‘Delilerin’, ‘akıllılara’ bazen yardımcı olmaları gerekir.
Sahip olunan sırların, ‘sır’ olarak kalması çok defa, daha iyidir…
Akıllı insanların ‘var’ olup olmadıklarını anlamak için ‘yoklama’ almaya gerek yoktur!
Sizin ‘deli’ olup olmadığınıza bir başkası karar verir. Her 'deliyim' diyenin, 'deliliği' makbul olmaz!
İtler ve bitler, tabiatlarının gereğini yaparlar; onlar canlı olmalarına rağmen ‘insan’ değillerdir ki...
Olmayacaksa olmuyor efendim... ‘Eşek’ gibi çalışmak yetmiyor, meğer ‘adam’ gibi çalışmak gerekiyormuş.
Hayatta bazı şeyler vardır ki; onları sözlerle ifade edemezsiniz. Onları ancak bazıları ‘hisseder’, herkes değil...
Ne garip bir diyarda yaşıyoruz Ya Rabb’im... Herkes her şeyi biliyor, ama hiç kimse hiç bir şeyi bilmiyor... Allah, Allah...
Her şey ‘zamanı’ gelince olur. Çözülmesi gerekenler de zamanı geldiğinde çözülür! Meyve bile olgunlaşmadan yenmez.
Günlük hayatımızda güçlü, çarpıcı ve kallavi cümleler kurarız ama yaşadığımız özel hayat bu tür cümlelere hiç de uygun düşmez
Eğer kişi kendisini 'deli' olarak ilan ediyorsa, raporu ‘nereden’ alacağını da bilir! ‘Delilik’ işte böyle bir şeydir! Herkes 'deli' olamaz!
Elbette yani... Benim bilmediğim diyar ve insan tipi yok ki? Bazı ‘deliler’ kendilerinin ‘veli’ olmadıklarını; bazı ‘veliler’ de aslında ‘deli’ olduklarını sanırlar...
Usta bir aksakal, çırak olan Aksakal’a şöyle demiş: Bak evladı! Kötü görünen tüm insanlar ‘kötü’ değil, iyi görünen tüm insanlar da ‘iyi’ değildir. Dikkatli bak.
Bir Aksakal kendi kendine mırıldanmış: Ey gönül! Boşuna uğraşma! Şimdiye kadar yazılmamış yazı, söylenmemiş şarkı ve türkü, keşfedilmemiş coğrafya, gidilmemiş yol, anlatılmamış hikâye, masal ve telaffuz edilmemiş şiir yoktur. Tekrar yazayım diye kendini yorma! Boş yere çabalama…
Bir zamanlar amatör bir Aksakal şöyle bir tavsiyede bulunmuştu: Etkili ve yetkili bir mevki ve makamda bulunduğunuz sırada, dost ve arkadaşlarınızı kırmayın! Kırarsanız, yarın etkiniz ve yetkiniz kalmadığında, sokaklarda yalnız başınıza dolaşmak zorunda kalır, selam verecek insan bulamazsanız.
Kılçık Kılıçdaroğlu Partisi (KKP) Genel Başkanı Kılıçoğlu, bir zaman şöyle söylemişti: Erdoğan'ı o koltukta (Başbakanlık Koltuğu) oturtmayacağız! Adam erkek adam, sözünü tuttu, Erdoğan’ı koltuktan indirdi ve Cumhurbaşkanı, hem de çift görevli (Cumhurbaşkanı +Başbakan) yaptı, Helal olsun, sözünü de tuttu...
Hani diyorum; dünyada 8 milyar civarında âdemoğlu yaşıyormuş. Gerçek sayısını ancak Allah bilir! Çünkü her saniye ölen ve doğanların olması, gerçek sayıyı bilmeyi mümkün kılmaz... Eeeee... Bu rakamın içinde ‘veliler’ yani ‘akıllılar’ ve ‘deliler’ de var... Hani genel anlamdaki anlamları ile... Şöyle bir soru geliyor aklıma: Şu anda yaşamakta olan tüm ‘deliler’, 'akıllı' olsalardı; tüm ‘akıllılar’, 'deli' mi olurlardı?