Bugün CUMHURİYETİ KURUYORUZ ilanının 100 ncü yılı. Alternatif ve de düşündüren bir yazı kaleme aldım.. Sonuna kadar okuyabilirseniz, yıllardır sabitleştirilen BAKIŞ AÇINIZ değişecektir..
SORU ŞU: Mustafa Kemal, (Nüfus kağıdındaki adıyla Kamal Atatürk) Cumhuriyet Yönetimine gerçekten inanıyor muydu?
CEVABEN YAZALIM..
Tarihsel sürece bakarsak sadece teoride inanıyordu diye düşünüyorum.. Gerçek anlamda bunun böyle olmadığını anlayınca hiç uygulatmadı..
NASIL MI?
Vefatına (1923'den 1938'e) kadar 15 yıllık kalan ömründe -milletin kendi yöneticisini özgürce seçme sistemi olan- Cumhuriyet sistemini tek partili yarı totaliter rejim şeklinde ama sözde cumhuriyet olarak uygulandı..
Görünürde uygulanan sadece Tek partili sistemde seçmenin önüne verilen listelerin onaylanmasıydı.
Farklı düşünenlere, rejimin düşüncesinden farklı bir parti kurdurulmadı. Bir tek Serbest Fırka denemesi hariç.
S.F'nın mitinglerinde millet -özellikle İzmir'de- "Biz, İslâmi olmayan batılı tarzda yönetim istemiyoruz.." sesleri yükseliyordu..
Maalesef hemen Kapatıldı..
DÜŞÜNÜN BAKALIM
Cumhuriyet rejimi, milletin istediği idarecileri başa getirmek ise ve buna da engel olunmuş ise sorarım size; bunun adı "CUMHURİYET REJİMİ midir?"
DEVAM EDELİM..
21 Temmuz 1946 yılında Türkiye Siyasetinde utanç ile anılan dipçik altında AÇIK OY, GİZLİ TASNİF şeklinde bir seçim yapıldı..
Hal böyle olunca CHP açık farkla aldı seçimi. Lakin millet farkındaydı ve bu batıcı yönetimin baskı politikasına dur demek için gününü bekliyordu.
O gün işte bu gündü
İşte CUMHURİYET SİSTEMİNİN GERÇEK MÂNÂDA İLK UYGULANDIĞI TARİH: 14 MAYIS 1950 idi..
Kutlanacak ise Cumhuriyet; İLAN EDİLDİĞİ tarihte değil, 27 yıl sonra UYGULANDIĞI tarih olan 14 Mayıs'ta kutlanmalıdır, naçizane fikrim..
Güne 2nci notum:
İstanbul'u işgal altında tutan İngilizler, aniden gitmek istedi. Hemi de eğlence düzenleyerek..
Selahaddin Adil Paşa'nın "HAYAT MÜCADELELERİM" adlı hatıratında şöyle yazıyor o konuyu (sayfa 424):
“General Harrington tarafından İtilaf devletleri orduları namına 29 Ağustos'ta Türk ordusu için Sumer Palas'ta bir çay ziyafeti verilerek İstanbul'daki askeri, sivil birçok kişi çağrılmış ve kumandanlıkça (yani Türk tarafınca) da 19 Eylül 1923′te Beykoz Parkı'nda bir garden parti ile buna karşılık verilmişti.”
Ne güzel di mi.. Ohh miss.. )))
İngilizler, 2 Ekim'de 1923 tarihinde İstanbul'dan ayrıldılar..
Selahaddin Adil Paşa, 2 Ekim 1923 günü işgal kuvvetlerinin İstanbul'u nasıl terk ettiklerini de şöyle anlatır (s. 425):
“Türk, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerinden ayrılan birer birlik belirli saatte Dolmabahçe meydanında yerleşmiş ve yapılan geçit merasiminden sonra İtilaf devletleri kumandanları tarafından büyük bir seyirci topluluğu önünde alkışlar arasında şanlı bayrağımız selamlanarak yabancı kumandanlar cami rıhtımına kadar uğurlanmış ve burada rıhtıma yanaşan bir motorla Fındıklı açıklarında beklemekte olan Arabic vapuruna gitmişlerdi. Bu suretle de İstanbul işgaline kesinlikle son verilmişti.”
Tekrar diyoruz ki;
Ezbere tarih okumayın, alternatiflere bakın ve düşünerek karar verin..
______________________________
M. Kemal'in "Yarın Cumhuriyeti kuracağız" sözlerinden 24 gün önce Amerika'n gazetesi yeni hükümetin rejiminin Cumhuriyet olacağını ilan etmiş (Haber, A.P.: 4 Ekim 1923 Perşembe, baskı ise NYTimes: 5 Ekim 2023 Cuma)
Etrafındakiler ve savaşan paşalar bunu bilmiyor iken yurtdışında herkes her şeyden haberdarmış..
Konu çok su götürür de HERŞEY YAZILAMIYOR..
Gazetenin orijinal sayfasının linki de yorumlarda..