İSLÂMIN ÖNCELİKLERİ NELERDİR?
Bundan bir önceki yazımda siyasiler için, milletin aciliyet durumuna göre sorunları belirleyip çözüm yolları üzerinde durmaları gerektiğini belirtmiştim. Bu kural dinimiz için de geçerlidir. İslâmın öncelikleri neler olduğunu beraber burada irdelemeye çalışalım inşallah.
Özellikle bu konuyu seçmemin nedeni, İslâmın önceliklerini arkaya, sonrakileri öne almamızdan kaynaklanıyor. Sıralamayı yanlış yerden yapıyoruz. Sonuç hüsran oluyor.
Bilimde dizilişler önemli olduğu gibi, dinmizde de sıralama önemlidir. 1-2--3-4 harflerini sırasıyla yazarsak 1234 sayısı çıkarken yerlerini değiştirirsek çok farklı sayılar ortaya çıkar. Konunun önemine binaen futbolla ilgili aşağıya aldığım pasajı okumanızı öneririm.
Futboldaki dizilişleri tanımlamak için, oyuncuların sahanın boylamasına yer aldıkları pozisyonlar göz önünde bulundurulur. Pozisyonu sabit olan kaleciler dizilişin dışındadır. Kendi kalesine en yakın oyuncu grubundan başlanarak, aynı hat üzerindeki oyuncu sayısına göre diziliş belirtilir. Dört defans, dört orta saha ve iki forvet oyuncusundan oluşan bir diziliş 4-4-2 olarak adlandırılır. Oyunun bu üç ana pozisyonu da kendi içerisinde alt gruplara ayrıldığından, bu alt grupları ifade etmek için daha fazla rakamdan oluşan dizilişler de kullanılmaktadır. 4-2-3-1 dizilişinde orta saha oyuncuları, ikisi defansif ve üçü ofansif olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır.
Buradaki prensiplere ve diziliş yöntemlerine uyulmazsa futbolda başarı sağlanamaz. Defansta başarılı olan futbolcuya başarılı olamadığı başka alana kaydırırsanız başarı olmuyor.
. Tıpkı yukardaki örneklerde görüldüğü gibi Allah Teâlâ'nın emirlerinin de bir dizilişi, bir sıralaması, önemine binaen bir ahengi vardır. Ölceliklerini sonrakilerle değiştiirirseniz, tıpkı ayetteki cümlenin içindeki kelimelerin yeri değiştirildiğinde anlam değiştiği gibi, sıralamayı yanlış yerden yaparsak dinimizin de manası bozuluyor, yani yeni bir din ihtas etmiş oluruz. Günümüzde olduğu gibi. Bu din benim dinim değil.
Matematikte kümeler konusu vardır. Her kümenin alt kümeleri vardır. Alt kümeler bir araya geldiğinde kümeyi oluşturur. Ana kümeyi kavramadan alt birimlere inmek manasızdır. Esas olan ana temadır, yani ana kaynaktır.
Kur'an-ı Kerim'min temel esasları vardır. Bunlardan en önemlisi iman konududur. İmandan sonra, adalet, insan hak ve özgürlükler, kul hakkı, emeğin korunması, devletin malını adil şekilde yurttaşlar arasında paylaşılması, her ferdin eşit şekilde temel ihtiyaçlarının karşılanması, emeğin sonuna kadar korunması, emaneti ehline verilmesi...vardır. Farz ibadetler bunlardan sonra gelir, nafile ibadetler ise en sonda yer alır. Biz en sonda yapılması gerekenleri en başa aldık, baştakilere ise gündemimize hiş sokmuyoruz.
Kur'an'ı Kerim'i esas olan akuyup anlamak, anlatmak ve sonuç itibarıyla yaşamaktır. Yaşanmadıktan sonra sadece okumak, ehemmiyet sıralamasında sonda yer almaktadır. Kur'an'ı Kerim'i ezberlemek nafile bir ibadettir. Okunan ayetlerin anlamak önemlidir, hayatta ihtiyaç duyduğumuz konuların hükmünü ana kaynaktan öğrenmek zorundayız. Bir müslüman temel görevlerini öyle veya böyle öğrenmesi ve uygulaması farz-ı ayındır. Esas olan Kur'an'ı anlamak ve esaslarını müslümanlar olarak uygulamaktır. "İşimize uyanları alırız, gerisini almayız' anlayışı Mekke Müştiklerinin anlayışı ve inancıdır.
. Kur'an'ı Kerim'i güzel okumak, tecvitli okumak ve ezberlemek, nafile bir ibadettir. Faize ve faizli sistemin yanında yer almak, faizle iş görenleri desteklemek, onların peşine gitmek ise dinimizce hükmünü, buyurun siz söyleyiniz.
. Binlerce hafızımız Kur'an'ın anlamını bilmeden; güzel sesleriyle, tecvid- ta'lim ve nameleriyle okuyorlar. Buraya kadar güzel. Manasıylâ neden hafızlarımız buluşturulmuyor? Halbuki "liyunzira men Kane hayyen" Kur'an hayatta olanları uyarmak için gönderilmedi mi? Manasını bilmeden tecvitle okumak nafile ibadet, uyarılarına uymak da farzdır. Diziliş hatası yaptık. Önceliğimiz Kur'an'ın uyarılarını ve emirlerini içselleştirmek ve tatbik etmektir. O zaman Kur'an hayat kitabı olur. Ancak biz sadece ibadet maksatıyla okuyoruz. Bu okuma esas amaca uygun bir okuma değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl ramazanda "Kur'an'ı güzel okuma yarışması" düzenliyor. Düzenlemesin demiyorum. Lâkin öncelikle "Kur'an'ı Güzel Yaşama Yarışları' düzenlemelidir. İlki nafile, sonraki farz, nafileyi öne, farzı arkaya attık.
Faize, fuhşiyata, Kara para aklamaya, faiz-borsa-döviz üç kağıt ekonomisine, yolsuzluklara, hırsızlığa,liyakatsizlığe, adam kayırmacılığa, torpile, kuvveti üstün tutanlara, değerlerimizi ve inançlarımızı kendi menfaatleri için kullananlara Allah Teâlâ'nın rızası için karşı çıkmıyor ve susuyorsa böyle kimseler İslâm ahlâkından nasiplanmemiş kimselerdir demektir.
Kur'an'ı sadece namaz kıldırmak, ölülerin üzerine okumak, kavli dua yapmak için okuyorsa bir din görevlisi islâm şuurundan nasibini almamış demektir. Mesajımı ifade etmeye çalıştım. Rabbim gayretlerimizi daim eylesin.
Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.
Selam ve saygılarımla...
16.02.2024