Kronik muhaliflere göre, kendilerinin dışında hiçbir kimse, ‘doğru’ iş ve eylem yapamaz.
Kronik muhaliflerin işine, hiç bir makul ve mantıklı görüş, 'makul' ve ‘mantıklı’ gelmez.
Müzmin, kronik ve şifa kabul etmez muhalif, bardağın hep boş olan kısmını görür, isterse orası bardağın yüzde 1’i olsun.
Garip mi gariptir. Kronik muhalifler, suyun üzerinde yalın ayak yürüseniz bile, 'yüzme bilmiyor' diye eleştirmekten geri kalmazlar.
Şu gârip âlemde 'insan' vardır 'insancık' vardır. Öyle ki ‘insan görünümünde olan’ ancak insanlığını bile inkâr eden hastalıklı muhalifler de vardır.
Hainlere ve kronik muhaliflere ne kadar hakaret edersiniz edin, hiç oralı olmazlar. Yüzlerine tükürmek bile onlar için yağmur hükmündedir.
En kötü körlük, ‘ideolojik körlük'tür. Hiç bir körlük çeşidine benzemez. Kronik, tedavi kabul etmez, hastalıklı muhaliflerin temel özelliğidir bu türler...
Hastalıklı, kronik (müzmin) muhalifler var ya… Herkesin gördüğü bulanık suya, ‘bu su bulanıktır’ deseniz, ‘hayır o billur gibi berrak’ derler. Her şeye itiraz genlerinde vardır.
Fanatik, kronik, müzmin, hastalıklı, iflah olmaz muhaliflerle hiç bir tartışma yapmaya değmez. 'Nato Mermer, Nato Kafa' ne ise onlar da aynı… Onlara ‘Yavv He He’ deyip geçin…
Kronik muhalifler var ya... Kendilerine yüzlerce tarihi belge gösterin, bir kısmı da dünyaca meşhur yabancı bilim adamları olsun, inandıkları tabularına uymuyorsa, hiç birine inanmazlar, tek ‘doğru’ onların doğrusudur.
Garip mi gariptir. Bazı nev-i şahsına münhasır (kronik muhalif) insanlar vardır; kendileri hiç bir iş veya eylemde bulunmaz, ama iş yapanları sürekli eleştirirler. Demem o ki, bunlar 'eleştiri hastalığı'na yakalanmışlardır ve tedavi imkânı da yoktur!
İleri sürülen bir fikre karşı çıkıp, gerekli argümanlar sunamayanlar ancak bağnazlardır.
Bir başka şekilde ifade edilirse; bunların her şeye karşı çıkmaları genetik yapılarından kaynaklanmaktadır. Bu türlerle uğraşmayın, vaktinizi öldürmeyin, boş yere çaba ve enerji sarfetmeyin. Değiştiremezsiniz!
Hayır, hayır... Boş yere zamanınızı kaybetmeyin. Müzmin, hastalıklı ve kronik ve dahi kaşarlanmış muhalifleri hiç bir zaman ikna edemezsiniz. Onların inandıkları 'doğru'nun 'yanlış' olduğunu katiyen anlatamazsınız. Onlar, 'benim dediğim dedik, çaldığım düdük' derler ve başka bir şey demeden öteler âlemine, 'ışıklı âlem'e göç ederler.
Düşünün ‘Kafiristan’ ülkesinin birinin başbakanı bir ülkeye yaptığı seyahati, ülkemizin gururu THY ile yapmış. Haber basında yer almış… Kronik muhalif hemen hükmünü verir: Bakın adam işte bu… Özel uçakla gitmiyor da tarifeli bir uçakla gidiyor. Tevazu ve adamlı işte budur. Zavallı şöyle düşünmüyor: Ne mutlu bize… Elin gâvuru bile biz uçaklarımızla seyahat ediyor.