Bu yazıyı yazmaktaki amacım komünistleri övmek değildir. Tabi ben komünistliğin zor olduğu, yakalananın tabutluklara tıkıldığı, işkencelerden geçirildiği, işkencede öldürülüp götürüp kimsesizler mezarlığına gömüldüğü günlerdeki komünistlerden söz edeceğim. Bu gün komünist olmak kolay. Göğsünü gere gere 'ben komünistim' diyebiliyorsun, adı komünist olan çeşit çeşit parti kurabiliyorsun. Çünkü bu ülkede 'diktatörlük' var. O zamanlar resim dersinde çocuğu orak çekice benzer bir şekil çizdi diye babası gözaltına alınır, falakadan geçirilir; Türk bayrağı kırmızı olduğu halde insanlar, kırmızı gömlek giymeye korkardı. Şimdi ortalıkta komünistim, hatta solcuyum diye gezinenlerin, bu anlatacağım komünistlerle ilgisi alakası yoktur.
Siz bakmayın piyasada bir kaç komünist parti olduğuna. Komünistlik geldi geçti. Artık onları tarih değerlendirecek. Fakat toplumda yanlış bilinenin aksine komünistler 'vatan haini' değildi. Tam tersine vatan sever insanlardı. Aralarından hain çıkmış mıdır? Muhtemelen çıkmıştır. Her ceviz çuvalında bir kaç avuç çürük ceviz bulunur. Ama dedim ya ben onları övmek için yazmıyorum bu yazıyı. Sadece gerçeğin bilinmesini istiyorum.
Hitler Almanya'da iktidara gelir gelmez ilk önce komünistleri içeri tıkmış, çokçasını katletmiştir. İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franco, Şili'de Pinochet de aynısını yapmıştır. O yıllarda bunlara benzer olarak bizde de komünistlik, komünistlerin burnundan fitil fitil getirilmiştir. İkinci dünya savaşı sırasında NAZİ işgaline uğrayan bütün ülkelerde yurtsever direnişini örgütleyenler komünist partilerinin taraftarlarıdır. Onlara partizan denir. Bu partizanlar Fransa'da, Yugoslavya'da, Yunanistan'da, İtalya ve Almanya'da daha pek çok Avrupa ülkesinde NAZİ işgaline karşı kahramanca direnmiş, pek çoğu vahşice katledilmiştir. Vietnamlı komünistler, Önce Fransız, ardından Amerikan işgalcilerine karşı destanlar yazmıştır. Velhasıl dünyanın hemen her yerinde, vatan savunması söz konusu olduğunda, hep ön saflarda olmuşlardır. Sovyet partizanları da vatanlarını NAZİ saldırganlığına karşı kahramanca savunmuştur.
Bizde de Türkiye Komünist Partisinin kurucusu ve yöneticisi 15 komünist, Mustafa Kemal'in izniyle Yunan işgaline karşı savaşmak üzere Türkiye'ye gelmiş, ama Mustafa Kemal'in fedaisi Topal Osman ve adamları tarafından katledilmişlerdir. Yine o yıllarda Eskişehir'de Yunan'a karşı, Kızıl Ordu benzeri Yeşil Orduyu kurmuşlar, bu ordu da Kemalist yönetim tarafından lağvedilmiş, yöneticileri tutuklanmıştır.
Bizdeki tanınmış komünistlerden Nazım Hikmet, Rusya'da vatan hasretiyle ruhunu teslim etmiş, ölmeden önce 'Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni' diye vasiyet etmiştir. Ölmeden önce pek çok şiirinde vatan hasretini ve vatan sevgisini ifade etmiştir. 'Dörtnala gelip uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim' diye; 'Vatan sizin cüzdanlarınızsa, Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala' diye yazmıştır.
Yine Memleketimi Seviyorum şiirinde;
''Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi'' der.
Bir başka tanınmış komünist şair Sabahattin Ali, başı taşla ezilerek öldürülmüştür.
Komünistler O zamanın Komünizmin merkezi devleti Sovyetlere bağlıydılar, tamam ama bu FETÖ cüler gibi ülkenin gizli belgelerini çalıp oraya vermediler. Gerçek vatan hainleri arıyorsanız eğer FETÖ şebekesine iyi bakın. Kıbleleri Amerika. Bunlara kol kanat geriyor. Orada şatovari malikanelerde yaşıyorlar. Bunlar 15 Temmuzda başarılı olsalardı ülkenin tapusunu Amerika'ya vereceklerdi. Yarısında ikinci bir İsrail devleti gibi Amerikan kuklası bir PKK devleti kurulacak, Ortadoğu'nun bağrına bir Amerikan hançeri gibi saplanacaktı.
Vatan hainliği kelimenin tam ifadesi ile bunlarınki gibi olur. Ben bunlara aldananlara, onlardan sevmedikleri Erdoğan'ın devrilmesi için medet umanlara, bu uğurda işbirliği yapacak kadar gözü dönmüşlere ise vatan haini demeyeceğim. Ama onlar da bilsinler ki, gerçek vatan hainleri ile, ruhunu şeytana satmışlarla işbirliği yapmaktadırlar.