KUR'AN BİZE YETER DİYENLERE CEVAP

Mustafa Cemal TOMAR

"KUR'AN BİZE YETER" DİYENLERE CEVAP

Ebeyce zamandan beri "Kur'an Bize Yeter" diyerek ehli sünnet çizgisini adeta tekfir ederek ortaya çıkan bir anlayış var. Başlığa bakarsanız imrenirsiniz, terettütsüz arkanızdayız dersiniz. İçlerine girip incelediğin zaman müslümanlığınızdan şüphe etmeye başlarsınız. "Ağuyu altın tepsinin içinde sunma" diğe bir tabir vardır. Şeytan da her daim bizlere dünyayı süslü göstermektedir. Kurulan tuzakları farkedenler kurtuluşa erecekler, etmeyenler sonunda hüsrana uğrayacaklardır.

Kur'an biz müslümanların ana kaynağıdır. Ona tam olarak iman etmişizdir. Ayet-i Kerime'nin ifadesiyle; "ümmül kitap"tır. Bütün kitapların anasıdır. Ana kaynağımızdır. Kâinat kitabının özetidir, önemli konuların ana başlıklarını bizlere sunmaktadır. Bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün ilimlerin şifrelerini bize vermektedir. Hak Teâlâ bize vermiş olduğu akıl sayesinde; Kur'an'ı Kerim'in verdiği şifreleri kullanarak; insan ve kâinat kitabını ve de muhtevasını çözmeye çalışırız.

. Kur'an'ı Kerim anayasamız, peygamberimizin sünnet-i seniyyesi ve Hadis-i şerifler, yasalarımız ve yönetmenliklerimizdir. Yasalar ve yönetmelikler olmadan yönetim olmaz. Hak Teâlâ "Anayasasını" resülleri vasıtasıyla insanlığa gönderdi, yasalarını ve yönetmeliklerini nebileri sayesinde belirlemektedir. Dolayısıyla ilâhi kitapların en önde gelen tevsircileri ve uygulayıcıları peygamberlerdir. Rasul ve Nebi kavramlarını kullanarak sinsice Kur'an'ı ve diğer kutsal kitapları peygamberlerden ayırmaya çalışmak Müslümanlığa yapılacak en büyük ihanettir. Bu bağlamda Kur'an ve sünnet-i seniyye et kemik misalidir.

Teşbihte hata olmasın, bir örnek vermek isterim: Kur'anı Kerim vücudumuzun ana damarları gibidir. Ana damarlar, vücudumuzun her organına kanı götürüyor, lâkin her hücreye kan, kılcal damarlar aracılığıyla ulaşır. Ana damarlar olmadan hayat olmayacağı gibi,kılcal damarlar da olmadan hayat olmaz. Hem ana damarlar hem de kılcal damarlar olduğunda vücut hayat bulur.

Ayet ve Hadis-i Şeriflerin- Peygamberimiz (sav) 'in sünneti seniyyesinin durumu da bu misal gibidir. Ayımaya kalktığınız zaman İslam'ın hayat damarlarını kesip atarsınız. Kur'an ayetleri nasıl korunduysa peygamberimizin sünneti ve sözleri öyle korunmuştur. Allah Teâlâ Hicr Suresi'nde;

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴿٩﴾

9﴿ "Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz".buyurmaktadır. Kur'an'ı koruyan Allah Teâlâ resulünün sünnetini ve sözlerini korumaz mı? Kur'an'ı ezberleyen sahabilerimiz Rasulullahın kısa ve özlü sözlerini ezberliyemezler mi? Cenab-ı Hak her halükarda Resulünün koruduğuna dair Kur'an'ı Kerim'de onlarca ayet-i kerime vardır.

Bazı mübtezeller Hadisi şeriflerin sayısını 40 civarında olduğunu söylüyorlar utanmadan. Peygamberimiz sav her gün bir cümle söylese 23 yılda 8418 cümle yapar. Gerisini siz hesaplayın.

Cenab-ı Hak sahabi efendilerimize öyle zekâ vermiştir ki Peygamberimiz sav'in ağzından her dökülen kelime ve cümleleri, hatta paragrafları bilgisayar misali uzun süreli belleklerine kaydediyorlardı. Konuşan Hatemul Enbiyadır. Alemlere rahmet olarak göderen Allah Teala' nın elçisidir, Rasülüdür. Haşâ sıradan birisi değildir.Alemlerin Rabbi olan Allah'u Teâlâ'nın mesajını getirendir. Bütün ruhlarıyla, bedenleriyle O'na iman etmişlerdi. Noktası noktasına, virgülü virgülüne zerre misali hata olmaksızın Rasülullahı takip ediyorlardı. Düşünsenize bir devlet adamı dahi bir elçi gönderse bir beldeye, herkes ayağa kalkıp ne diyor diye saygı içerisinde dinlerken, Allah Teâlâ'nın elçisi dinlenmez mi? Şaka mı sanıyorsunuz bu meseleyi siz haşa!!!

Şöyle bir düşünün, Rasulullah sav yarın gelecek meydanda halka konuşacak deseler, yer gök dahi dinlemeye geçer bee!! Çünkü bütün mükevvenatın sahibinin elçisi vahiy getiriyor, ayetleri okuyor, sonra açıklıyordur. Böyle bir elçinin sözleri dinlenmez mi? Misafir edilmez mi? Allah Teâlâ Cuma Suresi Ayet (2) ":Ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları arındıracak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek bir elçi gönderen O’dur. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapkınlık içindeydiler."buyurmaktadır. Bizim baş muallimimiz Allah Teâlâ'nın rasulüdür. Allah Teala'nın Resulune itaat eden Allah Teâlâ'ya itaat etmiş olur.

. Hadis-i Şeriflerin içinde uydurma olanlar elbette vardır. Ölçümüz Kur'an-ı Kerimdir. Ölçer biçeriz, Rabbimizin ayetlerine aykırı Hadisler, bütün muhaddisler tarafından reddetilmektedir zaten. Hadis-i Şerifler hususunda geçmişte büyük çalışmalar yapılmıştır. Sahih olanlar zaten bellidir nokta.

Mesele Kuran'dan, Allah Teâlâ'nın Rasülünü ilk edapta "Kur'an bize yeter" diyerek ayırmaktır. Bunu başarırlarsa, Ayetlere istedikleri anlamları vereceklerdir. Zaten bir ayet üzerinde bu zevatlar saatlerce konuşmuyorlar mı? Bunu başarırlarsa kinci hedefleri Kur'an'ı tartışmaya açmaya başlamaktır. Bütün çalışmaların arka plânında bu zihniyet yatmaktadır. Kimileri biliyorum bu çalışmalara iyi niyetle katılmaktadır. Yani farkında olmadan yangına körükle gitmektedir. Siyonizm size, kendine küfrettire küfrettire kendine hizmet yaptırır da siz farkedemezsiniz. Bir de en tehlikeli yanlış doğruya yakın olan yanlıştır. Konu hakkında yazılacak çok şey vardır biliyorum. Rabbimiz bizlere hakiki İslami bir şuur nasip eylesin. Peygamberimiz, rehmerimiz, önderimiz ve O'nun gösterdiği istikamette gidenlere selam olsun. Kâfirler istemese de Allah Teâlâ nurunu tamamlayacaktır. Onların ttuzaklarını Allah Teâlâ boşa çıkaracaktır. Asla yanlış istikamet üzere olanlar muvaffak olamayacaklardır.Selâm ve dua ile...

30.08.2023

M.Cemal Tomar

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.