Galatasaray Müzesi, 1 Mart Perşembe günü sarı-kırmızılı taraftarlara ve tüm ziyaretçilerine kapılarını açacak.
Habertürk Gazetesi yazarı Murat Bardakçı, müzede sergileyecek olan Atatürk'ün sarı-kırmızılı kulübe yazdığı mektupla ilgili şaşırtıcı bir yazı kaleme aldı.
İşte Bardakçı'nın o yazısının bir kısmı:
Galatasaray Klübü, bugün Türk Telekom Stadı’nda bir müze açıyor. Kulübe, taraftarlarına ve sporumuza hayırlı olsun... Futbol klüplerimiz arasında senelerdir sahaların dışında devam eden bir yarışma vardır: Atatürk’ü kendi taraftarları olarak göstermeye pek meraklıdırlar ve bulabildikleri her çeşit belgeden istifadeye uğraşırlar.
MEKTUP BANA BİRAZ TUHAF GELDİ
Bu müsabakaya şimdi Galatasaray da katıldı, Mustafa Kemal’in 1928’de kulübün başkanı Necmeddin Sadak’a gönderdiği cevabî bir mektubu gündeme getirdi ve basını açılış öncesinde mektuptan haberdar etti. Ama, 4 Eylül 1928 tarihli ve Lâtin harfli daktilo ile kaleme alınmış olan mektup bana biraz tuhaf göründü.
Harf inkılâbı gerçi mektubun tarihinden iki ay sonra, 1 Kasım 1928’de yapılmıştı fakat devrimden önceki birkaç ay boyunca alışkanlık kazanılması maksadıyla bazı yazışmalarda eski harflerin yerine Lâtin harflerinin kullanılmasına başlanmıştı ve böyle yazışmaların örneklerine tesadüf ettiğim için bu hususun üzerinde durmadım.
ASIL PROBLEM MUSTAFA KEMAL'İN İMZASI
Asıl problem, Mustafa Kemal’in mektubun altındaki imzasında idi, zira böyle bir imzayı hiç görmemiştim, arşiv uzmanları da rastlamamışlardı.
Cumhurbaşkanlığı Arşivi’ne müracaat ettim, mektubun yine Lâtin harfleri ile kaleme alınmış orijinal müsveddesi arandı ve bulundu.
Ankara’dan gelen belge ile Galatasaray Klübü’nün müzesindeki mektubun görüntülerini burada yayınlıyorum...
Yukarıda da söyledim: Galatasaray Klübü’nün müzesindeki belgede başta Mustafa Kemal’in imzası olmak üzere önemli sıkıntılar mevcut...
Ankara’da son zamanlarda Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nden çıktığı iddia edilen çok sayıda evraka rastlanıyor ve evrakı ellerinde bulunduranlar, bunları başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere önemli arşivlere satmaya çalışıyorlar.
Pazarlanmasına uğraşılan evrakın özelliği seneler önce Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunan, özellikle de Atatürk dönemine ait olan bazı belgelerin metinlerinin antetli kâğıtlara birebir kopyalanması ve altlarına da Atatürk’ün imzasının “kaşe”, yani mühür olarak basılması... Meselenin daha vahim tarafı, aynı şekilde sahte mühürlerle Atatürk’ün ağzından başta Dersim olmak üzere birçok netâmeli konuda İsmet Paşa’yı suçlar mahiyette ve örneklerini benim de gördüğüm sahte belgelerin imal edilmesi...