MEHMET OKUYAN HOCA'NIN SOHBETLERİNDEN İZLENİMLERİM -2

Mustafa Cemal TOMAR

MEHMET OKUYAN HOCA'NIN SOHBETLERİNDEN İZLENİMLERİM (2)

Bir önceki yazıma kaldığım yerden devam ediyorum. Tabi ki Mehmet Hocamızı üç- beş sayfaya sığdırmak mümkün değildir.

Başta bizler insanlara ön yargılı yaklaşıyoruz. Etraftan gelen haberlerin aslını araştırmadan yargılıyoruz. Halbuki Hucurat Süresi'nin 6. ve 12. ayetlerini hocanın tabiriyle bir kere anlayarak okusak ve ayetlerin anlamlarıyla hemhal olsak birileri hakkında kolay kolay konuşamayacak, iftirada bulunamayacağız. Bu ayetlerde Cenab-ı Hâk;

6 - "Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz."

12 - "Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir." buyurmaktadır.

Ayet-i Kerimelerin anlamları oldukça açıktır.

Bir defasında hocanın biri Mehmet Hoca hakkında olumsuz ve mesnetsiz bir cümle telaffuz edince; " Mehmet Hoca'nın konferans ve tefsir sohbetlerini hiç dinledin mi? " diye sorduğumda belli ki hiç dinlememiş, etraftaki dedikodulardan beslenerek iftirada bulunma. " Ayıp sana yakışmadı" dedim.

Bu hatırlatmaları yaparak konuma geçmek istiyorum.

Mehmet Hocamız yarım asırdan beri gecesini gündüzüne katarak bütün mesaisini Allah Teâlâ'nın kelâmı yani Kur'an'ı anlamaya, anlatmaya, yaşamaya ve yazmaya çalışmaktadır. Buna rağmen kendini tanıtırken " Kur'an talebesiyim" diyor. "Her gün Kur'an ile ilgili yeni yeni şeyler keşfediyor ve yeni şeyler öğreniyorum" diyor. Bu konuyu da " Bu ayet bana yeni indi" tabirini kullanarak anlatıyor. Bu Kur'an ayetinin manasına yeni vakıf oldum demek istiyor. Bu tabiri de yanlış anlayanlar olacaktır tabi ki.

Mehmet Hoca; okulda talebelere ders vererek,, camilerde vaaz ederek, salonlarda konferanslar vererek, sabahlara kadar masa başında bir öğrenci endamı içerisinde ders çalışarak, ilden ile, bölgeden bölgeye davetlere icabet ederek konferanslar vererek , TV programlarına katılarak hep Allah Teâlâ'nın kelâmını anlatnaya azami derecede gayret gösteren, çalışmalarını ücret eksenli değil ecir eksenli yapan kişidir. Kendisine bir mesele sorulduğunda konu hakkındaki bütün ayetleri ayet numaralarıyla beraber sıralayan ve akabinde rivayetlerle destekleyerek sorulan soruya cevap vermektedir.

Bu hassasiyetle konuşma yapan, Allah Teâlâ'nın hükmünü ortaya koyan bir âlimin arkasından konuşmak cehaletin tâ kendisidir. Üç- beş ayet, beş, on hadis ve rivayetle Allah Teâlâ adına konuşmaya kimsenin hakkı ve haddi yoktur.

Mehmet Hocamıza göre söylemden çok eylem önemlidir. Yani kavli duadan evvel fiili dua yapmak gerekir. Konuyu şöyle örneklendirelim:

Ahzap Süresi 56. Ayet-i Kerime'sinde Cenab- Hak;

" Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin". buyurmaktadır.

Burada Peygamberimizin ismi anıldığında sadece salât ve selâm getirmekle iktiva edemeyiz. Bu işin kolayıdır. İşin aslı Allah ve Rasulü'nün yolunda sahaya inerek fiili olarak gereğini yapmaktır. Böylece İslâm davasına destek vermektir.

Geleneksel uygulamalar bu açıklamaya pek uygun olmadığından karşı çıkanlar olmuştur/ olacaktır. Bu sadece bir örnektir. Konu ile ilgili örnekleri coğaltabiliriz.

Mehmet Hoca, Kur'an metninin tahrif etmeye kimsenin gücü yetmeyeceğini, zira Allah Teâlâ' nın koruması altında olduğunu beyan ediyor. Hicr Süresi'nde Cenab-ı Hâk, 9 -" Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız." buyurmaktadır. Nitekim Kur'an metni üzerinde 1400 küsür sene geçmesine rağmen bir harekesinde değişme bile olmamıştır, kıyamete dek de olmayacaktır. Hoca, bu hakikatı beyan ettikten sonra, Kur'an'ın manası üzerinde en az, Yahudilerin Tevrat kitabı üzerinde yaptıkları tahribat kadar tahribat yapıldığını iddia ediyor. Günümüzde Kur'an adına beyan edilen görüş ve fetvalardan hareketle iddiasını ıspatlamaya çalışmaktadır. Mehmet Hoca' nın bu görüşü ciddiye alınması gereken bir görüştür.

Mehmet Hoca, " ben Allah için görüşlerimi bir bir ortaya döküyorum, alıp- almamanın tercihi sizin elinizdedir" der.

Mehmet Hoca ayrıca; "Kur'an' 'da geçen özel ifadeler sadece o güne ait değildir. Ayette " Şüphesiz ki müşrikler necistir" derken sadece Mekke müştikleri kastedilmiyor. Ya da; - "Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya." ayette konu edilen sadece Ebu Lehep değildir. Ebu Lehepçe yaşayan tüm insanlık kastedilmektedir. Bu bağlamda Kur'an tarihsel, yöresel bir kitap değil, bilakis evrensel ve tüm zamanların kitabıdır" der.

Mehmet Hocamız Kur'an ayetlerini okurken; " Bu ayette Rabbim bana ne buyuruyor? diyerekten okunmalıdır, şahsen ben böyle okuyorum" diyerek şuurlu okumanın önemini vurgulamaktadır.

Bilim- ilim diye bir şey olamaz. Böyle bir ikilem, kasıtlı olarak birileri tarafından yapılmıştır. " Yerin ve göğün anahtarları Allah'ındır." Din ilimleri ve fen ilimlerini ayırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Böyle ayırım yapanların zihninde " dünya ve ahiret işlerini" ayırarak lâikliğin önünü açmış oluyorlar. Bir müslüman olarak böyle bir ayırıma asla razı olamayız. Bu bağlamda;

Mehmet Hoca; ayetleri üç kategoriye ayırıyor. 1-Allah Teâlâ'nın yazılı kelâmı Kur'an, 2- Kevni ( kâinat) ayetleri, 3 - İnsan ayeti.

Bu ayetleri dikkate aldığımızda Kur'an ayetlerini açıklarken tüm bilim alanlarından faydalanılır. İnsanın yaratılışla ile ilgili ayetlerini tıp doktoru, feza ile ilgili ayetleri astronot, yerin derinlikleri ile ilgili ayetleri jeologlar, canlı türleri ile ilgili ayetleri biyologlar daha iyi açıklar.Hoca, " Ben Kur'an tefsiri yaparken bu alanlardaki uzmanlardan istifade ederim" diye sözlerine ekleme yapıyor.

Hoca hakkında yazılacak daha çok şeyler vardır. İlk aklıma gelen bilgilerin özetini sunmaya çalıştım. Yazımın son kısmına dünkü yazıma istinaden Mehmet Hocamızın özelden bana verdiği cevabı eklemek istiyorum.

İşte Mehmet Hocamızın cevabı:

Selamun aleyküm Cemal hocam,

Yazınızı okudum. Allah sizden de razı olsun inşallah. Ben anlayabildiğimi kardeşlerimle paylaşıyorum. Fikir dayatmıyor, isim vermiyor, hiç kimseye itibar suikastı yapmıyor, hedef göstermiyorum. Ben Kur'an talebesi olmaya çalışıyorum. Elbette herkes gibi benim da hatalarım vardır; bundan sonra da olacaktır; ancak Rabbim şahidimdir ki bilerek ve isteyerek insanlara herhangi bir yanlışı dikte etmiyor, bunu korkunç bir sapma olarak görüyorum. Ben anlayabildiklerimi söylüyor, bu arada öğrenmeye de devam ediyorum. Rabbim şahit kılsın ki O'nun rızasını kazanmak dışında dünyevi hiçbir beklentim olmadı. Bir Müslüman kardeşimin daha olsun kalbine dokunmak, imanıma bir şahidim daha olsun istiyorum. Benim için söylediğiniz ifadeleri benim için yapılmış bir dua kabul ediyor, sizlerin hüsnü zannınıza layık olmak için çaba sarfediyorum. Rabbimin kitabı Kur'an'a kurban olmayı hayal ediyor, Peygamber efendimizin Kur'an'a hizmetini kendime rehber edinip o yolda yürümeye devam etmek arzusundayım. Dilerim Rabbim beni de sizleri de mahşerde Hz. Peygamber'in komşuları arasına katsın inşallah. Allah Teala mahcup etmesin. Bu vesileyle size de hayırlı ve verimli bir ömür niyaz ediyorum. Rabbimin emanetinde olasınız.

Selâm ve Dua ile.......

04.12.2024

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.