Para piyasasının aksine, sermaye piyasası içerisinde çeşitli riskleri barındıran, uzun vadede sonuç getiren ancak sağlıklı ve dengeli ekonomik büyümeyi destekleyen bir yapıya sahiptir. Reel sektörün fonlandığı sermaye piyasasında ekonomik istikrarsızlıkların önü büyük ölçüde kesilmektedir. Bir örnekle açıklamak gerekirse, para piyasasını ağrı kesiciye benzetebiliriz. Zira bazen işe yarasa da ağrı kesiciler birçok zaman gerçek hastalığın üzerini kapatarak ölüme dahi neden olabilir. Tıbben ağrı ya da ateş vücuttaki bir problemin varlığına delalet eder. Örneğin apandisiti patlayan bir kişinin ağrı kesiciyle ağrısını azaltmak onu ölüme terk etmekle eş anlamlıdır. Eğer böbreklerdeki sorun ağrı kesici giderilerek hasta geri gönderilirse, tedavi gerçekleşmiş olmaz. Ağrı kesicinin etkisi azaldığında eski hastalığı tekrar ve daha kuvvetli bir şekilde nükseder. Buna karşın hastalık teşhis edilip rahatsızlığı giderecek tedavi uygulandığında iyileşme süreci nisbi olarak uzun sürecek, ancak hasta büyük ihtimalle iyileşecektir. Bu yüzden hükümet politikalarının sürekli, uzun vadeli ve reel sektörü destekleyici olması gerekir. Kamusal açıkların çok büyük, devletin borçlanma gereğinin çok yüksek olduğu, enflasyonun süreklilik arz ettiği, belirsizliklerin olduğu ve bu yüzden yatırımcıların önlerini göremediği bir ortamda, fon sahipleri tasarruflarını büyük oranda devlet garantisi altındaki borçlanma senetlerine yönlendirerek daha kısa vadede daha riskiz bir ortamı tercih edeceklerdir.
Kamu maliyesinin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması kısa vadeli kaynaklardan beslenerek değil, uzun vadeli, ekonominin bünyesini güçlendirecek ve yatırımları destekleyen fonlarla finanse edilmesi gerekir. Bu anlamda ılımlı bir vergi düzeni piyasada bahsedilen türden borçlanmaya göre önemli artıları olan bir araçtır. Böyle olunca tasarrufçular için hem risksiz hem de oldukça yüksek getirili ancak kamu maliyesi için bir o kadar zararlı olan bir finansal araç büyük ölçüde sınırlandırılmış olacaktır. Aynı şekilde ticari bankalar için de kolay kazanç imkânı daralacak, mevduata oldukça yüksek faizler vermeleri zorlaşacaktır.
Devletler de çeşitli şekillerde borçlanma gereği hissedebilir. Nitekim devletler de aileler gibi gelirini zaman bakımından dengelemek için borca ihtiyaç duyabilir. Faizsiz finansal sistemin bunun için önerdiği araç ‘sukuk’tur ki, ilerleyen zaman içerisinde İslam ekonomisinin bu önemli finansal aracı üzerinde durulacaktır.