KAYBOLAN "İMANİ" HASLETİMİZ EMRİ BİL MA'RUF…! - 1 -

Sinan DALKILIÇ

'Kıymetli kardeşlerim malûmunuz; emri bil ma'ruf neyhi anil münker demek; 'iyiliği emretmek, kötülük'ten sakındırmaktır. İmanın olmazsa olmaz şubelerinden biri ve en önemlisidir. İmanın 70 küsür şubesi vardır. Şüphesiz arizi bir sorunu olmayan ve bende Müslümanım diyen her fert, bu vecibeleri yerine getirmekle yükümlüdür ve direk muhataptır. 'Uyaran, iyiliği emreden , kötülükten neyh eden bir toplum.! ' Hem maddi, hem de manevi olarak.!! 'müreffeh, huzurlu, mutlu birbirini seven, sayan güçlü akrabalık ve komşuluk bağları olan, bir Aile haline gelir... 'Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır. (Aliimran 104.)

İçimizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk derken özelde devletimizin, din işlerinden sorumlu müessesesi ; Diyanet ve vazifelendirdiği müftüler, imamlar, Birinci derecede sorumlu iselerse de.! Genelde Aile reisinden, tutunuz, cemaat liderine kadar, Belediye başkanları, valiler, kaymakamlar ve mahalle muhtarlarına varıncaya kadar, öğretmeninden, polisine, sivil toplum kuruluşlarına ve hülasa, devletimizin diğer tüm kurumları da dahil olmak üzere .!! Herkes mesuldür ve sorumludur..

Peygamber efendimiz (sav) bu konuyla alakalı şöyle buyurmuştur.. Abdullah b. Ömer (ra)'in naklettiği bir hadiste Allah Rasûlu şöyle buyurdular: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, aile halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz." (Buharî, Nikah, 91) ….!!

Yani.!! 'i'la-yi kelimetullah  olan (Allah'ın kelamını yüceltmek, yaymak) için yeryüzünde mücadele edeceğine söz veren insanoğlu..! bunun gereğini yapmakla mükellef olduğu şuuruyla yaşamalı ve etrafına örnek olmalıdır.

Efendimiz (sav) Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.” (Tirmizi, Fiten, 11; İbnu Mace, Fiten, 20) buyurmuştur..!

Maalesef günümüzde pek az Müslüman, "Emri bil ma'ruf , neyhi anil münker”  yapmaktadır...! Ne acıdır ki, kahir ekseriyetiyle Müslümanlar bu konuda gafletteler...!

Yine Rabbimiz, Ali imran suresi 104. Ayetinde, İşte kurtuluşa erenler onlardır. Allah (cc) ne güzel söylemiştir. Aksi halinde bugüne baktığımızda, nemelazımcı, vurdum duymaz, bana dokunmayan bin yaşasın, helali bilmeyen, haramların içine gırtlağına kadar batmış, Dünyalık bir menfaat uğruna, gözünü kırpmadan cinayet işleyebilen..!! 'toplumsal cinnet geçiren, zengin olsun fakir olsun, 'asla hakkına razı olmayan ..! Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan ,Ahireti bile inkar edecek kadar delalete düşen..! Acaib garaib bir toplum olduk..!

 

Yine kulluk kitabımız, kuranı Kerim'de !Tekvir süresi 26. ayetinde fe eyne tezhebun.."Nereye bu gidiş? Peki "Hal böyleyken siz" nereye gidiyorsunuz?...'

Eskiden milletimiz, iyilik severdi. Komşuluklar akrabalık seviyesinde kıymetli idi. Büyüklerin küçüklere sevgisi, küçüklerin büyüklere karşı saygısı vardı.. Ticarette bile rekabetçilik değil paylaşımcılık esas idi. Akraba, eş, dostlar , birbirilerini Allah için severlerdi. Varsa sıkıntıları, kendilerine ihtiyaç olsa bile, daralmış kardeşine karşılıksız borç vererek, o ezadan kurtarırlardı.. peki ne oldu bize..?

El cevap; tabiiki emribil ma'ruf neyhi anil münkeri unuttuk, dünyevileşme hastalığına yakalandık.., bütün değerlerimizi dünyalıklar uğruna, ayaklar altına aldık...! Ve geldiğimiz nokta.

Yaklaşık 30 yıl önce, Eskişehir'de üniversiteye yeni başlayan bir yakınım başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatmıştı:

‘’Sabah üniversiteye gitmek için, binmiş olduğum otobüste, biri erkek diğeri kız olan iki öğrenci, onca insanın içerisinde uygunsuz harekette bulunuyorlardı. 'otobüste bulunan insanlar sanki hiç görmüyorlardı..! Tepki bile vermiyorlardı. ' ben ise ilk defa böyle fena bir işle karşılaşmıştım, hayrete düşmüştüm.!! Doğduğum yerde, ‘yani Konya'da asla böyle bir ahlaksızlıkla karşılaşmamıştım..!' gayri ihtiyari yüksek bir sesle "edep yahu"..' utanmıyor musunuz..! Diyerek tepki vermiştim ..! 'birden otobüste bulunan herkes dondu kaldı.., o ahlaksız hareketlerde bulunan öğrenciler, kendilerine yönelen bakışlardan dolayı müthiş rahatsız olmuşlardı..! 'korkmuş olmalılar ki.!!’adeta kaçacak yer aradılar.., Ve az ötede otobüsten inerek kayboldular..! ‘Otobüsün arka sıralarında oturan yaşlı bir amca vardı, bana bakıyordu. Eliyle bana işaret ederek ” yanıma gelir misin?” demek istiyordu.! yaklaştığımda yaşlı adam beni biraz süzdükten sonra, 'sen nerelisin evladım diye sordu ..? ‘Ben Konya'lıyım amca deyince.!! Hafif tebessüm ederek, başını tastik edercesine sallayarak, Şöyle serzenişte bulundu...’Ah evladım ah, bu gördüğün manzara, ilk değil.!! Biz her gün göre göre alıştık herhalde. "Eskişehir'e üniversite açıldıktan sonra bu edepsizlikler başladı..! O zamanlarda bizde senin gibi tepkimizi verebilseydik.! 'bu ahlaksızlıklar olmazdı..! Daha bu gördüğün neki..!! Diyerek başını önüne eğmiş ve gözleri dolmuştu..! “ diye anlatmıştı arkadaşım.

"30 yıl önce, ülkemiz, batıdan fen ve teknoloji alacağına.!! ' batmış ve kokuşmuş medeniyetini almış, ’tek dişi kalmış "canavar" batının, Ahlaksızlığına ve hayasızlığına özenmiş ve bu ahlaka muğayir olan davranışları topluma "çağdaşlık" maskesi altında, enjekte ederek Müslüman olan halkını dejenere etmiştir ..! "Yıl 2017 Konya'mız dahil, ülkemizde genel olarak, "maalesef.!! 'Ahlak ve maneviyat eksi bakiye durumundadır. Konya gibi manevi değeri yüksek bildiğiniz bir şehirde bile..! Hz. Mevlana'nın türbesiyle üçler mezarlığı arasında aleni fuhuş ticareti yapılıyor ise..! Gerisini siz düşünün.!!' Yine Konya gibi bir şehirde, fuhuş amaçlı günlük stüdyo daire kiraya veriliyorsa.!! "Esrar, eroin bonzai vb uyuşturu madde kulananların yaş ortalaması, ortaokul seviyesine kadar düştüyse..! biri bana lütfen nedenini izah etsin..! Ev yada araba alabilmek için, hiç düşünmeden banka banka dolaşıp en düşük faiz'i kim veriyor diyerek, alacağımız paranın haram olup olmadığını hiç umursamaz bir toplum haline geldik.! Helal ve haram hassasiyetimizi neredeyse kaybettik..! Peki nasıl bu duruma geldik..?

Arif Nihat Asya'nın bir dörtlüğü aklıma geldi..!

Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu Ne olduysa hep bize azar, azar oldu..!! 

Evet ‘’Maalesef’’ ama doğru söylemiş ....! Peki bu dejenerasyonun ve bozulmanın başlıca müsebbibi kim veya kimler.? Yukarıda efendimizin hadisi şerifini bir kez daha hatırlayalım..

 "Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, aile halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz."

‘’Yukarıda belirttiğimiz sorumlu statüsündeki kurumların yanında, ayrıca cemaatler ve sivil toplum kuruluşları..!  sorumluluklarını, ‘’gerçekten  yerine getirdiler mi..? veya ne kadar yerine getirdiler..!‘’

Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir. (Ahzab72),

"Hani güzel bir atasözümüz vardır ya..! "Hafıza i beşer nisyan ile maluldür diye". İnsan, gerçekten vermiş olduğu sözü çabuk unutan, zalim ve cahil bir varlıktır..

Yukarıda Ülkemizde emribil ma’ruf nehyi anil münker görevini üstlenen kurumların başında, şüphesiz diyanet ve ilahiyat camiası geliyor demiştik..!

"Sadece diyanette 2017 yılı istatistiklerine göre 150,000 kişi görev yapmaktadır.ve ülkemiz genelinde 85 bin camii var..! 'Ayrıca ilahiyat fakültesi her yıl yüzlerce mezun veriyor.! lakin, 'istisnalar kaideyi bozmaz ama, maalesef…!! ‘ciddi manada irşat ve tebliğ çalışması yapan bir imam göremiyoruz...! ‘vaizlerin nasihatleri, kürsüden öteye geçmiyor..! ciddi manada batıla karşı sahasında, mücadele eden, din adamlarını göreniniz var mı Acaba .? 'peygamberin imamet makamını temsil ettiklerinin farkındalar mı..? ilahiyatçılar ne iş yaparlar ? "insanlara iyiliği emredip, kötülükten alıkoyma gibi , bir görevleri yok mu acaba..? Nerede bunca din görevlileri? !!göremiyoruz..!  Maalesef…’En çok gördüğümüz, ilahiyatçılar, sapık fikirli, sünnet ve hadis düşmanları ..! hadis ve sünnet inkarcılarına karşı tez hazırlayıp, kafası karışan Müslümanları aydınlatan, bilgilendiren diyanet işeri ve ilahiyatçılar nerede..? Eğer; 150 bin din görevlisi + ilahiyat camiasında bu sapık görüşlü alim müsveddelerine karşı, ‘’reddiyede’’ (nehyi anil münker’de) bulunacak 10 kişi çıkaramıyorlar ise,…! Özellikle bu iki kurum, Başını iki elin arasına alıp, düşünmelerini Allah için tavsiye ediyoruz…

 Maalesef Müslümanlara örneklik teşkil edecek pek az sayıda din adamı kaldı..!  Tabiatıyla kendisi islamı gereği gibi yaşamayan 'Alim görünümlü din adamları, 'günahlara batmış insanlara ne anlatacaklar.? Nasıl örneklik teşkil edip tebliğde bulunacaklar..! ve ne kadar etkili olacak..?

'Kardeşlerim  belki yukarıda, ilahiyatçı ve diyanet'in görevlendirdiği din görevlilerine fazlaca yüklendim.! Lakin haklı olduğum inkar edilemez bir vakıa ..!

Konu; olarak mühim ve uzun uzadıya işlenecek bir konu olması hasebiyle, ‘’inşallah haftaya aynı konu başlığıyla devam edeceğiz…

Selam ve dua ile….

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.