Birinci rezalet, fetih hadisi şerifinin yanlış telaffuz ile okunmasıydı...
İkinci rezalet ve çirkinlik ise geçen bölümün sonunda Bizans değil -Bizans diye bir şey yok- Konstantinopolis elçisinin boynunun vurulmasıdır.
Osmanlı, Müslüman olma gereği, Müslüman olmanın selamet ve emniyette olma anlamına riayet etmiş ve elçi hukukuna saygı göstermiş, elçi infaz etmemiştir.
Hatta... Avrupa'daki diğer ülke gelenekleri dışında, ülke sınırları içinde elçilerin korumasını üstlendiği gibi masraflarını da üstlenmiştir.
Osmanlı medeni, uygar, hukuka ve insan haklarına saygılı olduğu için uzun ömürlü olmuştur. Bunun aksini bilen varsa buyursun.
Mehmed: Fetihler Sultanı filminin senaristlerini bu iğrenç ve çirkin senaryo nedeniyle kınıyor, izleyicilerin bu yalan ve iftiraya inanmamasını temenni ediyorum.
TRT'ye de böyle seviyesi düşük yapımlara bu tür fırsat verip, Türk İslam kültürünü ve adaletini küçük düşürücü bu tür sahnelere imkan tanıdığı için "yazıklar olsun" diyorum.
Bir de bölüm sonunda kelle uçurma sonrası Fatih rolünün megalomani ve kibirle konuşması gerçeklere aykırıdır.
Fatih ve diğer Osmanlı sultanları kendi ifadeleri ile defalarca dile getirdikleri gibi "bir kuru cihangirlik" için değil "ilâî kelimetullah" gayesi ile hareket etmişlerdir.
Gündüz Demirhan