Antalyaspor A.Ş. Başkanı Aziz Çetin, Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Emin Hesapçıoğlu, Antalyaspor Vakfı Başkanı Nafiz Tanır ve Futbol Sorumlusu Nuri Şahin, Konyaaltı Sanayici İş İnsanları Derneği’nin (KONYSİAD) düzenlediği toplantıda gazetecilerin ve davetlilerin sorularını yanıtladı.
Çetin ve Şahin, kısa, orta ve uzun vadedeki planlarından bahsederken Tanır ve Hesapçıoğlu ise çalışmaları hakkında bilgi verdi. Antalyaspor Futbol Sorumlusu Nuri Şahin, “5 yıllık bir sözleşmeye imza attığımızda kendimi garantiye almak için değil, bu 5 yılı doldurmak istediğim için attım. 5 yıl sonra burada buluşursak, Antalyaspor inşallah çok daha iyi yerlerde olacaktır. Antalya şehri, sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da isminden söz ettirecektir” dedi.
‘O kupayı ben kazandıracağım’
Kontratı süresince Antalya’da kalmak istediğini ifade eden Şahin, “Siz beni göndermediğiniz sürece burada kalmak istiyorum. Ama yine büyük konuşmak istemiyorum. Futbol inanılmaz hızlı gelişen ve değişen bir oyun. Başkan, basın, taraftar beni göndermediği sürece burada olmaktan gayet memnunum” diye konuştu. Kendisine gösterilen saygı, sevgi ve değerin ailecek farkında olduğunu ifade eden Şahin, Süper Kupa finali sonrası oyuncularıyla yaptığı konuşmayı su sözlerle anlattı: “Gönül ister size ve şehre Süper Kupa’yı armağan etmeyi ama nasip olmadı. Ama o gün soyunma odasında hem ağlayarak hem üzülerek oyuncularıma söylediğim söz var, ‘Eğer bir gün bir daha final oynarsak, işte o zaman o kupayı ben size kazanacağım’ demiştim. Büyük konuşmayı sevmem ama çalışarak inşallah Antalyaspor’a bir şeyler kazandırmak istiyorum.”
‘Kenardan maç kazanmadım’
Hocalık kariyerinde hiçbir karşılaşmayı kenardan kazanmadıklarını aktaran genç teknik adam, “Ben kenardan hiçbir maç kazanmadım. 30 maçlık hocalık kariyerim var. Kenardan 1 maçı bile ben kazanmadım. Bu bir ekip çalışması. Bu ekibin içerisindeki en önemli işi yapan, o sahanın içerisindeki oyuncular. Benim onlarla beraber çalıştığımın farkındalar. Ben onları kullanmıyorum. Bir hocanın futbolcusunu kullanması çok saçma bir şey ve ben her zaman, ‘patron benim, ben ne dersem yapacaksınız’ felsefesinden rahatsızlık duymuşumdur” ifadelerine yer verdi.