilen çocuklar, yetenek ve ilgilerine uygun hobilere yönlendirilmelidir. 

İlkokul çağı, çocuklar için büyük bir mutluluğun olduğu çağ olarak kalmalıdır. Bu dönemde Türkçe dil yeteneği geliştirilmeli, edebi zevk elde edilmesi için şiir ve atasözleri ezberletilmelidir. 

İlkokul çağı kabus çağı değil, çocukların koşarak gittiği bir dönem olmalıdır. Belli saatlerde beslenme saati oluşmalı, hatta sınıflarda küçük uyku molaları verilmeli ve uyku tulumları bulunmalıdır. Yaparak, görerek ve rol model eşliğinde öğretime vurgu yapılmalıdır. Çocukları bir makine gibi görüp ruhi yanlarını ihmal edip sadece bilgi yüklemeye çalışmak öğretmek veya eğitmek değildir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.