Yazının tamamını okumaya vakti olmayanlar için hemen cevap vereyim :
TÜRKİYE'yi dize getirmeye heveslenenlerin, bu heveslerini kursaklarında bırakacak kadar..
Kıymetli dostlarım, aslında bu paylaşımı iki gün önce, tam da Kıbrıs Harekâtımız'ın 50. Sene-i devriyesinde yapmalıydım ; kusurumu bağışlayınız.
Cumhurbaşkanımız, Meclisimiz, Hükümetimiz ve kahraman TSK'mız, böyle "özel mânâsı" olan bir günde (20 Temmuz 2024), gayet kuvvetli ve gösterişli bir temsil ile Kıbrıs'taki devletimizde bulundular.
TÜRKİYE'den giden Mehterân'ın marşları ve Selçuklu / Osmanlı kıyâfetli askerlerimizin görüntüleri ile tüylerimiz diken diken oldu ; coştuk ve müftehir olduk.
Kıymetli dostlarım, TÜRKİYE'nin güneyden müdâfaası sadedinde Kıbrıs son derece mühim ve kıymetlidir. Akdenizdeki bu tek istinadgâhımız da olmasaydı, bizler bir harp vukuunda Akdeniz'e ve Adalar Denizi'ne (Kamalistler, Yunanlı "kardeşlerine" hoş görünmek için, "Ege Denizi" diyorlar) çıkamazdık. Binâenaleyh, mevcut coğrafi pozisyon itibâriyle bile şu anda Yunanistan'ın "stratejik kuşatması" altındayız.
Bunun da sebebi, LOZAN'dır, fakat şimdi bu mevzuya girmeyeceğim..
Maruz kaldığımız tehdit, sadece Yunanistan ve GKRY'den ibâret te değil ; onların arkalarında ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Almanya, İtalya ve diger "küsûrât" ülkeler var. Bunların hepsi de, üzerimize çullanmak için, her an tökezlememizi bekliyorlar !
15/16 Temmuz 2016'da bu "çullanma" işini yapacaklardı ; bilhassa ABD ve İngiltere bütün askerî / lojistik hazırlıklarını da yapmışlardı.. Fakat, piyonları olan FETÖ, sekiz saat içinde derdest edilince, harekete geçmeye cesâret edemediler. Halbu ki o gece TÜRKİYE çok büyük bir "savunma zafiyeti" içindeydi..
O gün ayaklarına kadar gelen bir fırsatı değerlendiremediler !..
Aradan sekiz sene geçti ve TÜRKİYE, hem müdâfaa ve hem de taarruz kudret ve kaabiliyetini katbe kat artırdı.
Tanklarımız ve zırhlı muharebe araçlarımız modernize edildi, mekanize kuvvetlerimizin ateş ve beka kaabiliyetleri artırıldı, topçu sistemlerimiz "çoklu atış" kaabiliyeti kazandı, kara-kara, kara-hava, hava-hava, hava-kara, hava-deniz, deniz-hava, deniz-kara müdâfaa ve taarruz silahlarımız ve sistemlerimiz geliştirildi. ABD'nin HARPOON'larından iki misli menzile ve çok daha üstün teknolojilere sahip ATMACA gemisavar füzelerimiz gemilerimize konuşlandırıldı. AKYA (Ağır) ve ORKA (Hafif) Torpidolarımız gemilerimize ve denizaltılarımıza entegre ediliyor.
KORKUT ve GÖKDENİZ Alçak irtifa hava savunma sistemlerimiz, CİRİT ve SUNGUR füzelerimiz, HİSAR-A ve HİSAR-O'larımız, GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN Hava-Hava füzelerimiz, ÇAKIR ve SOM Seyir füzelerimiz, TAYFUN ve GEZGİN Balistik füzelerimiz... ilâ âhiri..
Kıymetli dostlarım, kahraman TSK'mızın bilhassa son sekiz sene içinde kazandığı kudret ve kaabiliyetleri ve envantere alınan müthiş silahları ve sistemleri burada tâdât etmeye kalkarsam, bu yazı "okunamayacak kadar" uzar..
Bakın daha KORAL, KORHAN ve PUHU Elektronik Harp sistemlerinden, AESA radarlarımızdan, TÜBİTAK ve ROKETSAN tarafından geliştirilen bazı füzelerimizden, elektromanyetik top'larımızdan, lazer silahlarımızdan bahsetmedim bile..
Hele hele yeni denizaltılarımızın kazandıkları müthiş kaabiliyetler...
Envanterimize girmeye çok yaklaşan KIZILELMA, BAYRAKTAR TB-3, ANKA-3, HÜRJET ve GÖKBEY ise ayrı bir destan..
İki gün önce Kıbrıs'ta yapılan geçit resmini dikkatle izledim.
Gördüm ki, orada hangi silahlara ve sistemlere ihtiyâcımız var ise, hepsi de mevcut ; elhamdülillâh.
Bu arada Nisan 2024 Ayında İncirlik'teki 10. Tanker Üs Komutanlığı'nın isminin 10. Ana Jet Üssü olarak değiştirildiğini ve burada daimi olarak savaş uçaklarımızın konuşlandırıldığını da dikkatinize arzediyorum. Bu askerî / stratejik atağımızın sebebi ise, hem İsrail'in "nerede duracağının belli olmaması", hem Akdeniz'de artan ABD-İngiltere-Fransa hareketliliği ve hem de Yunan-Rum piyonların, "abilerine güvenerek" bir çılgınlık yapmaları ihtimâlidir.
Ve kahraman Bâhriyemiz de, "amiral gemimiz ANADOLU dâhil olmak üzere 50 savaş gemisi ile KKTC açıklarinda muhteşem bir `gövde gösterisi` yaptı.
Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim ki, "yavru vatanımız"da herhangibir müdâfaa zafiyeti yoktur inşallah. Fakat elbette ki 7 / 24 her an ve her saniye dikkatli ve uyanık olmak, "hayâtî ehemmiyet" arzediyor. Çünkü düşmanlarımız da bizi her an tarassut ediyorlar (gözetliyorlar) tökezleyeceğimiz ânı bekliyorlar..
Böyle güçlü-kuvvetli seviyeye kolay gelmedik elbette.. Savunma Sanayimizde bilhassa son 20 senede başlatılan "şahlanış"ın, bu seviyeye gelmemizde "tâyin edici" tesiri oldu.
Savunma Sanayimiz ise, elbette ki kendi kendisine şahlanmadı..
Önce Cenâb-ı ALLAH(C.C.)'ın râhmeti ve inâyeti ve sıyâneti yetişti imdâdımıza, elhâmdülillâh.
Ve bu inâyet ve hidâyet ve sıyânet ile bir "süvâri" bindi, ve şahlandırdı..
Süvârimiz / Reisimiz / Cumhurbaşkanımız / Başkomutanımız / Baş tâcımız Recep Tâyyip Erdoğan başta olmak üzere, bu büyük şahlanışta fikri, emeği, göznûru olan herkese, en kalbî teşekkür, takdir, tebrik, minnet, muhabbet ve hürmetlerimizi sunuyoruz ; sağolsunlar, varolsunlar, her daim muvaffak ve muzaffer olsunlar inşallah.
................
20 ve 21 Temmuz günlerinin bendeniz için de husûsî bir kıymeti vardır ; zira Ankara'daki Jandarma Astsubay Hazırlama Okulu'nun (okul o vakitler Güvercinlik'te idi) imtihanına 20 Temmuz 1974 günü girecektim ; Kıbrıs Harekâtımız başlayınca bir gün tehir edildi, 21 Temmuz'da girdim.
Ve o imtihânda Cenâb-ı ALLAH (C.C.) bendenize "TÜRKİYE birincisi" olmayı nasip eyledi. Ağustos ayında da, Tercüman, Hürriyet, Milliyet gibi o zamanın büyük gazetelerinde yayınlandı. Şimdi o güzel hâtırâyı tevsik etmek için araştırıyorum fakat maalesef bulamıyorum..
................
Selâm ve dua ile kıymetli dostlarım.