Kyamet Kopmasından Önce Büyük Uyarılar,
Hazreti Enes İbnu Ma'lik Radıyallahu Anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki: "Şu altı şeyden önce (ahirete bakan) iyi ameller işlemekte acele edin:
Güneşin battığı yerden doğması, Duhân, dâbbetü'l-arz, Deccâl, herbirinize mahsus olan ölüm ve (sizin salih amelinize mani olacak) âmme hizmeti.(Kaynak : İbnu Mace Sünen (4056) - Hds :(7225))
Ebu Katâde Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:(Kıyametin büyük) alâmetleri ikiyüz (senesin)den sonra gelecektir.( İbnu Mace Sünen (4057) - Hds :(7226)
Hazreti Enes Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ümmetim beş tabakadır: İlk kırk yıl, hayır ve takva ehlidir. Bunu takip edenler yüzyirmi yılına kadardır.
Bunlar merhamet sahibi, sıla-i rahme değer veren kimseler olacak.
Sonra yüzaltmış yılına kadar olanlar birbirlerine sırt çevirirler, aralarındaki (kardeşlik bağlarını) koparırlar. Sonra da birbirlerini öldürme devri gelir. O devirde kurtuluş isteyin, kurtuluş!
Hazreti Enes İbnu Mâlik Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Ümmetim beş tabakadır. Her tabaka kırk yıldır. Benim tabakam ve ashabımın tabakası ilim ve iman ehli insanların tabakasıdır.
İkinci tabaka kırk ile seksen yılı arasındaki (insanların) tabakasıdır, bunlar hayır ve takva ehli insanlardır.(Hazreti Enes, sonra hadisi yukarıdaki şekilde tamamladı.)Kaynak : İbnu Mace Sünen (4058) - Hds :(7227)
Abdullah İbnu Mes'ud Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Kıyametin kopmasına yakın (bazı insanlar günahları sebebiyle) mesh"e (hayvan sûretine çevrilme), hasf'e yere batma) ve "kazf'e (taşlanma azabı) uğrayacaktır.( İbnu Mace Sünen (4059) - Hds :(7228)
Abdullah İbnu Amr Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Ümmetimde hasf, mesh ve kazf olacaktır." Kaynak : İbnu Mace Sünen (4062) - Hds :(7229)
Zilzal suresi okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- İza zülziletil erdu zilzaleha
2- Ve ahracetilerdu eskaleha
3- Ve kalel insanü ma leha
4- Yevmeizin tühaddisü ahbaraha
5- Bienne rabbeke evha leha
6- Yevmeiziy yasdürun nasü eştatel li yürav a'malehüm
7- Fe mey ya'mel miskale zerratin hayray yerah
8- Ve mey ya'mel miskale zerratin şerray yerah.
Zilzal suresi meali.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.
Zilzal suresi tefsiri
Kaynaklardan okuduğum tefsir :
Zilzâl sûresi yerin büyük bir sarsıntı ile sarsılacağı ve içindeki ağırlıkları (eskāl) dışarıya atacağı günü hatırlatılmakla başlar. Diğer âyetlerde sûra üfürülmekle vuku bulacağı ifade edilen bu olayın (Diyanet meali)(O gün) sûra üflenecek, ardından -Allah’ın diledikleri dışında- göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp ölecek;
sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar. (ez-Zümer 39/68) ikinci üfleyişle meydana geleceğini söylemek mümkündür. 2. âyette yer alan "eskāl" kelimesi Taberî ve İbn Kesîr'e göre yerin karnındaki (kabirlerdeki) ölüleri anlatır.
Buna yer küresinin kendi içinde sakladığı çeşitli maden ve hazineler de eklendiği takdirde bu yer sarsıntısını birinci ve ikinci üfleyiş olarak kabul etmek gerekir. Ardından, tasvir edilen durum karşısında inkârcılar veya bütün insanlar hayrete düşüp, "Arzın bu hali nedir?" diyeceklerdir.
O gün Cenâb-ı Hakk'ın ilhamıyla yer küresi, üzerinde işlenen bütün amelleri haber verecektir. Dünyada peygamberlerin tebliğlerine doğrudan veya dolaylı biçimde muhatap olan insanlar tek başlarına ve dağınık şekilde hesap yerine geleceklerdir. Zerre kadar iyilik yapan da zerre kadar kötülük yapan da karşılığını bulacaktır.
Sûrenin tefsiri hakkında rivayet edilen hadislerden biri şöyledir:
Abdullah b. Ömer'den nakledildiğine göre sûre nâzil olurken orada bulunan Ebû Bekir ağlamaya başlamış, Hz. Peygamber bunun sebebini sorunca sûrenin kendisini ağlattığını söylemiş, bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Siz hiç hata etmez, günah işlemez olsaydınız Allah Teâlâ sizden sonra hata edip günah işleyen bir ümmet yaratır ve -tövbe etmeleri üzerine- onları affederdi" (Vâhidî, s. 368; Heysemî, VII, 141). Resûl-i Ekrem, yerin içinde sakladığı haberlerden bahseden 4. âyete atıfta bulunarak yerin sakladığı haberlerin ne olduğunu sormuş, yanındakiler bunu Allah ve resulünün bildiğini söyleyince şöyle demiştir:
Yerin içinde barındırdığı haberler, Allah'ın her erkek ve kadın kulunun yer üzerinde işlediği amellere şahitlik edip şöyle demesidir: 'Benim sırtımda filân ve filân günde şu ve şu amelleri işledin; evet yerin haberleri bundan ibarettir" (Müsned, II, 347; Tirmizî, "Ṣıfatü'l-ḳıyâme", 7; "Tefsîrü'l-Ḳurʾân", 99).
Zilzal Suresi Fazileti:
Müslüman âlemi için mühim bir yere sahip olan Zilzal Suresi fazileti ile ilgili olarak birçok hadis kaynağında çeşitli bilgiler yer almıştır. Aşağıda yer alan hadislerde Zilzal Suresinin önemine vurgu yapılmıştır.
Zilzal Suresi ile ilgili bir hadise göre, bir sahâbî Resûlullah'ın huzuruna gelip kendisine Kur'an okutmasını istemiş, Hz. Peygamber "elif lâm râ'", "hâ mîm" veya tesbih kavramıyla başlayan sûrelerden okumasını söylemiş, sahâbî bunların her biri için, "Yaşım ilerlemiş, kalbim sıkıntılı hale gelmiş, dilim de kalınlaşmış" şeklinde mazeret beyan ederek kendisine özlü bir sûre okutmasını talep etmiştir.
Resûl-i Ekrem ona Zilzâl sûresini okutmuştur. Sahâbî okumasını bitirince, "Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki hayatımın sonuna kadar buna başka bir şey ilâve etmeyeceğim" demiş ve oradan ayrılmıştır.
Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle demiştir: "Bu adam kurtuluş yolunu bulmuş, kurtuluş yolunu bulmuştur" (Müsned, II, 169; a.e. [Arnaût], XI, 139-141; Ebû Dâvûd, "Şehru ramażân", 9; İbrâhim Ali, s. 302-303, 360-361).
Kaynaklarda şöyle demişlerdir :
Ey insanlar! Rabbiniz'den korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi çok müthiş bir şeydir! Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş halde bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetli dir!(hac suresi 1-2)
Ayetlerin tefsiri
Ey insanlar! Ey melekler! Ey diğer insanlar! Rabbiniz'den korkun. Ona itaat etmek suretiyle onun azabından sakının.
Zira kıyametin sarsıntısı mecazi olarak herşeyi sarsmasi demektir. Zelzele ( deprem ) yer yüzünün şiddetle sarsılması demektir.
Bir görüşe göre, bu sarsıntı gerçekten olacak, bunun ardından güneşin batıdan doğması olayı meydana gelecekti. Bunun kıyamete nisbet edilmesi bu sarsıntının kıyamet alametlerinden biri olması sebebiyledir.
büyük bir şeydir. İnsanları rahatsız eden dehşetli bir olaydır.
Bu bir çeşit ceza ve azaptır. İnsanların bu dehşetli olayı tasavvur etmeleri ve bundan emniyete kavuşmanın takva elbisesine bürünmekle olacağını bilmeleri için insanların kıyametin fecaatinden korkmalarını emretti.
O sarsıntıyı gördüğünüz zaman her emzikli kadın emzirdiği çocuğundan geçer, unu unutur. Bu sarsıntı emzikli kadına çocuğunu unutturur. "Zühul" kader, acı ve benzeri aniden meydana gelen bir olay sebebiyle dehşete kapılıp bir şeyi unutma demektir. Burada maksat kiyametin dehşetini tasvir etmek ve insanın en sevdiği şeyle ilgisini keseceğine işaret etmektedir.
Her hamile kadın karnındaki çocuğunu düşürür.
Sen insanları sarhoş görürsün. Şiddetli korku sebebiyle sanki onlar sarhoş gibidirler.
Aslında onlar sarhoş değildirler. Fakat Allah'ın azabı şiddetlidir. Yani o azabın dehşeti onları perişan eder, akkilarını ve ve temyiz gücünü giderir, dolayısıyla onlar bu azaptan korkarlar. (dürretül vaizin)