MÜSLÜMANLAR KÜFFARLARA KARŞI ŞİDDETLİ, ARALARINDA MERHAMETLİ OLMALARI HALİ.
Geçenlerde emekli yöneticilerden biriyle hasbihal ederken konu kâfir- müslüman ilişkisine gelmişti. Aklımıza Fetih Suresi'nin son ayet-i kerimesi geldi. Cenab-ı Hâk " Eşdiddâu Alel kuffar", ruhamâu beynehum' " kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametli" Buyurmaktadır. İlahi kelimetullah müslümanların önemli bir özelliğini bize vurguluyor. Bugünkü müslümanlara bakıyor ve eyvahh!!! Diyoruz.
Bugünkü müslüman devletlerin yöneticileri birbirleriyle şiddetli, kâfir devletlerin yöneticileri karşısında kuzu kesilmişlerdir. Ayet-i Kerimesi'nin anlamının tam tersi bir durum söz konusudur. Böyle bir durum hasıl olduğu bir dünyada asla huzur olmaz.
Müslüman başına küffarı baş yapmaz/ yapamaz. Müslüman yönetilen değil, yöneten olmalıdır. Çağımızda görüldüğü üzere müslüman devletler hep yönetilen durumda oldukları için cümlesi perişan haldedir. Güç küffarın elindedir. Müsaade ettiği kadar dünya nimetlerinden istifade ettirir sana, müsaade ettiği kadar inancını yaşayabilirsin. Neden bu haldeyiz, bir türlü toparlanamıyoruz, bütün mazlumlar müslüman coğrafyasından çıkmasının sebebi nedir? derseniz işte kendi aramızda merhametli, küffara karşı şiddetli olmayışımızdan kaynaklanıyor. Yani İslâm Birliği'ni kuramadığımızdandır.
Bugün İsrail'in Filistin Halkı'na karşı uyguladığı amansız zulmü, İslâm ülkeleri ayağa kalkıp dik duruş sergileseler, bu zulüm 24 saatte sona erer.
Teknolojiin çok gerilerde olsa da "dik duruş" var ya! işin sırrıdır. Küffarın zulmüne karşı şiddetli olma hali, ayetle sabittir. Yoksa zararsız bir inkârcının hayat hakkı vardır ve dokunulmazdır. İnsani münasebetler makul ölçüler içerisinde devam eder.
Küffar çok korkaktır. Bir mermi sesini "atom bombası" sanar. Bir müslüman askerini ordu gibi görür. Sinek vızıltısını askeri uçak sanar. Şaka yapmıyorum haa! Filistinli bir çocuğun elindeki misket kadar küçük taştan korkup, çocuğun üzerine mermi yağdıran Yahudi azması görmedik mi? Bunu niye yapıyorlar? Korkudan. Şimdi ne ile kendilerini savunuyorlar. Filistin'e yaptıkları zulmü kendimizi koruma hakkımız vardır ve güvenliğimiz için gerekli tetbirleri alıyoruz diyorlar. Hep korkaklığın ifadesi bu.
Bu manada Enfal Suresi 65 ve 66. Ayet-i Kerimelere kulak verelim:
65-Ey peygamber! Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa inkâr edenlerden iki yüz kişiyi yener, sizden yüz kişi olursa bin kişiyi yener; çünkü onlar yaptıklarının bilincinde olmayan bir topluluktur.
66-Allah sizde bir zayıflık olduğunu bildi de şu andan itibaren yükünüzü hafifletti. Artık sizden sabırlı yüz kişi olursa Allah’ın izniyle iki yüz kişiyi yener, sizden bin kişi olursa iki bin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.
Değerli kardeşlerim, sevgili dostlar; Beşeri sistemler insanlığı huzura erdiremez. Batılı devletler zengin görünmelerinin başlıca sebebi müslüman ülkeleri sömürmeleridir. Borsa, faiz, enflasyon, döviz gibi enstrümanları kullanarak, yerli ve yabancı iş birlikçileriyle kurdukları sömürü düzeniyle, milyarlarca insanı asırlarca bütün hızıyla sömürmeye devam ediyorlar. Biz de bu sömürü düzenine bütün hızımızla ve aklımızı da kullanarak, sandık başına da giderek fiili olarak destek vermeye devam ediyoruz.
Bu zevatlar sadece ekonomimizi, yeraltı kaynaklarımızı sömürmüyolar, aynı zamanlarda beyinlerimizi de istila etmiş durumdalar. Bizden haksız yere devşirdikleri paraları daha sonra bize silah olarak kullanıyorlar. Beyinlerimizi yeşil dolarlarla satın alıyorlar. Yeşil dolarların ucunu göstererek müslüman ülkelerde ne kadar zeki çocuk varsa onları kendi ülkelerine alıp, eğitip kendilerine hizmetkär ediyorlar, bize ise düşman ediyorlar. Müslüman ülkelerden sürekli emperyal güçlere doğru beyin göçü meydana gelmektedir. Emperyal güçlerden bize doğru hiç bir şey aktığı yok. Onlardan kan, göz yaşı, istismar, sömürü, yalan, talan, sömürü düzeni akmaktadır. Bu siyonist güçlerle ne hikmetse yapılan tüm anlaşmalarda zararlı müslüman ülkeler çıkmaktadır. Onlar hiç bir zaman bizim dostumuz olamazlar. Bu hakikat ayet ile sabittir. Cenab-ı Hâk Maide Suresi 51. Ayet-i Celilesi'nde; ﴿ Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. Buyurmaktadır.
Bizler Allah Teâlâ'nın uyarılarına rağmen Yahudi ve Hıristiyan topluluklarıyla dost olmaya çalışıyoruz. Her dostluk eli onlara uzattığımızda kazık yediğimiz halde bir türlü ders alamıyoruz. Onlara daha çok yamamaya çalışıyoruz. Bizim çağdaş geçinenlerimiz hep kurtuluşu batıya yamanarak elde edileceğine inanıyorlar.
Müslüman devletlerin kurtuluşu "İslam Birligi,'ni kurmakla mümkün olacaktır. İnnemel mu'minuune ihvetun" "şüphesiz müslümanlar kardeştir' prensibinden hareketle " kendi aralarında merhametli, zorbacı küffara karşı şiddetli olunmalıdır.
Allah'a güven sa ye sarıl hikmete râm ol yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol. Vessslâm
23.09.2024