NİHAYET RAMAZANIN SONUNA GELDİK

Mustafa Cemal TOMAR

NİHAYET RAMAZANIN SONUNA GELDİK

On bir ay boyunca oruç tutmuyoruz.. Sonra Ramazan Ayı geldiğinde doğrusu bazılarımız ben de dahil almak üzere nasıl oruç tutacağız diye hayıflanıyoruz. Bir çoğumuzda fiziksel rahatsızlıklar olduğundan haklı olarak "acaba oruç bizi etkileyecek mi?" diyerek endişeleniyoruz. Özellikle şeker hastaları bu endişeyi taşıyor. Lâkin kâmil inanca sahip olanlar, oruç tutuyor ve ramazan boyunca bir olumsuz tabloyla karşılaşmamaktadır. Böyle hastalara sorduğumda: "oruç bize iyi geliyor" diyorlar. Bu duruma doktorlar bile şaşırıyor.

Ramazana ve bereketine alışınca, sonra da bizi bırakıp gidince yetim kalmışız gibi üzülüyoruz. Özellikle şehirlerde Ramazan Ayı'nda her taraftan rahmet ve bereket yağmaktadır. Caddeler, sokaklar, işlektir ve şenliktir. Camilerimiz teravih namazıyla beraber cemaatimizle şenlenmektedir. Akşamları çay ocakları, akşama yakın ferınlar, iftarda lokantalar, yatsıda camiler dolup taşmaktadır. Bu ne büyük betekettir Yâ Rabbimiz!!!

Ramazan Ayı, oruçla beraber insanlar öyle bir terbiye oluyor ki! anlatamam.Toplumdaki ahlâksızlıklar, hırsızlık,arsızlık, yalan-dolan, cinayetler azalmakta; bunun yanısıra, yardımlaşma, dayanışma, bütünleşme, kenetleşme, cemaatleşme ruhu artmaktadır. Oruç ibadeti; sosyologların, psikologların, doktorların, felsefecilerin, hocaların bilumum kamunun ve yöneticilerin bir araya gelerek, el ele vererek yapamadıklarını yapmaktadır. Ya Rabbimiz!!! Bu ne büyük mucizedir. Anlayana tabi ki!!!

Evet Ramazan Ayına - oruça ve onun bereketine alıştık, bizi bırakıp gitmesine üzülüyoruz. Bir daha Ramazan'a kavuşacak mıyız? bilmiyoruz. İnşallah bizden razı olmuş bir şekilde ayrılacak ve 11 ay sonra buluşacağız diyorum. Ramazan Ayı içinde barındırdığı rahmet-mağfiret- cehennemden azat olma müjdesine iyice mazhar olanlardan olmayı umuyor ve diliyoruz.

Ramazan Ayı'nda Kur'an'ı Kerim'in ayetleri inmeye başlamasından dolayı bu ay şerefli bir ay olmuştur esasen. O yüzden Peygamberimiz sav. Cebrail as'mın muvaffakatında Kur'an'ı, Ramazan Ayı boyunca mukabele ederdi. Peygamberimiz sav'min sünneti gereği biz de başta camilerimizde olmak üzere, Kur'an kurslarında, evlerde, TV ekranlarında, sosyal medyada, mescitlerde, daha başka bir çok müesseselerde binlerce hatmi Şerifler okunmaktadır ve okunmuştur. 1400 sene önce Allah Teâlâ'nın Peygamberimiz sav'in aracılığıyla bizlere gönderilen Kuranı kerim, bu zamana kadar tartışmasız dünyada en çok okunan kitaptır. Kıyamete dek de böyle devam edecektir. Buraya kadar çok güzel!!!

Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, Kur'an çok okunduğu halde, anlamıyla buluşma noktasında en gerilerde kalınmıştır maalesef. Dünya müslümanlarının geri kalmışlığı ve perişanlığı Kur'an'ı anlamadan okumaktan kaynaklanıyor. Sözüm yanlış anlaşılmasın. Kur'an sadece okuyunca kendimizi müslüman zannettik. Halbuki içindeki mesajları alıp, yönetimimize aldığımızda ve özelde de bizler yaşayınca gerçek müslüman olmuş oluyoruz. O zaman da bizim üzerimizde çıkabilecek bir gayri müslim ülke olamaz.

Nu"mân b. Beşîr"in naklettiğine göre

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”

Bu Hadis-i şerifi en az bir buçuk milyar müslüman okur ve bilir. İHL'de okurken Hadis dersinde önemine binayet bu Hadis-i şerif'i ezberlemiştik. Dünyada zalimlerin zulmü altında inim inim inleyen milyonlarca Müslüman kardeşlerimiz var. Filistin'de, Gazze'de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Yemen'de, Irakta, Suriye'de vs diğer müslüman beldelerde zulümler devam ediyor. Son 20 yılda 25 milyona yakın müslüman kardeşimiz katledilmiştir. Hiç bir müslüman ülkesinde tık yok. Eğer sadece bu Hadis-i şerif müslüman ülkelerde hayata geçirilse 1,5 milyar müslüman ayağa kalksa, emperyal güçlerin teknolojik imkânları ne kadar çok olursa olsun, hareket kabiliyeti bulamaz, bu zulümleri müslümanlara yapamazlardı. Kaldı ki onların ekonomik ve teknolojik yönden üstün olmaları sadece bizi sömürdüklerindendir. "İman varsa imkân vardır kardeşlerim".

Konuyu bayağı dağıttım. Müslüman kardeşlerimizin Kur'an'ı çok okuyup ısrarla anlamamaya çalışmaları, Kur'an'ı sadece "sevap kitabı" olarak görmelerine isyankârım. Benim serzenişim ondandır.

Kur'an'ı ne kadar çok okursan oku. Sorun yok. Sorun anlamıyla Müslüman halkların buluşturulmasıdır. Bunu önlersek müslümanları istediğimiz gibi yönetiriz diyor, şeytanın dünyadaki temsilcileri. Bu oyunun farkındayım. Benim isyanım bunadır.

Sözde sağcı muhafazakâr bir bakan bir konuşmasında; " Son 20 yılda AB'ne üye olma sürecinde TBMM'de 2.000 tane yasa çıkardık" diyor. Bunu da övünerek söylüyor. Dinleyici muhafazakâr ve müslüman kardeşlerimiz büyük bir heyecanla alkışlıyor. Peki Kur'an ahkâmına uygun bir yasa çıkardınız mı diye soran yok. Hani biz çok Kur'an okuyoruz yaa! Bir şey demiyorum. Bizim müslümanlığımız buraya kadar demek ki!!!

Temennimiz ve duamız odur ki Ramazan Ayı vesilesiyle inşallah müslümanlar olarak; biraz daha şuurlandık. Şuurlu müslümanlar mertebesine bir adım daha yaklaştık diyorum. Selâm ve Dualarımla...

06.04.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.