İSLÂM'DA SİYASET VAR MIDIR? (2)

Mustafa Cemal TOMAR

İSLÂMDA SİYASET VAR MI DIR (2)

Dün bu başlık altında bir yazı yazmıştım. Bugün için konunun devamını yazscağımı belirtmiştim. Şimdi kaldığım yerden devam etmek istiyorum.

Dünya'ya insanoğlu teşrif ettiğinden bu yana hak- batıl mücadelesi devam etmektedir. Bu mücadele Kıyamete kadar da devam edecektir. Her şey zıddıyla kaimdir. Bu mücadele olmazsa dünyada yaşamanın bir anlamı olmaz. İmtihan olmaz.

Bu çerçeveden bakıldığında bazen hak öndedir, bazen batıl öne geçiyor. Osmanlı İmparatorluğu dağıldıktan sonra batıl güç kazandı, bu güçünü yüz yıldan beri maalesef devam ettirmektedir. Üzücü olan husus ger geçen gün güçüne güç katmaktadır. Değişik isimler altında dünyadaki.57 müslüman ülkeyi her yönüyle sömürmektedir. BM, AB, NATO, UNESCO, DSO, AİHM, Dünya Bankası.... bu kuruluşların bazılarıdır. Tabi ki bu sömürü düzenini kurmak öyle kolay bir iş değildir. İşte, Haim Nahum Doktrini 7 maddedir; "Aç bırakacaksın, işsiz bırakacaksın, borca esir edeceksin, dininden uzaklaştıracaksın, böleceksin, böldüklerini birbiri ile çarpıştıracaksın, yumuşak lokma haline getirip yutacaksın..."

| Prof. Dr. Necmettin Erbakan

Dininden uzaklaştırmanın en önemli ayağı "Laiklik"tir. Laiklik ilkesiyle Kur'an hükümlerinin yüzde 90'nını işlevsiz hale getirmektir. İslâm faize şiddetle karşıdır. Laiklik sisteminde ibadet edebilirsin, kapitalistlere bir zararın olmaz. İnandığın gibi bir düzen kurmaya kaktığında hemen laiklik ilkesini önüne koyuyorlar. Zira o zaman sömürülemeyeceksin.Bugün bütün müslüman ülkeler ağzına kadar sömürülüyorlar. Borç batağında herkes. Türkiye yılda 40 milyar dolara yakın faiz borcu ödüyor. Bir taraftan 40 milyar dolar faiz borcu öderken diğer taraftan 100 milyar doların üzerinde her yıl borcuna borç katmaktadır. Esas ülkeyi darboğaza sokan FAİZDİR. Onlarca parti var bizde. Hiç biri kara deliği görmüyor, yani bataklığı bırakmış sivrisinekle uğraşıyor. Gerçek miili görüşün dışındaki siyasi görüşler aynı merkezden beslendiklerinden aralarında esas itibarıyla fark yoktur

Uluslararası sömürü düzenini kuranlar her ulusun içinde kendilerini temsil edenleri vardır. O kimseler önemli makamlardadırlar. İslâm siyasetini hayata taşımayı büyük tehlike görüyorlar. Şeriat Sisteminin içini boşatmışlar ve insanlık için büyük tehlike olduğunu insanlığa anlatmaya çalışıyorlar. Allah Teâlâ'nın nizamının yerine; demokrasi, cumhuriyet, laiklik, özgürlük... gibi kavramlar koymuşlar. Kendi manfaatlerini korumak için istedikleri düzeni kurmuşlardır. Elbette bunun hesabı Hak Teâlâ tarafından sorulacaktır.

Son zamanlarda özellikle ilahyatçıların bazıları da bu adamların değirmenine su taşıyorlar da belki de farkında değillerdir.

Kur'an'ı Kerim'de " Yuharrifunel Kelime an mevadiihi" kelimeleri yerlerinden oynatarak ayetlerin anlamlarını tahrif ediyorlar. Bu zevatlardan ünlü ilâhiyat Profesörlerden de vardır. Ekranlarda görüyoruz.

Kısaca sömürücüler her alanımıza girmişler. Ailemizi bozmaya, okulumuzdaki eğitim sistemine, işimize-aşımıza, televizyon yayınlarımıza,ne ekip ne biçeceğimize... her sahamıza girmişlerdir. Bizden görünen ya da görünmeyen adamlarıyla sinsice plânlarını uygulamaya çalışıyorlar. Muvaffak da oluyorlar. Para onlarda, teknoloji onlarda, medya onlarda, teknoloji ve sanayi onlarda, dünyaca dev şirketlerin sahipleri onlarda, maddi bakımdan aklınıza gelebilecek her güç onlarda. En önemlisi şeytanlık da onlarda. Allah Teâlâ çalışana bu dünyada veriyor, O şerri de yaratıyor, hayrı da yaratıyor.

Biz müslümanlar bir olursak, İslâm Birliğini kurabilirsek, bilime ve teknolojiye önem verirsek, en büyük sömürü düzeni olan faize ve sistemine hayır dersek Allah Teâlâ'nın izniyle Hak gelecek, batıl zail olacaktır.

Allah’a dayan , sa’ye sarıl , hikmete râm ol .

Yol varsa budur . Bilmiyorum başka çıkar yol. “ [Mehmet Akif Ersoy]

Yazımı Yüce Rabbimin şu ayet-i kerime'nin mealiyle bitirmek isterim. Maide suresi:

"Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları hâlde, ağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler , sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerini değiştirir ve şöyle derler: “Eğer size şu hüküm verilirse, onu tutun. O verilmezse sakının.” Allah, kimin azaba uğramasını istemişse artık sen onun için asla Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir. Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır"

Maide 5- "Anlaşmalarını bozmalarından dolayı onlara lanet ettik ve kalplerini katılaştırdık. Kelimeleri bağlamlarından kopararak çarpıtıyorlar, öğütlendikleri şeyden nasiplenmeyi unuturlar, içlerinden çok azı hariç, daima onların hainlik ettiklerini görürsün. Yine de vazgeç ve yaptıklarına aldırma. Kuşkusuz Allah, iyi davrananları sever".

22.09.2023

M. Cemal TOMAR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.