KONU KONUYU AÇIYOR.

Mustafa Cemal TOMAR

KONU KONUYU AÇIYOR

Bazen insanın nutku kesiliyor: Ne yapacağına, ne okuyup yazacağına, ne konuşacağına karar veremiyor. Böyle durumlara bir çok insan zaman zaman düşebilir. Bu duruma nutkun tutulması denir kabaca bir tanımlama ile...

Ara ara yazı yazarak sosyal medyada ve bir kaç gazete sayfasında paylaşıyorum. Bir kaç yıldan beri böyle bir çalışmaya vakit ayırıyorum. Her hizmetin karşılığında illa da maddi bir ücret tahakkuk etmez/ etmemelidir. Sırf Allah Teâlâ'nın rızasını gözeterek yapılan bu tip hayırlı işler "ameli salih" kategorisinde değerlendirilmesi mümkündür. Kapitalist zihniyeti şiar edinenler bu ibareye gülüp geçiyor olabilirler. Onlar için her şey menfaattir, paradır. Bu tipler bizim inancımızla bağdaşamazlar. Aramızdaki en belirgin fark budur.

Kapitalist kelimesini kullandım. Öyle ise; Kapitalist Sistem Nedir? Özel mülkiyet inancı ile

emeğin sömürülmesi yoluyla daha fazla kazanma prensibine dayalı sosyoekonomik sistem. Burada aile mirasları yoluyla zenginlik edinmiş ve sistemin avantajlarından çalışmadan yararlanabilen kapitalist grup. İşçilerin çıkarlarından yararlanma ve daha fazla kâr elde etme eylemi olarak açıklanabilir.

Asgari ücret,bizi yöneten hükümetimiz tarafından 2025 yılı için belirlenmiştir. En asgari düzeyde verilebilecek ücret demek bu. Bu rakamın üzerine çıkınca kimse kimsenin elini tutmaz. Bizde bütün iş veren sermayedarlar hükümetin ön gördüğü bu rakama sevinmiştir. Hacısı-hocası, sağcısı-solcusu, iman edeni, etmeyeni enflasyonun çok altındaki bu artış oranına bayram etmişlerdir. Neden mi? Kapitalist kafa bütün beyin hücrelerini sarmıştır. Çok dindar da görünse bir sermeye sahibi kapitalist kafaya sahip olunca ve de 100 lira kazansa bir pul işçisine vermek, 99 pul kendisine almak ister. Uygulama maalesef bütün dünyada böyledir. Ekonomik yönden sömürülen ülkelerin bu noktada hali daha da perişandır. Dünya'nın en zengin bir zevatın sermayesi bir çok fakir ülkelerin sermayesinin toplamından fazladır. Böyle bir sistem olur mu? Oluyor işte görüyorsunuz.

Bir kalemde bizi yöneten hükümetimiz 2 trilyon lira tutarındaki kurumlar vergisini silebiliyor. Üstelik aynı sermayedarlara enflasyonun çok altında ucuz kredi de veriliyor.

Dinimizi kapitalist sisteme entegre ederek din kisvesi altında habire haram- helâl demeden mal devşirme çalışmaları bütun hızıyla devam ediyor. Kapital kafalar servete doyamıyor, devşirdikçe devşirmeye devam etmektedirler. Tâ kara toprak ağızlarını dolduruncaya hadar mal devşirme çalışmaları devam edecektir anlaşılan. Tam da bu tezimi doğrulayan bir Hadis-i Şerif vardır.

Abdullah b. Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz şöyle buyurdu:

“İnsanoğlunun bir ova / vadi dolusu malı olsa, bir o kadarını daha ister. İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz. Ve Allah tövbe edenlerin tövbesini kabul eder.” (Müslim) buyurulmaktadır.

Yeni aldığım habere göre; Nakşibendiliğin kolu Menzil tarikatının şeyhi Abdülbâkî Erol,vefat etmesi üzerine milyarlarca serveti üç oğlu arasında bölüşülememesi üzerine sürekli kavgalar çıkmaktaymış. Her bir oğlun altında 20 milyonluk mersetes araba mevcutmuş. Bu paraların çoğu sofiler tarafından tarikat liderine cennet karşılığı hibe edilen paralarmış. Benim ailem 70 yıldan beri çalışıyor. Şimdiki geliri ise bir bağ-kur maaşının dışında bir şeyi yoktur. Her gün zevk-u sefa peşinde olan bu ve benzeri muhteremler bu korkunç serveti nasıl elde etmişler? Korkunç bir durumdur.

Bunlar dinimizi hesapta ön plânda tutarak iş gördüklerini söylerler. Yaptıklarına bakılırsa Kur'an'ın ahkâmlarını İncilleştirmişler.

"Ya açar bakarız Nazm-ı Celil’in yaprağına,

Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına" türünden bir anlayış hakim olmuş. Halbuki;

İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin;

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.

Peygamberimize gelip Kur'an Ayetlerinden "bize uyanları alırız" teklifinde bulunanları peygamberimiz red etmiştir.

Bu tiplerle ilgili Nisa Süresindeki ayetlere kulak verelim.

Cenab-ı Hâk Nisa Suresi, 150,151. " Allah'ı ve peygamberlerini inkar eden, Allah'la peygamberleri arasını ayırmak isteyen, "Bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederiz" diyerek ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere ağır bir azab hazırlamışızdır." buyurmaktadır.

Efendim ben inanıyorum, ama uygulamaya gelince "işime gelen ayetlere uyarım" noktasına gelen milyonlar var. Bu vaziyetlerini sorgulamalılar diye düşünüyorum.

Devletin arkasına sığınarak, çok kazandığı halde belirlenen asgari ücret düzeyinde işçi çalıştıranlar dinlerinde samimi değiller." Ainesi kişinin işidir, lâf salatası işin en kolayıdır. Kendinizi kandırıyorsunuz. Keyf Süresi'nin 46. ve 49. Ayet-i Celile'lerinin mealiyle sohbetimizi sonlandıralım.

Cenab-ı Hâk;

46 - Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevabca da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır.

49 - O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

Selâm ve dua ile...

13.01.2025

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.