Ordusu çıktığı seferde yediği üzümün parasını asmanın dalına asıp giden insanlardan
Değil asmayı, koca bağı kökünden söküp, talan eden, yakıp yıkan insanlara dönüştük.
Ben siftah yaptım. Henüz komşum yapmadı lütfen ondan alın diyen esnaftan.
Benim müşterimi neden çalıyorsun diye kavga eden, küfür eden esnafa dönüştük.
Yaptığı yemeğin kokusunu, komşum duydu diyerek komşuya yemek gönderen komşuluktan.
Yemeğin kokusu beni rahatsız ediyor lan diyerek bıçak çeken canavarlara dönüştük.
Otobüste yaşlıya, kadınlara yer veren nesilden
Yaşlıya hakaret eden yılanlara dönüştük.
Cebrâîl komşuyu komşuya mirasçı bırakacak zannettim diyen peygamberin ümmeti
On onbeş gün içerde ölen, ancak cesedin kokusunu duyduğu komşulara dönüştük.
Evlerin kilidi kapının üstünde durduğu, kapıların sonuna kadar açık olduğu yıllardan
Kapıların on tane anahtarla kilitlendiği üstüne birde kamera ile izlendiği nesillere dönüştük.
Başlarda sarıkla, fesle dolaşıldığı yıllardan, sarık ve festen utanıldığı, alay edildiği insanlara dönüştük.
Aldığı borcu sadakatle dua ve niyazla geri ödeyen namuslu insanlardan
Git bildiğin yere şikayet et deyip küfürler hakaretler eden inkarcı alçaklara dönüştük.
Evladım sakın evimize haram, bela, sıkıntı getirme diyen ebeveynlerden.
Getir oğlum getirde nasıl getirirsen getir diyen utanmaz haramzadelere dönüştük.
Senetin kağıtla, noterden değilde.
Sadece namus sözü ile yapıldığı nesillerden.
Sahte imza, sahte kimlik, yalancı şahit binbir alavere hile ile yapan hainlere dönüştük.
Hayasından utanan, kızaran kadınlardan.
Her tarafını açan edepsizlere dönüştük.
İlmi ile amil. Yaşantısı ile örnek hocalardan, öğretmenlerden.
Şarlatan hocalara, dinsiz öğretmenlere kaldık.
Besmelesiz yemeğe başlamayan,
Besmelesiz yatağa girmeyen nesillerden.
Elinde cep telefonu ile tuvalete giden,
Telefonla yemeğe oturan insanlara dönüştük.
Camide huşu ile hutbeyi dinleyen nesillerden.
Camide cep telefonundan müzik dinleyen manyaklara dönüştük.
Haram lokma yemeyen insanlardan.
Helal lokma yemeyen fasıklara dönüştük.
Edepli adaplı insanlardan.
Utanmayan, şımarık nesillere dönüştük.
Çarşıya sağ gidip de sağ dönülmesi şüpheli can güvenliğinin olmadığı, insan hayatının köpek kadar olmadığı canavarlara dönüştük.
Hak ve adaletin mafya ile sağlandığı namussuz insanların sesinin namuslu insanlardan daha çok çıktığı itibar gördüğü acayip birer varlıklara dönüştük.
Ondan sonrada halimizden hep şikayet ediyoruz. Siz tarlaya buğday ektiniz de acaba nohut mu bitti?
Esnaf şikayetçi, emekli şikayetçi, memur şikayetçi, hoca şikayetçi, köylü şikayetçi,
Hapishaneler dolu. Avukatlar dolu, davalardan hakimler ve savcılar başını kaldıramıyor. Bir azgınlıktır gidiyor bakalım.
Bence bu pahalılıkta az bunca musibette az.
Galiba artık yerin altı üstünden daha hayırlı.
Ne dersiniz?